ANALİZ

Halk ayaklanmaları meşru olabilir mi?

Birisi bana ağzını doldura doldura “Adalet arıyorum” dediğinde soruyorum: “Kime adalet, kim için adalet?

Halk ayaklanmaları meşru olabilir mi?

Birisi bana ağzını doldura doldura “Adalet arıyorum” dediğinde soruyorum:

“Kime adalet, kim için adalet?”…

“Mağdur için adalet elbette…” diyor karşımdaki…

“İyi ama mazlum kim, zalim kim?..” diye üsteliyorum…

Klâsik “fakir/zengin” ya da “güçlü/zayıf” edebiyatı…

“Ezilen mazlum, ezen zalim tabii ki… Yani zayıf mazlum, güçlü zalim…”

“Niye” diyorum… “Har zaman güçlü mü ezer zayıfı?.. Bazen zayıfın güçlüye zulmettiği olmaz mı?..”

“O zaman güçlü o eziyeti mutlaka hak etmiştir?..”

“Zayıfın zulüm gördüğüne kim karar verecek?.. Zayıf bizzat kendi mi?..

“Yargıya gitse, yargı güçlüden yana olacağına göre başka çaresi var mı?..”

“Eski tarihlerde ihkakı hak vardı ve hatta ihkakı hakkın kabul edildiği dönemler, edilmediği dönemlerden çok daha uzun sürdü ama günümüz hukukunda yok, olmayacak da.”

“Olacak, olmalı… Aksi halde güçlü güçsüze her zaman zulmedecek…”

OLMAZSA OLMAZ

İşte bu noktada zurna “zırt” ediyor…

Çünkü…

Adalet heykelinin gözleri bağlıdır…

Çünkü…

Yargıladığı kişinin kim olduğunu, mevkiini, makamını görmez, görmemelidir…

Çünkü…

Adalet “zayıf” için olduğu kadar “güçlü” için de gerekli…

Olmazsa olmazdır hatta…

YARGI DEĞİL ÖNYARGI

“Güçlü her zaman zalimdir, günahkârdır, suçludur” denilebilir mi?..

Deniliyorsa eğer bunun adı “önyargı”dır…

Önyargının olduğu yerde ise adil bir yargılama yapılamaz...

DEMEK İSTEMEM O Kİ…

Bir zayıfın yaptığı meşru olmayabileceği gibi…

Bir güçlünün eylemi de yasa dışı olmayabilir…

Ya da…

Bir güçlünün bir eylemi yasa dışı olabileceği gibi, bir zayıf da yasal bir iş yapmış olabilir…

*

Adalet, işte orada çıkar ortaya…

Eğer bir yargı…

Bir yargıçlar heyeti…

Güçlü ile güçsüz arasındaki bir olayda, bir yargılamada, bir şikâyette…

Kimin haklı kimin haksız olduğuna tarafların makamlarına göre (Lehte ya da aleyhte.) karar veriyorsa; orada “adalet” olmaz…

Orada olsa olsa, toplumsal ve sınıfsal bir zulüm olur…

HALK AYAKLANMALARI MEŞRU OLABİLİR Mİ?

Sınıfsal zulüm ille de güçlünün güçsüze, zayıfa yaptığı eziyet, verdiği zarar olmayabilir…

Bazen zayıf ve güçsüz biri de yasalardan kaynaklanmayan bir hakkı kullanıp güçlüye eziyet edebilir…

Halk ihtilâlleri güçsüzlerin (Ya da ideolojik sıfatlarıyla ezilenlerin.) ezenleri şiddet yoluyla ve kan dökerek iktidardan düşürmeleri değil mi?..

İyi ama…

Günümüzde böyle bir halk ayaklanmasına “meşru” gözüyle bakılabilir mi?..

*

Bir cümlede bitireyim…

Hukuk bir hakkın teslimi için vardır; birinin hakkının teslimi için değil…

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar