ALKIŞ

Hakim Haki Öncü

Muhalif muvafık, gerçek demokrasi ve hukuk devleti isteyen herkesin alkışladığından emin olduğum....

Hakim Haki Öncü
Ey güzel insanlar!..
Bugün...
"Alkışlar, kaybetti, kazandı" köşeleri için alışıldığın dışına çıkacağım...
Seçimlerim medya dünyasından olmayacak...
Çünkü...
Üç tercihimin üçü de günün mana ve önemine binaen mutlaka alkışlanması gereken...
Eğer görmezden gelirsem tarihi bir fırsatı kaçırdığım için kendimi affetmeyeceğim üç tercih...
Muhalif muvafık, gerçek demokrasi ve hukuk devleti isteyen herkesin alkışladığından emin olduğum birini alkışlayacağım...
Kazandığı konusunda muhaliflerinin bile hem fikir olduğu bir emekli askere hakkını teslim edeceğim...
Ve...
Aklı başında bütün Ak Partili seçmenlerin midesini bozduğu için "kaybetti" gözüyle baktığı siyasetçiyi kınayacağım...
Önce Alkış...
Kim için mi?...
Söyleyeyim:
Denizli 7'nci Asliye Ceza Mahkeme Hakimi Haki Öncü için...
Neden mi?..
O halde...
Yargıç Haki Öncü'nün şu gerekçeli kararını lütfen okur musunuz?..

"Demokrasinin kelime anlamı; Tüm üye veya vatandaşların organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. İleri demokrasi ise, 21'inci Yüzyıl'ın teknolojisini kullanarak demokrasiyi geliştirmeyi amaçlamak, bunun için basın, fikir ve düşünce ile ifade özgürlüğü konularında ileri düzeyde çaba sarf ederek, insanların özgürlük ve sınırlarının arttırılması çabasının görüldüğü bir yönetim biçimi olacaktır, daha doğrusu olmalıdır....
Yaşanan darbe sonrasında 'farklı düşünüyor' diye 17 yaşında asılan Erdal Eren'in ardından yazılan 'Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda' şarkısını dinler, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun Mamak Cezaevi'nde yapılan işkenceleri anlatan 'Üşüyorum' şiirini okudukça yapılan zulümlere yanar, farklı düşünüyor diye yazar Sabahattin Ali'yi Istıranca Dağları'nda öldürdüğümüze yanar, farklı düşündüğü için ülkemizden kaçmak zorunda kalan Nazım Hikmet'leri, Ahmet Kaya'ları başka ülkelerindeki mezarlarında ziyaret eder, çiçek bırakır, Fatiha okur, son olarak da gezi parkı protestoları sırasında polis memurları tarafından atılan gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu 268 gün komada kalan 15 yaşındaki Berkin Elvan'ın ölümüne yanar dururuz. Anadolu'nun kilimi gibi, motiflerdeki renkler gibi farklılıklardan güzellik doğar.
Ülkemizde son 30 yıldır yaşanan terör sonrası terörü destekleyen bir etnik gruba dahi olgunluk ile el uzatan kucak açan devletimizin, aynı olgunluğu farklı düşüncelere de göstermesi gerekir.
Bu cennet vatan hepimizindir. Doğu'suyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle, hangi etnik kimliği olursa olsun, hangi inanca hizmet ederse etsin, farklılığı, zenginlik olarak görüp kabul etmek gerekir.
Ayakta duranı, oturanı, yürüyeni, tencere tava çalanı, ışık yakıp söndüreni, tehdit, tehlike olarak görmek, sesini kesmek için mücadele etmek, bırakın ilerisini demokrasi ile bağdaşmaz. Şiddet unsuru taşıyamayan, sadece etkiye tepki ölçüsü doğrultusunda tepki gösteren, bu sanıkların suç işleme kastı ile hareket etmediklerinin düşünülmesi gerekir. El ele, kol kola, göstericimizle, polisimizle, askerimizle, sağcısıyla, solcusuyla, inananıyla, inanmayanıyla, bir halay çeker gibi aydınlık geleceğe yol olmamız gerekir.
Valilik makamı tarafından çoğunluğun görüşünde olmayan hiçbir gösteri için ağırlıklı olarak izin verilmediğinden, farklı olan farklı düşünen hiç kimsenin ülkemizde gösteri veya toplanma hakkı ne yazık ki görülmemektedir.
Bırakın toplantı ve gösteri yürüyüşüne valilik makamlarının izin vermesi, bu günlerde Cumhuriyet savcıları tarafından yapılması düşünülen operasyonların dahi izni validen alınması gerekiyor. Bu durum ne hukuk devleti ne de demokrasi ile bağdaşmıyor.
Ne yazık ki ülkemizde şu an, farklı düşünen kitlenin sindirilmesi sürecinde, ülke genelinde itfaiyelerin kullandığı sudan çok TOMA araçlarının su kullandığı ve göstericilere su sıktığı ortadadır. Sıkılan suyun da insan için zararlı olacak kimyasal madde ile karıştırılmış su olması, gösteri yapmaya çalışan vatandaşların direkt meydanlarda sıkılan kimyasal sularla cezalandırılmasının amaçlandığı gerçektir." 
 
ÇOK OKUNANLAR