MEDYA KÖŞESİ

Hakan neden AKP değil AK Parti diyor?

Ahmet Hakan haftaya zinde başlamış. Yani gündemin altından girmiş üstüneden çıkmış anlayacağınız...

Hakan neden AKP değil AK Parti diyor?

GAZETECİLER.COM - Ahmet Hakan haftaya zinde başlamış. Neden AKP değil de AK Parti yazmayı tercih ettiğini, magazincilerin değişmesi gereken çalışma anlayışı, 'yandaş medya' klişe yalanları... Yani gündemin altından girmiş üstüneden çıkmış anlayacağınız. Neyse uzatmayalım. Gerisini de kendisi

"Magazinciler ne zaman efendileşir

 BİR: Birim şefleri tarafından, “Hadi evladım, bu gece mutlaka olay çıkarmalısın... Göreyim seni...” diye göreve yollanmadıkları zaman...

İKİ: Magazin bölümü için eleman seçerken en az diğer birimlere eleman seçerken gösterilen titizlik gösterildiği zaman...

ÜÇ: Magazinciyi “üç kuruş maaşa talim eden meslektaş” durumundan kurtardığımız zaman...

DÖRT: Gece sokağa çıkan magazincilerimiz için, “Magazincinin Hak ve Sorumluluk Bildirgesi” başlıklı bir metni ortaya çıkardığımız zaman...

BEŞ: Magazinci arkadaşa “En abuk soruyu sorarsan, en abuk cevabı alırsın... Soruyu yayınlamadığımıza göre mesele yok” diye taktik verilmediği zaman...

ALTI: “Aşk yaşamak”, “çıtır güzel”, “sosyete dilberi”, “yakalanmak” gibi magazin klişelerini şöyle bir elden geçirip yeniden düzenlediğimiz zaman...

YEDİ: “Kendilerini çektirmek için yanıp tutuşanlar” ile “kendilerini çektirmemek için yanıp tutuşanlar” arasındaki farkın fark edildiği zaman...

SEKİZ: Teoman’a bir tür Tolga Korel muamelesi çekmekten vazgeçildiği zaman...

 

Büyük yandaş yalanları

 

BİR: Askeri eleştirmek, hükümeti eleştirmekten çok daha risklidir...

İKİ: Bu gelişmelerin hiçbirinden Tayyip Bey’in haberi bile yoktur...

ÜÇ: Vallaha da billaha da benim Ertuğrul Özkök’ün yerinde gözüm yok...

DÖRT: Gerekirse Tayyip Bey’i de eleştiririm...

BEŞ: Tayyip Bey yapmadı, cemaat yaptı...

 

Neden ‘AK Parti’ yazıyorum

 

Köşe yazarlığına Sabah Gazetesi’nde başladım ben...

Geçen bir arkadaş “Neredeyse beş yıl olacak” dedi de “Vay be... Zaman ne de çabuk geçiyor monna” deyivermişim...

Neyse... Bu işe ilk başladığımda ben “AK Parti” diye yazıyor ve yazımı öyle gönderiyordum... Ama ertesi gün açıp baktığımda “AK Parti”nin “AKP”ye çevrildiğini görüyordum...

Acaba işgüzar bir editörün rolü mü var bu işte?” diye bir iki araştırma yaptım...

Sonuç şuydu: Meğer Sabah Gazetesi’nin ortak kararı imiş “AKP” diye yazmak...

Ben de uydum o ortak karara... O zamandan beri “AKP” yazıyordum...

Fakat bu mesele yeniden gündeme geldiğinde, hiç kimseden herhangi bir telkin almadan “AKP”yi “AK Parti”ye çevirdim...

Şu üç nedenden dolayı:

BİR: Bir kurum kendisini nasıl nitelendiriyorsa ben de öyle nitelendiririm...

İKİ: AK Parti diyerek de bu hükümetin yanlışlarının yazılabileceğini göstermek istedim...

ÜÇ: AK Parti karşıtı bir misyona sahip olmadığımı fark ettirmek istedim..."

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar 1 yorum