Haftanın<font color='#3366FF'> İYİ</font>si, haftanın <font color='#3366FF'>KÖTÜ</font>sü, haftanın <font color='#3366FF'>ÇİRKİN</font>i

Bir değişiklik yapalım...
Haftanın iyi-kötü-çirkin üçlemesini seçelim dedik...
Buyrun bakalım seçimlerimiz yerinde olmuş mu;

İYİ

Haftanın İYİleri listesinde ilk sırayı Ahmet Hakan'a verdik.
"Bu da bana kapak oldu" diyen Ahmet Hakan, samimiyeti ve kendine batırdığı çuvaldız ile iyi bir çıkış yaptı. Bu özeleştiriyi her babayiğit yapamaz.
Hele de en çok okunan yazarlar listesinde zirvede olup, Hürriyet gibi insanın egosunu azdıran bir gazetede köşe yazarıysa...

İYİ listemize ikinci sıradan giren Zaman yazarı Mümtazer Türköne oldu.
12 Eylül'de gördüğü işkencenin ruhundaki yansımasını aktardığı şu sözler gerçekten çok çarpıcıydı;

-"Ben 10 yıl boyunca bana dayak atan Mamak Askeri Cezaevi'nin Komutanı Raci Tetik Albay'ı bir yerde bulup öldürme hayalleri kurdum"...

Ama bizim İYİ listemize asıl şu sözleriyle girdi;

-"32 yıl sonra intikam alınmaz. Nefret, öfke herhalde 10 yıldan daha fazla gitmiyor."

İYİ'lerde üçüncü sırayı Habertürk'e verdik.

12 Eylül davasıyla ilgili haftanın hareketini çekti. 32 yıl önce kanlı darbeyi Türkiye'ye duyuran meşhur "darbe" spikerini ekrana çıkarttı ve bu kez darbe davasının haberini okuttu. Mesut Mertcan'ı ekrana çıkarma fikrini Gazeteciler.com'dan araklamış olsalar da yaratıcı sürpriziyle Habertürk haftanın İYİsiydi.

KÖTÜ

Haftanın KÖTÜsü sıralamasında Kanal D açık arayla birinci sırada...

İrfan Şahin'in bu kadar düşkünlük edeceği, doğum anını sansürsüz olarak izleyicisine izletecek kadar ucuz rating numarası çekeceği hiç aklımıza gelmemişti.
Söz ziyan etmeye gerek yok...
Haftanın kötüsünün de kötüsü Kanal D oldu...

KÖTÜ sıralamasında ikinciliği Nazlı Ilıcak'a cömertlik yaparak veriyoruz.
Şimdiye kadar çokca şansı olmuştu ama hiç kullanamamıştı. Bu kez umduk ki 12 Eylül davasının başlamasını fırsat bilir de "samimi" bir özeleştiri ile haftaya damgasını vurur. Ya biz çok safız, ya Nazlı hanım çok uyanık...
Kaleme aldığı 12 Eylül savunması ile "ben yazdım yazı işleri makasladı" gibi trajik bir izahata tenezzül eden; "samimiyet" kelimesi sözlüğünde ve yaşamında yer almayan Nazlı Ilıcak kötüye mazhar oldu.

En KÖTÜ üçüncüye gelince;
Vallahi aday çok da...
Biz tercihimizi yandaki şu fotoğraftan yana yaptık.

Güneri Civaoğlu "aynadaki" aksini görmüş gibi gülmüş. Ertuğrul Özkök kendinden gayet emin. En komiği Mehmet Y. Yılmaz...
O ne duruş be... "Etek giyen şövalye" hesabı...
Ama kurtarmamış!
"Etek giyen" yazarlarımız bu pozları ile haftanın KÖTÜleri listesine magazin malzemesi olarak girdiler.

ÇİRKİN

ÇİRKİN'likte zirveyi Fazıl Say kaptı...

"Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun, cenneti ala meyhane midir? Her müminine 2 huri vereceğim diyorsun, cenneti ala kerhane midir?"

Fazıl Say, provakatif twitleri ile ne yapmaya çalışıyor anlamış değiliz. Düşünce özgürlüğü diyorsa önce bunun manasını öğrenmeli. Dini inanca hakaret etmek, aşağılık bir dille alay etmek, inananları rencide etmek "sanatçı şımarıklığı" denip geçiştirilecek bir durum bile değil. Fazıl Say, "cami duvarına işemeyi" adet haline getirerek haftanın ÇİRKİNi olmayı başardı.
***
ÇİRKİN yazısı ile Ayşe Arman ikinci sıradan listemize giriyor.

Ratingleri dip yaptıkça yatağının içini karıştırıp, yeri geldiğinde kocasını, yeri geldiğinde kızını, yeri geldiğinde topunu birden harcayan Ayşe Arman, bunlara bir de köpek ekleyerek kendini de aştı. Seks hayatını renklendirmek için köpek alacağını ilan eden, bu cümle ile alt beyinlere yolladığı sapkın düşüncenin çok iyi farkında olan Ayşe Arman, ÇİRKİNlikle pirim yapmaya kalkarak çooook ama çok ÇİRKİNleşti.

ÇİRKİN listemizde tacı da Nagehan Alçı'yı veriyoruz.

Ekranın en agresif isimleri listesinde hızla zirveye tırmanan Nagehan Alçı, günde ortalama iki programda kavga ederek ayrıcalıklı olmayı hak etti.
Bağırmadığında bu kadar doğru şeyler söyleyen bir kişinin, bağırdığında bu kadar itici ve haksız görünmesini; bu görüntüde ısrarcı olmasını akla mantığa sığdıramıyoruz.
Hatfanın çirkini, bağırarak güzelliğini yok eden Nagehan Alçı oldu.