Haftanın gündemi onlardan sorulacak! Detayları anlattılar
CNN Türk moderatörleri, Hürriyet'ten Hakan Gence'nin sorularını yanıtladılar.
10 Eylül itibarıyla yeni yayın dönemine girmeye hazırlanan CNN Türk'ün moderatörleri Ahmet Hakan, Buket Aydın, Hande Fırat, Ercan Gürses ve Deniz Bayramoğlu, Hürriyet'ten Hakan Gence'nin sorularını yanıtladılar
PAZARTESİ
AHMET HAKAN (‘Tarafsız Bölge’ pazartesi 21.00’de. )
Konuklar kendilerini çok geliştirdi
Tarafsız Bölge’ 13 yıldır ekranda. Bu programı bu kadar uzun soluklu yapan ne?
- Numara yapmaması ve samimiyetinden ödün vermemesi...
* Başka tartışma programlarından hangi özellikleriyle ayrılıyor?
- Temel unsurun ‘anlaşılma çabası’ olduğunu düşünüyorum. Konunun özünden kopmamak, konunun özünden kopma girişimlerinin önünü kesmek.
* Programınız hararetli tartışmalara sahne oluyor. Yayın sırasında en çok neye dikkat ediyorsunuz?
- Başarılı bir tartışma programının ideal kıvamı şu: Ne sonu tatsızlığa varacak kadar seslerin yükseldiği bir program... Ne de harareti olmayan, renksiz, kokusuz bir program...
* Türk toplumu politik bir toplum mu?
- Çok. Hatta biraz fazla. Başka ülkelerde sadece belirli kesimlerin ilgiyle izlediği bu tür programlar, Türkiye’de hemen her kesim tarafından dikkatle takip ediliyor.
* Peki tartışma konusunda ne kadar başarılıyız?
- Tartışma programlarının konukları kendilerini çok geliştirdiler. Uzun analizlerden kaçınıyorlar, işi kavga gürültüye fazla vurmuyorlar, iyi polemik çıkarıyorlar. İstisnalar yok mu? Tabii ki var. Ama istisna işte!
* Bunca yıl içinde sizi en zorlayan ve en şaşırtan konu veya olay ne oldu?
- Cezaevinden çıktıktan sonra ilk kez bizim programda konuşmuştu Aziz Yıldırım. Futbol, şike falan... Benim doğrudan alanım değildi. Bayağı bir ders çalışmak zorunda kalmıştım. Bir de AK Partili ve CHP’li konukların sehpa kırmaya kadar varan meşhur sert tartışmaları var ki... Çok zorlamıştı bizi, çok...
“Türk toplumu fazla politik. Başka ülkelerde sadece belirli kesimlerin ilgiyle izlediği bu programlar, Türkiye’de her kesim tarafından takip ediliyor.”
SALI
ERCAN GÜRSES (‘Türkiye’nin Gündemi’ salı 21.00’de. )
Hararetli tartışmanın reytinge etkisi 1990’lardaki kadar değil
* Dizilere tutkun olunan bu dönemde sizce toplumun tartışma programlarıyla arası nasıl?
- Dizi izleyicisi aynı anda birkaç diziyi belli yerinden yakalayarak izleme yeteneğine sahip. Tartışma programı izleyicisi de farklı değil. Programın harareti, üslubunu sevdiği tartışmacıların ağır bastığı programa yönelim gibi faktörler izleyicinin o haber kanalında daha çok kalmasını sağlayabiliyor.
* Tartışma programları bazen hararetleniyor, yorumcular aynı anda konuşuyor, kimse kimseyi duymuyor. Buna karşı taktikleriniz var mı?
- Hafif tebessüm ederek konukların gözünün içine bakmak iyi bir taktik. İkinci yöntemse sizin de sesinizi en az konuklar kadar yükselterek tartışmayı kontrol altına almaya çalışmanız.
* Ankara muhabirliğinden geliyorsunuz. Muhabirlikten gelmenin moderatörlüğe etkileri neler?
- Büyük avantaj. Çünkü Ankara muhabirleri ani gelişen durumlara göre yeni sorular sorabilme konusunda daha idmanlıdırlar. Bir diğer husus da yakın siyasi tarihin tartışmalı konuları gündeme geldiğinde, o olayların bizzat içerisinde bulunmuş birisi olarak konuklara katkı imkânına sahip olmak.
* Peki sizce tartışma programı, o gün tartışılan konu hakkında ne kadar etkili oluyor?
- İnsanların kafasında fikirler oluşmasına yardımcı olduğu kanaatindeyim. Doğru bir üslup ve amaçla düzenlenen tartışma programlarının en büyük yararı, kendi görüşünüze karşıt fikirde olan birinin, belki de küçücük bir konuda sizi ikna etmesine izin vermektir.
* Ne kadar hararetli tartışma o kadar reyting mi demek?
- Hararetli tartışmanın reyting üzerinde bir etkisi vardır kuşkusuz. Ancak bu etki, Türkiye’de özel televizyonculuğun yaygınlaştığı 1990’lardaki kadar kuvvetli değil.
“Dizi izleyicisi aynı anda birkaç diziyi belli yerinden yakalayarak izleme yeteneğine sahip. Tartışma programı izleyicisi de farklı değil.”
ÇARŞAMBA
BUKET AYDIN (‘Buket Aydın ile 40’ çarşamba 21.00’de.)
Programın sonunda karne vereceğiz
* Buket Aydın ile 40’ programında haftada bir, gündemdeki bir isme 40 soru yönelteceksiniz. Programın içeriğini biraz anlatır mısınız?
- Toplam 40 değişik sertlikteki soruyla gündeme imza atan konuklarımızın üzerinde bir güven testi yapacağız. Sorular uzmanlar, halk, sosyal medya ve benim tarafımdan hazırlanacak. Her sorunun konuk tarafından yanıtlanma süresi iki dakika. İki dakika bitiminde konuk benden ek süreme isteme hakkına sahip olacak. Ek süre verme inisiyatifi bende. Konuk soruları ister cevaplayacak, isterse de pas geçme hakkını kullanacak. Soruların zorluk derecesi de var. En zor sorularım kırmızı renkte. Programın sonunda konuğuma seyircinin karnesi ve benim karnem verilecek.
* Konuklarınız siyaset veya magazin gündeminden mi seçilecek?
- O hafta Türkiye gündeminde kim varsa... Bazen popüler kültürden, bazen de siyaset dünyasından. Kapımız herkese açık.
* Konuğun pas geçme hakkı nasıl olacak?
- Konuğumuzun pas geçme hakkı var ama pas geçtiği sorulara dönüp süresi kalırsa yanıtlama hakkı da var. Seyirciyi ikna etmek kendi ellerinde. Ben olsaydım süreyi doğru kullanıp pas geçtiğim sorular olursa bir şekilde yanıtlamanın yolunu bulmaya çalışırdım. Zira karnede notları kırılabilir.
* Bu 40 soru sonunda o konu ve konuk hakkındaki kafamızdaki bütün soru işaretleri cevap bulacak mı?
- Evet, konuğumuz tüm soruları samimiyetle yanıtlarsa 40 soruluk zor bir sınavı vermiş ve kafamızdaki bütün soru işaretleri cevap bulmuş olacak.
* Programa konuk etmeyi ve soru yöneltmeyi en çok istediğiniz isim kim?
- Tarkan. Her dönem gündemde. ‘40’ın da günümüzün en modern ‘hard talk’ işlerinden olduğunu düşünüyorum ve Tarkan’ın programa konuk olarak çok yakışacağına inanıyorum.
“Programa konuk etmeyi en çok istediğim isim Tarkan. Her dönem gündemde. Programa konuk olarak çok yakışacağına inanıyorum.”
PERŞEMBE
HANDE FIRAT (‘Gece Görüşü’ perşembe 21.00’de. )
Eleştirinin sınırı elbette var
* ‘Gece Görüşü’ bu sene ikinci sezona başlıyor. Yeni sezonda izleyiciyi neler bekliyor?
- Geçen sezonun izlenme oranları, tüm tartışma programları arasında ‘Gece Görüşü’nün birinci çıktığını ortaya koydu. Yeni dönemde ‘Gece Görüşü’ aynı formatta devam edecek.
* Ekranda birçok tartışma programı var. ‘Gece Görüşü’nü neden izlemeliyiz?
- Öncelikle ‘Gece Görüşü’ çok yönlü bir tartışma programı. Perde arkalarını, sıcak gelişmeleri anlık paylaşıp, samimice izleyene aktarıyoruz. Amaç ilk, yeni, kapsamlı ve gerçekte ne olduğunu içeren bilgiyi izleyiciye verebilmek.
* Bir moderatörü rakiplerinden ayıran nedir?
- Herkese göre değişebilir ama benim olmazsa olmazım habercilikten ve gazetecilikten gelmek, muhabirlik ruhunu hiç kaybetmemek. Tarafsız kalabilmek, doğal olmak ve ekiple, konuklarla iyi bir iletişim kurmak.
* Sizce tartışma programlarının gündeme ilişkin sorunlara ne gibi etkileri oluyor?
- Canlı yayın anında henüz birçok kişinin haberdar olmadığı yeni sıcak bilgileri paylaşabiliyorsunuz. Tüm tartışma programlarımızda siyasetçiler, yöneticiler bizlere ulaştı. Program sonrası aradılar. Bilmedikleri başlıkları sordular ya da görüşlerimize başvurdular. Bunlar çok önemli.
* Sizin programınızda eleştirinin sınırı var mı? Varsa nerede başlar, nerede biter?
- Elbette sınırı var. Saygısız, hakaret içeren eleştiri olmaz, olamaz.
* Programda şimdiye kadar sizi en şaşırtan şey ne oldu?
- Her programımız olay oldu. Melih Gökçek’in görevden alınmasıyla başladık, en sıcak gelişmeler, son dakikalar genelde hep bize denk geldi. Liderlerden aldığımız özel demeçler, hemen her programda telefonla yayına katılmak isteyen siyasetçilerle gündeme geldik hep.
“Benim olmazsa olmazım muhabirlik ruhunu hiç kaybetmemek. Tarafsız kalabilmek, doğal olmak ve ekiple, konuklarla iyi bir iletişim kurmak.”
CUMA
DENİZ BAYRAMOĞLU (‘Gündem Özel’ cuma 21.00’de.)
Konunun önemi yok, onu nasıl anlattığınız önemli
* Sizce bir tartışma programını izlenir kılan ne?
- Tartışma programı değil de bir fikir teatisi ve münazara programı olması, bunun yanında bir de bilgi içermesi. Yani izleyen kişinin bir şey öğrenerek ekran başından kalkması.
* Neden sizin programınızı izlemeliyiz?
- Bizim programı izlerseniz siyaset tartışması değil onun yerine bir siyaset bilimi konuşması izlersiniz. Uluslararası ilişkilerin inceliklerini ve bilinmeyenlerini duyarsınız.
* Uzun süre ekonomi editörlüğü yaptınız. Ekonomi konusundaki bilginizin moderatörlüğünüze yansıması ne oldu?
- Ekonomi dediğiniz şey hep bir ‘uzman işi’ olarak görüldü. Bense bu işi ortalamanın anlayacağı bir dile getirmeye çalıştım. Programı fildişi kulede yaşayanlar için değil, herkes için yapmaya çalışıyoruz.
* Bir moderatör sizce programda fikirlerini ne kadar belli etmeli?
- Her insanın ve toplumun sahip olduğu değer yargıları vardır. Eğer programda bu değerlere bir saldırı yoksa ya da bir suç alanen övülmüyorsa moderatör tamamen tartışmanın dışında kalmalıdır.
* Türk izleyicisinin tartışma programlarıyla ilişkisini nasıl buluyorsunuz?
- Biraz atışmayı seviyor bu aralar TV izleyicisi. Enerjiyi seviyor. Ama kavgayı sevdiği, bağrışmayı sevdiği fikrine katılmıyorum. Aksine artık bundan kaçıyor.
* Sizce tartışma programları için en cezbedeci konuklar kimler?
- Konuşan ve konuştuğunun izleyici tarafından anlaşılması için çaba sarf eden konuklar... Konunun önemi yok. Onu nasıl anlattığınız önemli. En yüksek izlenme oranlarına ulaştığımız programlar hep böyle konukların olduğu programlardı.
“Ben ekonomiyi ortalamanın anlayacağı bir dile getirmeye çalıştım. Programı fildişi kulede yaşayanlar için değil, herkes için yapmaya çalışıyoruz.”