Hadi canım Rıdvan sen de!
Rıdvan Dilmen, Muslera’nın ilk yedi haftada “en çok gol kurtaran ikinci kaleci” olmasından yola çıkarak Galatasaray’ı eleştirdi Yüzde Yüz Futbol’da…
Rıdvan Dilmen “Ya Muslera olmasaydı ne olurdu?” diye sordu…
Ve…
Muslera’nın çok iyi bir kaleci olduğu üzerinden Galatasaray’ın “Kötü Oynayarak” kazandığını savundu…
Biz Rıdvan Dilmen ile aynı fikirde olmadığımız için kendisine gülümseyerek “hadi canım sen de” diyoruz…
Çünkü…
Futbol 11 kişi ile oynanıyor…
Ve…
Her futbolcu, elinden geleni değil gelmeyeni bile verebilmek azmiyle çıkıyor sahaya…
Muslera’nın görevi “gol yememek”…
Diğer on arkadaşından avantajı ise oyuna adını veren ceza sahası içinde “Foot” yerine “hand” kullanabilmek…
Ve…
Diğer on arkadaşı ayaklarını o da ellerini çok iyi kullanıyor…
Zira Galatasaray ligin en çok gol atan üçüncü takımı…
Ligin en az gol yiyen ikinci takımı (4 gol.) Gençlerbirliği ama atabildiği de sadece 7 gol olunca son maçın galibi de Galatasaray oldu haliyle…
Yani…
Muslera’nın takım arkadaşları, onun kolay gol yemeyeceğini bildikleri için hücuma daha rahat çıkıyorlar…
Savunma oyuncuları oyunu başlatırken risk alıp topu en etkili bölgeye atabiliyorlar…
Yani…
Bir futbol takımının kalecisinin “en çok gol kurtaran ikinci kaleci” olması o takımın başarısız olduğunu ya da kötü oynadığını göstermez…
O kalecinin, işini çok iyi yaptığını gösterir sadece…
Demek istememiz o ki…
Muslera olmasaydı Galatasaray başka bir stratejiyle oynardı…
Meselâ daha savunma ağırlıklı oynardı…
E ama Rıdvan Dilmen…
O futbol da Galatasaray’a yakışmazdı yani…
Onun için Galatasaray hep “en iyi kalecileri” buldu ya…
Bulamadığında ise kaybetti…