MEDYA KÖŞESİ

"Habertürk'ün mastürbasyoncu editör ve tasarımcıları..."

Habertürk'ün editör ve tasarımcılarını patronları Turgay Ciner'e şikayet eden Hıncal Uluç, kovulmaları için de üstü kapalı çağrı yaptı...

"Habertürk'ün mastürbasyoncu editör ve tasarımcıları..."

Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, Habertürk'ün patronu Turgay Ciner'e öyle bir mektup yazdı ki içinde ne ararsan var!.

Habertürk'ün editör ve tasarımcılarını patronları Turgay Ciner'e şikayet eden Hıncal Uluç, o editör ve tasarımcıları "mastürbasyoncu" ilan etti..

Hızını alamayan Hıncal Uluç, "Belli HaberTurk'u eline bile almıyorsun. Alsan 'Bu gazete okunmasın' diye sayfa yapanları uyarır, hatta kovardın.." onları dedi..

Hıncal Uluç'un bu cümleleri, "o editör ve tasarımcıları kov" diye de kolaylıkla okunabildi...

Yazısında gerildikçe gerilen Hıncal Uluç, "Oray'ın da en ilginç yazısını piç etmiş, okunmaz hale getirmişler.." dedi..

"Bunu bana içerden çok yakın ve çok güvendiğim bir arkadaşım söyledi.." diyen Uluç, "Sayfanın çizeri 'Hıncal yazdıkça inadına dişi yapacağız' diye cevap vermiş, iyi mi, Sevgili Patronum.." cümlesiyle de Turgay Ciner'e ispiyon yaptı...

İşte Hıncal Uluç'un o yazısı:

TURGAY CİNER'E "SON" AÇIK MEKTUP

Türkiye'nin gelmiş geçmiş en güzel gazetelerinden biri olarak, hayli güçlü bir kadro ile çıkmıştı HaberTurk..

Bir gazeteci olarak, böyle iddialı bir yayın organına daha sahip olmak beni çok mutlu etmişti. Ama iç çekişmeler, sen ben kavgası o boyutlara vardı ki, büyük umutlarla transfer edilen pek çok önemli gazeteci, yazar ayrıldı, kovuldu, bazısı hatta işe bile başlayamadı.

HaberTurk ufaldı, ufaldı.. Nerdeyse konuşulmaz hale geldi.

Son zamanlarda öyle az elimde kalıyordu ki..

Serdar Turgut'u okumak.. Spor sayfasına, yazılarına değer verdiğim arkadaşlarıma, başta haftada bir de olsa Fatih Altaylı'ya bakmak.. Pazar günleri de, Güngör Denizaşan'ın fevkalade nostaljik ve beni hep güldüren köşesine dalmak.. Hepsi o..

Ne var ki, bu çok azalan zevkimi de, gazetenin mastürbasyoncu editör ve tasarımcıları yok ettiler..

"Bu gazete nasıl olsa okunmuyor, bari güzel olsun" dediler. İğrenç bir dişi yazı kampanyası başladı ki, okunmaya değer olan da okunmasın..

O zaman bu köşede sana bir açık mektup yazdım sevgili patronum.. Ama belli okumadın. Sekreterlerin senden sakladılar. Gazete içinden kimse de sözünü etmedi.

Bu defa, bu yazının ardından seni arayacağım. Okuyup okumadığını, okuduysan ne düşündüğünü soracağım..

Bana patronluk ettiğin kısa sürede Sabah'la nasıl satır satır ilgilendiğini bilirim. Belli HaberTurk'u eline bile almıyorsun.

Alsan "Bu gazete okunmasın" diye sayfa yapanları uyarır, hatta kovardın..

Geçen hafta, çok sevdiğim genç yazarlardan Oray Eğin, kıymetinin farkına varmayan Sözcü'den ayrılıp, senin gazetene transfer olunca, haftada beş gün yazmaya başlayacağını söyleyince, HaberTurk'e bir daha davrandım.. Ama Oray'ın da en ilginç yazısını piç etmiş, okunmaz hale getirmişler..

Bunu niye inatla, ısrarla yapıyorlar biliyor musun patron?.

Hem okunur, hem güzel sayfa yapmayı bilmiyorlar. "Okunmasın ama patron uzaktan bakarsa güzel görsün" diye, bir..

Ben eleştiriyorum diye, inadına, iki..

Bunu bana içerden çok yakın ve çok güvendiğim bir arkadaşım söyledi..

"Sen kızmıyor musun, yazılarının okunmaz hale getirilmesine" dedim..

"Rica ettim arkadaşlardan 'Benim yazıları dişi vermeyin' diye Hıncal Ağbi" dedi.

Sonuç ne olmuş..

Sayfanın çizeri "Hıncal yazdıkça inadına dişi yapacağız" diye cevap vermiş, iyi mi, Sevgili Patronum..

Daha ne diyeyim ki!.

Not: Sevgili patronum öğleden sonra beni çıldırtan Çarşamba günkü Fatih Altaylı ve Oray Eğin sayfalarını gördüm.

Bu iki sayfayı Allah rızası için okumaya çalış ve editörlerinizin gazetenizi yok etmek için nasıl çalıştıklarını gör lütfen.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar