HABERTURK ekranı neden kirlendi?..
Hanımefendi’lerin en büyük özelliği nezaketleridir… incelikleridir… muhataplarını kırmadan da eleştirebilme yetenekleridir…
ADNAN BERK OKAN (ÖZEL)- HABERTURK ekranında, Yiğit Bulut'un sunduğu SANSÜRSÜZ programına katılan konuklar, imzalanan Türkiye - Ermenistan Barış Protokolü'nü tartıştılar.
Ben tartışılan konunun analizini yapmayacağım çünkü konu “siyasi”…
Konukların tartışma adabına uyumlarının analizini yapacağım…
Analizime, Mine Kırıkkanat’tan başlayacağım…
Önce bir hatırlatma…
Hanımefendi’lerin en büyük özelliği nezaketleridir… incelikleridir… muhataplarını kırmadan da eleştirebilme yetenekleridir…
En azından öyle olduğu sanılır…
Ama…
Mine Hanım hal ve tavrıyla, “Hayır!.. Kadınların nazik oldukları konusundaki genel kanı yanlıştır” demek için çırpındı durdu…
Örneğin; kendisi gibi bir hanımefendi olan ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton için, çok kötü bir ses tonu ve yüz ifadesiyle “sırıtıyor” dedi…
Ne ayıp…
Bir hanımefendinin ağzına hiç yakışmayan bir “argo”…
Hele, kendisinde “elitlik” iddia eden bir hanımefendinin ağzına hiç yakışmadı…
ABD, Rusya, Fransa ve İsviçre’nin Türkiye ile Ermenistan’ı küçümsediğini söylerken geçmişte, Bakırköy sahilinde piknik yapan kendi vatandaşları için yazdıklarını (hatta o insanları o kadar aşağılamıştı ki gazetesinden kovulmuştu) unutmuş gibiydi…
Keza, Rasim Ozan Kütahyalı’nın kendisine destek verdiği bir konuyu hatırlatması üzerine, “sizin bana destek vereceğinizi bilseydim o imzayı atmazdım” diyerek daha büyük bir nezaketsizlik yaptı…
Oysa yanı başında oturan ve kendisiyle aynı düşünceleri paylaşan diğer konuk olan Prof. Süheyl Batum’un nezaketi, kendisi gibi düşünmeyenleri bile mutlaka olumlu etkilemişti…
Prof. Süheyl Batum insanları ikna etme sanatından örnekler verirken, Mine Kırıkkanat ise insanları irite etme örnekleri sergiledi…
Bu nasıl bir tavırdır anlayamıyorum…
Konuklardan bir diğer Hanımefendi ise Ceyda Karan’dı…
Bazı düşüncelerine katılmasam da tam bir Hanımefendi idi hem de…
