Günün yazarı Yiğit Bulut

2 Mayıs 2018 tarihli STAR’da Yiğit Bulut’un “Büyük barış… Pax Presidenta…” başlığı altında yayımlanan harika yazısını değerlendirmeye alamadım çünkü bazı sağlık sorunlarım nedeniyle çalışmalarımı tamamlayamadım. 

* 

Bulut’un o yazısı benim penceremden görüldüğü kadarıyla asla “Af” talebi değildi. 

Çünkü…  

Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığı yapan birisi “af” ile “barış” kelimeleri arasında benzerlik bile olmadığını bilir. 

* 

Nitekim. 

Yazıyı dikkatli okuyanlar ve Bulut’a karşı önyargıları olmayanlar yazıya “barış” penceresinden baktılar. 

Bilindiği gibi, barış en az iki taraf arasında yapılır. 

“Af” ise tek taraflıdır. 

Güçlünün suçluyu ya da kabahatliyi bağışlamasıdır af… 

* 

Belli ki Bulut’un mezkûr yazısına önyargıyla bakanlar olmuş. 

Ve Cumhurbaşkanlığı baş danışmanı dün bu defa, “Büyük Barış-PAX Presidenta” yazım VE çarpıtmalar!” başlığıyla bir yazı daha yazdı. 

* 

Yazısı iki gün önceki yazısının aynısıydı ve fakat Yiğit Bulut o yazısına benim penceremden (“Af” değil “barış” penceresinden) bakılması gerektiğine işaret ediyordu. 

*  

Ayrıca da bir “af” olsa bile bunun “vatana ihanet, darbecilik, terör, çocuk katli-tacizi, kadınları-çocuklara yönelik şiddet ve bazı şuçların (zannederim; yolsuzluk, zimmet, rüşvet gibi suçlar) asla ama asla affedilemeyeceğini hatırlatıyordu. 

* 

Ben de bir ek yapayım. 

Medya aracılığıyla işlendiği iddia edilen suçların da bu barışa dâhil edilmesinin Türkiye’nin küresel piyasalardaki saygınlığını yükselteceğini Yiğit kardeşim de kabul ediyordur.