Güneri Cıvaoğlu: Ayasofya bir hamleydi
Milliyet yazarı Güneri Cıvaoğlu, Ayasofya'nın 86 yıl sonra cami vasfına tekrar dönüştürülmesinin "yalnızca seçime yatırım olmadığını" söyleyerek, "Doğu Akdeniz’de, Libya’da hem Rusya, hem Yunanistan’ı kapsayan büyük satranç oynanıyor" dedi.
Milliyet gazetesi yazarı Güneri Cıvaoğlu, bugünkü köşesinde "Ayasofya neden müzeydi?" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Cıvaoğlu, Ayasofya'nın müzeye dönüştürüldüğü şartları anlatarak, bugün camiye dönüştürülmesinin de benzer stratejik amaçları olduğunu kaydetti:
Ayasofya kararı, imzacı devletlerden Ortodoks Yunanistan üzerinde de etkili oldu. Milletler Cemiyeti’nin Nisan ve Eylül 1935’de yapılan toplantılarında “Lozan Anlaşmasının Boğazlar maddesinin iptalini” istedik. Değişen dünya koşullarında “Mussolini ve Hitleri kastederek Türkiye’nin güvenliği konusunda endişe duyduğumuzu” vurguladık. “AYASOFYA’NIN MÜZE OLMASI” ve baskı diplomasimizin etkisiyle, Sovyet Rusya ve Yunanistan delegeleri “Türkiye’nin talebinin makul olduğunu” belirterek bizi desteklediler. Bunun üzerine Mussolini’nin İtalya’sı dışındaki diğer ülkeler de talebimizi makul bulunca 11 Nisan 1936’da “Montrö’deki (Montreux) Milletler Cemiyeti toplantısında Boğazlar konusunda yeni bir anlaşmaya hazır olduğumuzu” belirten bir nota verdik. 20 Temmuz 1936’da “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” imzalandı. TBMM’de onaylandı ve Resmî Gazete’de yayınlanması bile beklenmeden 30,000 Türk askeri o gece yarısı İstanbul ve Çanakkale Boğazları’na konuşlandı. Anlaşma 5 Ağustos 1936 günü Resmî Gazetede yayınlandı. Görüldüğü gibi, Ayasofya “bir amaç uğruna” Atatürk tarafından müze yapılmıştı.
TARİHİ TESCİL
Amaç hasıl olunca Atatürk Ayasofya’nın “müze” değil “cami” olarak tescil edilmesi emrini verdi. Çünkü Montrö imzalanmış, amaca varılmıştı. Boğazlar, Türk askerinin elindeydi artık. Montrö’den 5 ay sonra, 19 Kasım 1936 günü düzenlenen “Ayasofya’nın tapusu” şöyle:
‘Vasfı: Türbe, Akaret, Muvakkithane ve Medreseyi müştemil.
AYASOFYAYI KEBİR CAMİİ ŞERİFİ
Sahibi: Ebulfetih Sultan Mehmet Vakfı.
Ve 2020’de “zamanın ruhuna” gelelim.
18 yıla yakın süredir devletin başındaki -deneyim birikimi olan- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Ayasofya’nın tamamını tekrar ibadete açarken stratejik nedenleri olduğunu/olması gerektiğini düşünüyorum. İddia edildiği gibi sadece seçime yatırım olduğuna inanmıyorum.