MEDYA KÖŞESİ

Gösterileri memnuniyetle karşılayan Yeni Şafak yazarı Hürriyet için ne dedi?

Hürriyet gazetesine Muhafazakar kesim tarafından yapılan saldırılar için yazan Yeni Şafak'ın liberal yazarı Atilla Yayla "Bu demokrasimiz için sağlıklı bir gelişme." yorumunu yaptı.

Gösterileri memnuniyetle karşılayan Yeni Şafak yazarı Hürriyet için ne dedi?
GAZETECİLER.COM -

Hürriyet’e baskın doğru ve haklı mıydı? başlıklı bir yazı kaleme alan Yeni Şafak'ın liberal yazarı Atilla Yayla, bir yandan "muhafazakâr tabanın protesto, kınama gösterisi gibi eylemlere girişmesini memnuniyetle" karşıladığını yazdı ve "muhafazakâr kesim daha ziyade evinde oturmakta, tevekkül göstermekte, yaratıcısına sığınmakta ve dua etmekteydi. Gezi'den beridir meydanlara çıkmaya ve mitinglerde, protestolarda boy göstermeye başladı." diyerek ekledi: Bu demokrasimiz için sağlıklı bir gelişme.

Hürriyet
'e yönelik saldırıyı "Nasıl ki Yeni Şafak'ın böyle bir muameleye maruz bırakılmasını istemezsem Hürriyet'in bırakılmasını da istemem" diye yorumlayan Yayla "Gazete protesto edilebilir, önünde gösteri yapılabilir, bildiri okuyarak kınanabilir, hatta sahibinin veya gazeteden başka birinin resmi vs. yakılabilir. Ancak, göstericilerin gazete bahçesine bir adım bile atma hakkı olamaz. Taş fırlatma ve camları kırma hakkı olamaz." yorumunu yaptı.

İşte Atilla Yayla'nın yazısının dikkat çeken bölümleri:
Geçtiğimiz günlerde AK Parti tabanından gelen kişilerden müteşekkil gruplar iki defa Hürriyet gazetesini basmaya çalıştı. Gazete binasına taş attı, camları kırdı. Gerekçeleri gazetenin, çok sık yaptığı bir şeyi tekrarlayarak, Erdoğan'ın bazı sözlerini, kasıtlı olduğu anlaşılan bir tutumla, bağlam dışına çıkartarak, çarpıtmasıydı.

(...)

Gazetenin muhafazakâr toplum kesimlerinin tepkisini çeken son icraatlarının da dezenformasyon ve manipülasyon olduğuna kuşku yok. Bununla beraber, böyle olması gazetenin basılmasını, taşlanmasını, camının çerçevesinin indirilmesini haklılaştırmaz ve meşrulaştırmaz. Gazete protesto edilebilir, önünde gösteri yapılabilir, bildiri okuyarak kınanabilir, hatta sahibinin veya gazeteden başka birinin resmi vs. yakılabilir. Ancak, göstericilerin gazete bahçesine bir adım bile atma hakkı olamaz. Taş fırlatma ve camları kırma hakkı olamaz. Haklı bir tepki haksız yolları kullanmaya gerekçe kılınamaz, yanlış davranışları meşrulaştıramaz.
Aslında dezenformasyonun en büyük ilacı ve onunla en büyük ve etkili mücadele yanlışlara karşı doğruları açıklayıp yaymak, çarpıtmaları teşhir etmek ve kınamaktır. Bunu en iyi diğer medya organları yapabilir. İlgili toplum kesimleri de gösterilerle tepkilerini belli edebilir. Ancak, bu tür protesto eylemlerinde mutlaka meşru sınırlar içinde kalmak gerekir. Bu yapılmayıp gazete binası basılırsa, o zaman başka gazetelere karşı aynı tavrın gösterilmesinin yolu açılmış olur. Şahsen Hürriyet gazetesinin mağdur ettiği kimselerden biri olmama rağmen bunu istemem ve onaylamam. Nasıl ki Yeni Şafak'ın böyle bir muameleye maruz bırakılmasını istemezsem Hürriyet'in bırakılmasını da istemem; hem de gazete yönetiminin –Allah korusun- Yeni Şafak'ın başına gelebilecek böyle bir olayı en iyisinden sessiz bir mutlulukla izliyor olacağını ve ellerine fırsat geçerse şahsıma karşı hemen bir linç kampanyası açabileceklerini bilmeme rağmen.

Diğer taraftan, muhafazakâr tabanın protesto, kınama gösterisi gibi eylemlere girişmesini memnuniyetle karşılıyorum. Uzun süredir bu ülkede protesto gerçekleştirmek sanki modernist, seküler, sol kesimlere mahsus bir imtiyazmış manzarası sergilemekteydi. Muhafazakâr kesim daha ziyade evinde oturmakta, tevekkül göstermekte, yaratıcısına sığınmakta ve dua etmekteydi. Gezi'den beridir meydanlara çıkmaya ve mitinglerde, protestolarda boy göstermeye başladı. Bunu kendileri ve demokrasimiz için gayet sağlıklı bir gelişme olarak görüyorum. Elbette, meşru sınırlar içinde kalmak şartıyla. Bu yüzden, bana göre, Hürriyet'in protesto edilmesi uygundu ve bir hakkın kullanımıydı, fakat gazetenin bahçesine izinsiz girilmesi ve taş atarak bina camlarının kırılması yanlıştı ve haksızdı. Umarım muhafazakâr gençlik kitleleri protesto eylemlerini meşruluk sınırları içinde kalmaya ve hak ihlâline sebep olmamaya özen göstererek yapmaya devam eder.
ÇOK OKUNANLAR