Gökçer Tahincioğlu
Milliyet
Milliyet gazetesinin Ankara Haber Müdürü unvanını da üstlenmiş olan Gökçer Tahincioğlu yargı muhabirliğinden elde ettiği deneyimi sadece haberlerine ve kitaplarına aktarmıyor.
İnsan hikayelerini hem çok çabuk farkeden hem de güçlü kalemi ile okurlarına aktarmayı başarıan Tahincioğlu, Akademide bir koltuk başlıklı köşe yazısında 19 Nisan 2013'te intihar eden Murat Elbay'ın
Pek kimsenin dikkat etmediği ama bilenlerin çok iyi bildiği bir hikaye Elbay'ın intiharı...
Ama herşeyden önce şu satırlar, Türkiye'de akademinin içinde bulunduğu durumu çok güzel anlatıyor:
Türkiye’de, akademiye girebilmenin ve orada kalabilmenin kuralları vardır.
Yabancı dil bilmek, ALES’ten yüksek puan almak, not ortalamasını yüksek tutmak, belli konu ve alanlarda uzmanlaşmak dışında kurallar.
Emek gerektirmeyen, şanslı doğup, şanslı bir çevrede büyümeyle elde edilebilecek şanslar.
Önce bir hoca tanıman gerekir misal.
Öğrencisi olup olmamak, usta-çırak ilişkisine girip girmemek değil sözü edilen.
Siz birilerine ömür boyu çıraklık etseniz de birilerinin sizden öncelikli olarak akademiye kabul edilmesine yönelik bir düzen.
O düzeni sürdüreceklerin koltukları işgal ettiği, hiçbir akademik çalışmaya imza atmadan ya da ezberlenmiş kabulleri tekrarlayarak diyelim, kuralları sürdürdüğü, bunları etik kodlarla süslediği bir makyajlı kirlilik.
Ya da hocaları tanıyan hatırlıların telefonu üzerine verilen öncelik.
Akademide yüksek unvanlarla oturulacak bir koltuğun da bedelleri vardır.
Birileri deli gibi çalışır, deli gibi anlatırken görünmez bir uzaklıkta, merkezde kalabilmenin kurallarına aileden vakıf olanlar, o koltuklarda oyunun kurallarını koyanlardır.
Bu yüzden kocaman ve saygın odaların kapılarını dolaştığınızda, levhalarda, akrabalıklar ve tanışıklıklar asılıdır.
O kurallara göre hareket etmeye kalktığınızda ise sizin boynunuza asılacak olan, kocaman bir “dışlayın” levhasıdır.
İşte bu yazısı ile Gökçer Tahincioğlu günün köşe yazarı oldu.