Gitti Şefkatli, geldi Eraslan ama başka?..
Sizi gidi klavyemin demokratları siziii... Siz gidi kaynak suyu özgürlükçüleri siziiii...
ADNAN BERK OKAN
STAR Gazetesi yazarları kaç gündür Türkiye'de "basın özgürlüğü" olduğunu iddia ediyorlar...
Ama...
Üzerinden kaç gün geçti biri bile yıllardır birlilkte yazı yazdıkları arkadaşları Hidayet Şefkatli Tuksal'ın neden ayrıldığı konusunda tek kelime yazmıyorlar...
"Kendi ayrıldı?" diyorlarsa soruyoruz:
Peki niçin 21 Ocak 2011 günü "Halk sillesiyle uyarıyorum" başlığı altında yayımlanan makalesinden sonra ayrıldı?..
Biz ille de "kovdunuz" demiyoruz ama sizin istediklerinizi yazmayanları "kovmak" konusunda siciliniz bozuk...
Prof. Sami Selçuk'un kovuluşunu halen unutmadık...
Hidayet Hanım veda yazısının bir yerinde, "haftanın iki günü, üç bin beş yüz vuruşluk bu köşede sizlerle beraber olduk" diyordu...
Belki de köşesinin santimetrekaresinin büyütülmesini istedi kabul etmediniz...
Yani günlük 6 bin vuruşluk bir yazı falan...
Belki siz ondan bir şeyler istediniz...
Meselâ; "bir daha 'Halk sillesiyle uyarıyorum' tarzı yazı istemiyoruz" falan...
Hidayet Hanım da yönetilemez kişiliği ile karşı geldi sizlere ve ayrıldı...
Bugün de yerine Sibel Eraslan başladı yazmaya...
Son derecede beğenerek okuduğumuz bir meslektaşımız...
Hayırlı olsun...
Mustafa Karaalioğlu ile çalışacağı için de kolay gelsin...
Ama...
Yine de merak ediyoruz?...
"PKK öldürecekti" manşetleriyle bir arkadaşınızın yazmasının engellediği ve medyaya baskı yapıldığını yazıyorsunuz da (ki tabii yazacaksınız. Ben bile kazığını yediğim halde yazdım); Hidayet Şefkatli Tuksal'a kimin baskı yaptığını...
Veya nasıl baskı yaptığını...
Ya da neden baskı yaptığını yazmıyorsunuz hey STAR yazarları?..
Be hey Mustafa (Karaalioğlu)!..
Ve siz ey Soner Yalçın sevdalıları...
Tutuklanmasının medya özgürlüğüne vurulmuş darbe (ki haklısınız) olduğunu ileri süren muhalif medya yazarları?..
Üzerinden neredeyse 10 gün geçti niçin tek satırla bile olsa "Hidayet Şefkatli Tuksal'a özgürlük isteriz!" diye yazmadınız?..
Sizi gidi klavyemin demokratları siziii...
Siz gidi kaynak suyu özgürlükçüleri siziiii...
Not: Bu yazım yayımlandıktan sonra çok güvenilir bir kardeşimden, Hidayet Hanım'ın hiçbir baskı görmediğini, ayrılmak konusunda "tek taraflı" bir karar aldığını öğrendim...
Kendisine inandım ve notu buraya koydum...
Ama; Hidayet Şefkatli Tuksal için STAR'daki yazar arkadaşlarının ve medyadaki meslektaşlarının hiç olmazsa "Ne oldu Hidayet?.. Niçin bırakıyorsun?" diyerek bile olsa ilgilenmemelerini kabul edemiyorum...
adnanberkokan@gmail.com
STAR Gazetesi yazarları kaç gündür Türkiye'de "basın özgürlüğü" olduğunu iddia ediyorlar...
Ama...
Üzerinden kaç gün geçti biri bile yıllardır birlilkte yazı yazdıkları arkadaşları Hidayet Şefkatli Tuksal'ın neden ayrıldığı konusunda tek kelime yazmıyorlar...
"Kendi ayrıldı?" diyorlarsa soruyoruz:
Peki niçin 21 Ocak 2011 günü "Halk sillesiyle uyarıyorum" başlığı altında yayımlanan makalesinden sonra ayrıldı?..
Biz ille de "kovdunuz" demiyoruz ama sizin istediklerinizi yazmayanları "kovmak" konusunda siciliniz bozuk...
Prof. Sami Selçuk'un kovuluşunu halen unutmadık...
Hidayet Hanım veda yazısının bir yerinde, "haftanın iki günü, üç bin beş yüz vuruşluk bu köşede sizlerle beraber olduk" diyordu...
Belki de köşesinin santimetrekaresinin büyütülmesini istedi kabul etmediniz...
Yani günlük 6 bin vuruşluk bir yazı falan...
Belki siz ondan bir şeyler istediniz...
Meselâ; "bir daha 'Halk sillesiyle uyarıyorum' tarzı yazı istemiyoruz" falan...
Hidayet Hanım da yönetilemez kişiliği ile karşı geldi sizlere ve ayrıldı...
Bugün de yerine Sibel Eraslan başladı yazmaya...
Son derecede beğenerek okuduğumuz bir meslektaşımız...
Hayırlı olsun...
Mustafa Karaalioğlu ile çalışacağı için de kolay gelsin...
Ama...
Yine de merak ediyoruz?...
"PKK öldürecekti" manşetleriyle bir arkadaşınızın yazmasının engellediği ve medyaya baskı yapıldığını yazıyorsunuz da (ki tabii yazacaksınız. Ben bile kazığını yediğim halde yazdım); Hidayet Şefkatli Tuksal'a kimin baskı yaptığını...
Veya nasıl baskı yaptığını...
Ya da neden baskı yaptığını yazmıyorsunuz hey STAR yazarları?..
Be hey Mustafa (Karaalioğlu)!..
Ve siz ey Soner Yalçın sevdalıları...
Tutuklanmasının medya özgürlüğüne vurulmuş darbe (ki haklısınız) olduğunu ileri süren muhalif medya yazarları?..
Üzerinden neredeyse 10 gün geçti niçin tek satırla bile olsa "Hidayet Şefkatli Tuksal'a özgürlük isteriz!" diye yazmadınız?..
Sizi gidi klavyemin demokratları siziii...
Siz gidi kaynak suyu özgürlükçüleri siziiii...
Not: Bu yazım yayımlandıktan sonra çok güvenilir bir kardeşimden, Hidayet Hanım'ın hiçbir baskı görmediğini, ayrılmak konusunda "tek taraflı" bir karar aldığını öğrendim...
Kendisine inandım ve notu buraya koydum...
Ama; Hidayet Şefkatli Tuksal için STAR'daki yazar arkadaşlarının ve medyadaki meslektaşlarının hiç olmazsa "Ne oldu Hidayet?.. Niçin bırakıyorsun?" diyerek bile olsa ilgilenmemelerini kabul edemiyorum...
adnanberkokan@gmail.com
