Gir arşive bak Ahmet!..
Bir zamanlar senin için ağır hakaretleri yapanlardan ikisi “Oray Eğin ve Hıncal Uluç’tu”… Bugün en yakın dostlarından ikisi işte bunlar!..
ADNAN BERK OKAN - “Çifte tabancalı Crowley” ismi sana bir şey hatırlatıyor mu Ahmet?..
Ben biraz tanıtayım…
Al Capone’dan çok daha acımasızdı…
Gözünü kırpmadan adam öldürürdü…
Ama…
Hayatı boyunca ağzına (senin gibi) içki koymamıştı…
İdamla yargılanırken yazdığı mektupta şöyle diyordu:
“Gömleğimin altında yorgun ama birinci sınıf, kimseye zarar vermek istemeyen bir kalp var”…
Elektrikli sandalyede can vereceği Sing Sing’deki infaz odasına girdiğinde ise şunları söylüyordu:
“Bu, insan öldürmenin karşılığı mı?.. Hayır olamaz… Bu, kendini savunmanın karşılığı”…
Telefonda sana da söylemiştim, hatalar yaptığını… İnsanları çok kırdığını…
Kimisinin ise senden nefret ettiğini…
Ama sen bunları görmüyordun…
Kendine göre sen, “çok iyi bir insandın… Kimseye zarar vermek gibi bir niyetin yoktu”…
Haklı olabilirdin ama unutma, Crowley de kendini “haklı” görüyordu…
Bir sanatçıyı “Tebrik” yoluyla “Teşvik” edeceğine, yaptıklarını “küçümseyerek” "tahrik” ediyorsun…
Charles Schwab, dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı “sosyal ilişkiler” uzmanı olarak kabul edilir…
Sebebi sorulduğunda, “insanlara şevk aşılama becerim” diye cevap vermişti…
Gir arşivine bak…
Başbakan kötü…
Bakanlar desen, onlar zaten (sana göre) sıradan insanlar ve hepsi kötü…
Tiyatrocular kötü…
Aktörler kötü…
Aktrisler kötü…
Yönetmenler kötü…
Vokalistler kötü…
Piyanistler kötü…
Kemancılar kötü…
Oray Eğin ve Ertuğrul Özkök dışındaki yazarlar külliyen kötü…
İsmet Özel’i bir tarafa bırakırsan şairlerimiz kötü…
Aydın Doğan hariç medya patronları “kaka” ve hatta “hırsız, uğursuz”…
Hani günahtan korkmasan “Tanrı da kötü” diyeceksin…
Seni eleştirenler “cahil, sığ, beceriksiz, haset”…
Eeee…
Madem o kadar sığlar, cahiller, hasetler neden muhatap alıyorsun?..
Daha da fenası, eleştirmeye gücün yetmedi mi; doğrudan patronuna saldırıyorsun…
Ne ayıp!..
Bak Ahmet!..
Okurlar “aptal” değil…
En “sıradan” diye düşündüğün okur seni, beni cebinden çıkarır “dikkat” konusunda…
Bir zamanlar senin için ağır hakaretleri yapanlardan ikisi “Oray Eğin ve Hıncal Uluç’tu”…
Bugün en yakın dostlarından ikisi işte bunlar!..
Okur bunu kendi arasında ve başka mahfillerde sorguluyor…
Hâsılı Ahmet!..
Titanic’in lüks kamarasında seyahat eden yolculardan biri gibisin...
Ama unutma…
O kamarada, hiç hak etmedikleri halde yolculuk yapan “sözde soylu” yolcular da vardı…
Ve önce onlar boğuldular…
Oysa hayata sarıldıklarını zannetmişlerdi…