Gerçek ve çakma gazetecilik farkı
Gazetecilik en zor ama en keyifli... En berbat ama en kutsal iştir... Tek şeye önem verir: Haberin kamuyu ilgilendirip ilgilendirmediğine...
Gazetecilik en zor ama en keyifli...
En berbat ama en kutsal iştir...
En zordur çünkü ne gecesi vardır, ne gündüzü...
Ne güneşin açmasını bekler, ne yağmurun dinmesini...
Ne durgunluğuna bakar havanın, ne fırtınasına...
Tek şeye önem verir:
Haberin kamuyu ilgilendirip ilgilendirmediğine...
Önce haberin peşinde koşup onu yakalar...
Sonra kalemi ile beynini en uygun noktada buluşturur...
Bütün bunları yaparken işin içine asla duygularını ve ideolojisini
karıştırmaz...
İşin zorluğu da keyfi de işte buradadır...
Çile çekmek...
Her acıya katlanmak...
Ama bütün bu süreçte huzurlu ve mutlu olmak...
En berbat iştir çünkü ne *İsa*'ya yaranabilirsiniz...
Ne *Musa*'ya...
En güzel ve alkışlanması gereken işinizde hakaretlerin hedefi olursunuz...
Bütün bunlara rağmen kutsaldır çünkü gerçek gazeteciliğin gereklerini yerine
getirirseniz; güçsüz ama haklılara haklarını teslim ederken, güçlü ama
haksızlara hadlerini bildirirsiniz...
Peki...
Günümüzde gazetecilik gerçekten de bu ölçülerde mi yapılıyor?...
Hayır...
Peki nasıl yapılıyor?...
Anlatalım...
Günümüz gazeteciliği:
*1.) **Masa başında,*
*2.) **Elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan,*
*3.) **Saate ve meteorolojiye bağlı,*
*4.) **Haberin ya da yorumun kamu ile ilişkisine aldırmadan,*
*5.) **Kalem ile beyni değil, duyguları ve ideolojileri buluşturarak,*
*6.) **Haberi reklam verenlerle ilgisine göre; manşetten vererek veya en
bakılmayan sayfalardan birine sokuşturarak,*
*7.) **Haberin öznesi ile kan veya sıcak bir gönül bağı varsa,
gazeteciliğin gereklerini görmezden gelerek,*
*8.) **Haberin öznesi, midevi ve dünyevi arzuları yerine getirmekte
tereddüt etmeyecek kadar güçlü ve fakat ahlak fukarasıysa onunla el ele
tutuşarak,*
*9.) **Koynuna almak istediği hanım yüz vermiyorsa aşağılayarak, kuyruk
sallıyorsa yağlayarak yaklaşmak, (Kadın gazeteci için tam tersi)*
*10.) **Alın teri göz emeği dökülmüş nice sanat eserini ve sanatçıyı
acımasızca ve eleştiriden öte aşağılayarak,*
*11.) **Sanata emek vermiş, ellili yaşın üzerindeki herkesin gönlünde taht
kurmuş eski ama eskimeyen sanatçılarla utanmadan alay ederek,*
*12.) **Gazete manşetlerini yorumlu atarak,*
Ve en fenası....
*13.) **Haber peşinde koşarak değil, haber üreterek...*
Bu arada unuttuğumuz bazı başka *"cinlikler" *de olabilir elbette...
Bu saydıklarımız, bir çırpıda aklımıza gelenler...