Genç saflığının ortaya çıkardığı gerçek!
Uğur Dündar'ın da diğerlerinden hiç farkı olmadığını, onun da her siyasi yapılanmada taraf olmaktan öte "dizayn edici" rolü....
ADNAN BERK OKAN
Kamer Genç için asla "merdi kıpti" diye başlayan cümleyi söylemeyeceğim...
Ama...
Oğlunun evinden, "karısı" olmayan bir kadınla çıkarken gazetecilere yakalandığında sanki yapılacak başka şey yokmuş gibi "çiçekleri suladık" saflığını hatırlatmadan da duramayacağım.
İşte o açık yürekli, saf kalpli Kamer Genç, medyamızdaki "Siyasi Yandaşlık" acı gerçeğini ne güzel tanımlıyor...
Uğur Dündar'ın da diğerlerinden hiç farkı olmadığını, onun da her siyasi yapılanmada taraf olmaktan öte "dizayn edici" rolü olduğunu ne güzel anlatıyor..
Şuraya bakar mısınız Kamer Genç bir canlı yayında Uğur Dündar'a neler söylüyor:.
"Kemal Bey'in kamuoyuna tanıtılmasında ve genel başkan seçilmesinde çok büyük katkınız olduğundan dolayı tebrik ediyorum. Keşke bizim arkamızda da böyle bir süperstar olsaydı da bizi bir yerlere getirseydi."
Medyadaki "Siyasi taraflılık ve Dizaynörlük" gerçeği bundan daha güzel nasıl açıklanabilir ki?..
Kamer Genç saflığına, temizliğine, dürüstlüğüne, mukniliğine Uğur Dündar başını önüne eğip (kameranın vizörüne bakmaya yüreği yetmediği için) bakın nasıl cevap veriyor:
"Estağfurullah. Ben sadece, dürüst tarafsız yayıncılık yaptım..."
Lütfen söyler misiniz, siz burada kime inandınız?..
"Kemal Bey'in kamuoyuna tanıtılmasında ve genel başkan seçilmesinde çok büyük katkınız olduğundan dolayı tebrik ediyorum" diyen Kamer Genç'e mi?...
Başını önüne eğip, "Estağfurullah. Ben sadece, dürüst tarafsız yayıncılık yaptım" cevabını veren Uğur Dündar'a mı?..
Ya siyasetçilik, ya gazetecilik!..
Hafızalarınızı bir tazeleyin lütfen. CHP'nin kaçıncı kurultayıydı net hatırlayamıyorum ama bir olayı hiç unutmuyorum.
Hürriyet Gazetesi yazı işleri müdürlerinden ve yazarlarından Tufan Türenç CHP parti meclisine seçilmişti...
Ve sonra yine Türenç'in köşesinde okuduk ki, Aydın Doğan bu seçimi onaylamamış, "Ya siyaset, ya Hürriyet" demişti.
Türenç, "Asıl mesleğimi tercih ettim" diye yazmıştı.
Şimdi bakıyorum da asıl mesleği gazetecilik olan (işi gazetecilik olmayanlara sözüm yok çünkü ilk gelen haberlere göre bundan sonra yazmayacaklar) bazı arkadaşlarımız bir yandan mesleklerini yaparken, diğer yandan CHP adına siyaset üretecek, faaliyette bulunacaklar...
Bir gazetecinin asıl mesleği ile birlikte siyaset yapmak için bir siyasi partinin parti meclisinde yer almasının ahlâki olmadığı genel kabul görmüş bir düşüncedir...
Umarım, arkadaşlarımız Tufan Türenç'in gösterdiği ilkeliliği göstereceklerdir...
Ya da gazete - TV'deki görevlerinden istifa edip siyaset yapacaklardır...
Kamer Genç için asla "merdi kıpti" diye başlayan cümleyi söylemeyeceğim...
Ama...
Oğlunun evinden, "karısı" olmayan bir kadınla çıkarken gazetecilere yakalandığında sanki yapılacak başka şey yokmuş gibi "çiçekleri suladık" saflığını hatırlatmadan da duramayacağım.
İşte o açık yürekli, saf kalpli Kamer Genç, medyamızdaki "Siyasi Yandaşlık" acı gerçeğini ne güzel tanımlıyor...
Uğur Dündar'ın da diğerlerinden hiç farkı olmadığını, onun da her siyasi yapılanmada taraf olmaktan öte "dizayn edici" rolü olduğunu ne güzel anlatıyor..
Şuraya bakar mısınız Kamer Genç bir canlı yayında Uğur Dündar'a neler söylüyor:.
"Kemal Bey'in kamuoyuna tanıtılmasında ve genel başkan seçilmesinde çok büyük katkınız olduğundan dolayı tebrik ediyorum. Keşke bizim arkamızda da böyle bir süperstar olsaydı da bizi bir yerlere getirseydi."
Medyadaki "Siyasi taraflılık ve Dizaynörlük" gerçeği bundan daha güzel nasıl açıklanabilir ki?..
Kamer Genç saflığına, temizliğine, dürüstlüğüne, mukniliğine Uğur Dündar başını önüne eğip (kameranın vizörüne bakmaya yüreği yetmediği için) bakın nasıl cevap veriyor:
"Estağfurullah. Ben sadece, dürüst tarafsız yayıncılık yaptım..."
Lütfen söyler misiniz, siz burada kime inandınız?..
"Kemal Bey'in kamuoyuna tanıtılmasında ve genel başkan seçilmesinde çok büyük katkınız olduğundan dolayı tebrik ediyorum" diyen Kamer Genç'e mi?...
Başını önüne eğip, "Estağfurullah. Ben sadece, dürüst tarafsız yayıncılık yaptım" cevabını veren Uğur Dündar'a mı?..
Ya siyasetçilik, ya gazetecilik!..
Hafızalarınızı bir tazeleyin lütfen. CHP'nin kaçıncı kurultayıydı net hatırlayamıyorum ama bir olayı hiç unutmuyorum.
Hürriyet Gazetesi yazı işleri müdürlerinden ve yazarlarından Tufan Türenç CHP parti meclisine seçilmişti...
Ve sonra yine Türenç'in köşesinde okuduk ki, Aydın Doğan bu seçimi onaylamamış, "Ya siyaset, ya Hürriyet" demişti.
Türenç, "Asıl mesleğimi tercih ettim" diye yazmıştı.
Şimdi bakıyorum da asıl mesleği gazetecilik olan (işi gazetecilik olmayanlara sözüm yok çünkü ilk gelen haberlere göre bundan sonra yazmayacaklar) bazı arkadaşlarımız bir yandan mesleklerini yaparken, diğer yandan CHP adına siyaset üretecek, faaliyette bulunacaklar...
Bir gazetecinin asıl mesleği ile birlikte siyaset yapmak için bir siyasi partinin parti meclisinde yer almasının ahlâki olmadığı genel kabul görmüş bir düşüncedir...
Umarım, arkadaşlarımız Tufan Türenç'in gösterdiği ilkeliliği göstereceklerdir...
Ya da gazete - TV'deki görevlerinden istifa edip siyaset yapacaklardır...