Gazetecinin işi nedir?
Ne yazık ki son dönem gazetecileri bir diğer işlerinin de “problem ve şifre çözmek” olduğunu öğrenemediler, öğrenenler de unuttu!
Karda yürüyen ve arkasından takip edenler olduğundan şüphelenen biri geri geri gider. Böylece takip eden hasımlarını ters yöne doğru yürütür.
Usta siyasetçilerin, diplomatların ve pokercilerin en büyük başarıları “ters çakma” denilen yöntemdir fakat ne yazık ki son dönem gazetecileri bir diğer işlerinin de “problem ve şifre çözmek” olduğunu öğrenemediler.
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Türkiye’nin halen “en etkin” gazetesi Hürriyet’in “en etkin” söyleşi ustası Cansu Çambel’in sorularını cevapladı.
Söyleşiden öğreniyoruz ki Türkeş, Külliye’de yapılan bir bakanlar kurulu toplantısında, Cumhurbaşkanı’na idam cezasının yeniden konulmasının sakıncalarını anlatıyor.
“AB ve hatta NATO’dan bile çıkarılırız” diyor.
Bu arada kabineden bir başka bakan arkadaşının, idam yasasıyla ilgili anayasa teklifi mecliste oylanırsa “hayır” oyu vereceği bilgisini paylaşıyor ve sonra da sözü Bahçeli’ye getirip ne kadar “Kurt” bir politikacı olduğunu söylüyor.
Hürriyet’in, bakanlar kurulu üyelerine “en yakın” yazarı Abdülkadir Selvi’nin köşesinde de aynı gün, Tuğrul Türkeş’in Erdoğan’a idam cezasıyla ilgili uyarışlarının “gerçek” olduğunu destekleyen bir haber analiz yayımlanıyor.
Ve dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gurupta yaptığı konuşmasının en can alıcı bölümünde sol eliyle havayı dövüp şöyle diyor:
“Hemen yarın getirin idam cezası yasa teklifini hemen çıkarıp alayını asalım”.
Şimdi toparlayalım.
Devlet Bahçeli, Ak Parti tarafından kendisine gönderilen mini anayasa paketinde “birkaç ufak pürüz var” derken, paketin içinde idam cezasıyla ilgili bir düzenleme yapılmadığını ima etmiş olamaz mı?
Türkeş’in açıkça söylemediği ama “İdam cezasına karşı olduğumu cumhurbaşkanına da söyledim” açıklamasının zamanlaması bu açıdan manidar olamaz mı?
Bahçeli son dakikada “içinde idam cezası olmayan anayasa düzenlemesine oy vermeyiz” diyebilir mi?
Veya 12 Eylül 2010 referandumunda “yetmez ama evet” diyenler gibi referanduma gidilebilecek oy henüz bulunmamışken, mecliste “evet” deyip, “ama biz içinde idam cezası olmayan bu düzenlemeyi meydanlarda savunamayız” diyebilir mi?
Naçizane tavsiyemiz, gazeteci arkadaşlarımızın, siyaset analizi yapan yazarların ve TV tartışmacılarının öncelikle bu konular üzerinde yoğunlaşmaları ve MHP ile Ak Parti sözcülerine, henüz kamuoyuna açıklanmayan pakette idam cezasının olup olmadığını sormaları.