Gazetecilik geçmişine haksızlık etme Hadi Özışık!
Hadi de istediği için başardı... Hayal ettiği için başardı... Arkasında bıraktığı 20 yıllık gazeteciliğin desteğiyle başardı...
ADNAN BERK OKAN
Hadi (Özışık), İnternethaber'de "11 yıl!... Ömrümüz uzun, yolumuz açık olsun!" başlığı altında yayımlanan makalesinde diyor ki:
"320 dolarla başlayan yolculuk..."
11 yıl önceki sermayeleri bu rakam...
Ama belli ki arkasında bıraktığı gazetecilik, muhabirlik yıllarını unutmuş Hadi...
Şöyle demeliydi:
"20 yıllık gazetecilik deneyimi + 320 Dolar"...
Demek istemem şu...
Hadi'nin başarısı müthiş...
Ama Hadi bugünkü başarının temeline sadece 320 doları koymakla hata ediyor...
Bunu da sevgili kardeşimi ve patronumu eleştirmek için söylemiyorum...
Geçmişine haksızlık etmemesi için uyarıyorum sadece...
Çünkü...
Ve biliyorum ki...
O gün cebinde 320 Dolar yerine 20 Dolar olsaydı da bugün durum değişmeyecek ve yine bu başarıyı yakalayacaktı...
Google'ı kuran gençlerin ilk başladıklarında kaç paraları vardı ki?..
Ama...
Kendilerine güvenleri, yapacakları işe inançları vardı...
Ve başarıyı istiyorlardı...
Bu gün 50 milyar Doların üzerinde bir servete sahipler...
Hadi de istediği için başardı...
Hayal ettiği için başardı...
Arkasında bıraktığı 20 yıllık gazeteciliğin desteğiyle başardı...
Haber kovalamayı biliyordu...
"İyi haber"i koklamayı öğrenmişti...
Gazetecilikte "farklı olmanın" başarının temellerinden biri olduğuna inanıyordu...
Hele bir de güvenilir, tarafsız ve süratli olunursa başarının geleceği kesindi...
Ve hep öyle oldu...
O da "tarafsız" her gazeteci gibi fanatik taraftarların saldırılarına uğradı...
Onu da her gün "siyasi yelpazenin" bir yaprağına koydular siyasetin taraftarları...
Yayımladığı haberleri sevenler onu da sevdiler....
Haberlerini sevmeyenler ondan nefret ettiler...
Ama bu hemen her gün değişiyordu...
Hadi'den bir gün nefret edenler ertesi gün alkışlıyorlardı...
Birgün önce alkışlayanlar ise aynı gün nefret ediyorlardı...
Ve işte Hadi'yi başarıya taşıyan şey bu "tarafsız" gazetecilik anlayışıydı...
İnternethaber onun için bugün sektörünün en iyilerinden biri...
Hatta en iyisi...
Hadi'nin işe ilk başladığı handa oturan diğer sakinlerin, ceplerinden gitmesin diye para verip ampul bile almadıkları karanlık koridorları o en fukara döneminde satın aldığı ampullerle aydınlattığı gün daha belliydi başaracağı...
Çünkü...
Öncelikle yolunuzu aydınlatacaksınız...
Çünkü başarıya giden yol aydınlıktan geçer...
Bakmayın siz "karanlıklar insanı ayınlığa taşır" diyen romantiklere...
Karanlıklar insanı taşısa, taşısa uçuruma taşır...
Ve...
Başarmak için başkalarından beklemeyecek, ilk adımı siz atacaksınız...
Evet...
İnternethaber 11 yaşında...
Daha nice 11 yıllar gelip geçecek rüzgâr gibi...
Bugün Hadi'nin taşıdığı bayrak bir süre sonra çocuklarının eline geçecek...
Hadi "Onursal Başkan" sıfatıyla, yarın için hazırladığı çocuklarının başarılarıyla onurlanacak...
Daha sonra da inşallah torunlarının başarılarını alkışlayacak, gözleri yaşlı...
"Gözleri yaşlı" çünkü hayatının "en duygusal" dönemlerini yaşayacak o günlerde...
Kadıköy'de başladığı o karanlık koridorlu, sıvaları dökük binayı hatırlayacak...
Ve bir de o anda içinde bulunduğu kendine ait devasa plazzayı...
Sonra işaret parmaklarıyla gözlerindeki yaşları silerken, dudaklarına kocaman bir gülümsemenin yayıldığını fark etmeyecek bile...
Yolun daima açık ve aydınlık olsun sevgili kardeşim Hadi...
Ve...
İnternethaber Gurubu'nun harika gençleri...
Hepinizi çok seviyorum ve işte o sevgimle gözlerinizden öpüyorum...
Adnan amcanız...
[email protected]
Hadi (Özışık), İnternethaber'de "11 yıl!... Ömrümüz uzun, yolumuz açık olsun!" başlığı altında yayımlanan makalesinde diyor ki:
"320 dolarla başlayan yolculuk..."
11 yıl önceki sermayeleri bu rakam...
Ama belli ki arkasında bıraktığı gazetecilik, muhabirlik yıllarını unutmuş Hadi...
Şöyle demeliydi:
"20 yıllık gazetecilik deneyimi + 320 Dolar"...
Yıl 1996 olmalı... Yaz aylarından biriydi... İkisi kadın biri erkek, spor ama çok kaliteli giyimli üç genç, Cenk Koray'a (Allah mekânını cennet eylesin. Amin) geldiler gazeteye... Odalarımız yan yana idi ve Gül (Yılmaz) ikimize de asistanlık yapıyordu... Cenk'in misafirlerini odasına aldıktan az sonra yanıma geldi: "Müsaitseniz Cenk Bey sizi de davet ediyor..." Gittim tabii... O zamanlarki adı Holliday Inn olan (Ataköy Marin'da) otelde, Tarkan'ın da şarkı söyleyeceği bir güzellik yarışması yapılacaktı... Cenk'ten, organizasyonun sunucusu olmasını istiyorlardı... "Şamata, gırgır, kahkahanının bini bir para" derken genç erkek birden ciddileşti... "Aabi ya ne veririz sana bu iş için?" "500 milyon Lira (2.000 dolar falan o gün)" dedi Cenk, hiç düşünmeden... "Oooo Cenk aabi ya" diye ağzını yaydı organizasyonu yapan şirketin yetkilisi genç adam "Çok be aabi... Senin sahnede kalacağın süre yarım saati geçmez... Yarım saat için 500 milyon... Çok istedin aabi yaa"... Güldü Cenk... "Sadece sahnede kalacağım yarım saatin fiyatı değil bu... Sahnede kaldığım 30 yıl artı 30 dakika..." |
Demek istemem şu...
Hadi'nin başarısı müthiş...
Ama Hadi bugünkü başarının temeline sadece 320 doları koymakla hata ediyor...
Bunu da sevgili kardeşimi ve patronumu eleştirmek için söylemiyorum...
Geçmişine haksızlık etmemesi için uyarıyorum sadece...
Çünkü...
Ve biliyorum ki...
O gün cebinde 320 Dolar yerine 20 Dolar olsaydı da bugün durum değişmeyecek ve yine bu başarıyı yakalayacaktı...
Google'ı kuran gençlerin ilk başladıklarında kaç paraları vardı ki?..
Ama...
Kendilerine güvenleri, yapacakları işe inançları vardı...
Ve başarıyı istiyorlardı...
Bu gün 50 milyar Doların üzerinde bir servete sahipler...
Hadi de istediği için başardı...
Hayal ettiği için başardı...
Arkasında bıraktığı 20 yıllık gazeteciliğin desteğiyle başardı...
Haber kovalamayı biliyordu...
"İyi haber"i koklamayı öğrenmişti...
Gazetecilikte "farklı olmanın" başarının temellerinden biri olduğuna inanıyordu...
Hele bir de güvenilir, tarafsız ve süratli olunursa başarının geleceği kesindi...
Ve hep öyle oldu...
O da "tarafsız" her gazeteci gibi fanatik taraftarların saldırılarına uğradı...
Onu da her gün "siyasi yelpazenin" bir yaprağına koydular siyasetin taraftarları...
Yayımladığı haberleri sevenler onu da sevdiler....
Haberlerini sevmeyenler ondan nefret ettiler...
Ama bu hemen her gün değişiyordu...
Hadi'den bir gün nefret edenler ertesi gün alkışlıyorlardı...
Birgün önce alkışlayanlar ise aynı gün nefret ediyorlardı...
Ve işte Hadi'yi başarıya taşıyan şey bu "tarafsız" gazetecilik anlayışıydı...
İnternethaber onun için bugün sektörünün en iyilerinden biri...
Hatta en iyisi...
Hadi'nin işe ilk başladığı handa oturan diğer sakinlerin, ceplerinden gitmesin diye para verip ampul bile almadıkları karanlık koridorları o en fukara döneminde satın aldığı ampullerle aydınlattığı gün daha belliydi başaracağı...
Çünkü...
Öncelikle yolunuzu aydınlatacaksınız...
Çünkü başarıya giden yol aydınlıktan geçer...
Bakmayın siz "karanlıklar insanı ayınlığa taşır" diyen romantiklere...
Karanlıklar insanı taşısa, taşısa uçuruma taşır...
Ve...
Başarmak için başkalarından beklemeyecek, ilk adımı siz atacaksınız...
Evet...
İnternethaber 11 yaşında...
Daha nice 11 yıllar gelip geçecek rüzgâr gibi...
Bugün Hadi'nin taşıdığı bayrak bir süre sonra çocuklarının eline geçecek...
Hadi "Onursal Başkan" sıfatıyla, yarın için hazırladığı çocuklarının başarılarıyla onurlanacak...
Daha sonra da inşallah torunlarının başarılarını alkışlayacak, gözleri yaşlı...
"Gözleri yaşlı" çünkü hayatının "en duygusal" dönemlerini yaşayacak o günlerde...
Kadıköy'de başladığı o karanlık koridorlu, sıvaları dökük binayı hatırlayacak...
Ve bir de o anda içinde bulunduğu kendine ait devasa plazzayı...
Sonra işaret parmaklarıyla gözlerindeki yaşları silerken, dudaklarına kocaman bir gülümsemenin yayıldığını fark etmeyecek bile...
Yolun daima açık ve aydınlık olsun sevgili kardeşim Hadi...
Ve...
İnternethaber Gurubu'nun harika gençleri...
Hepinizi çok seviyorum ve işte o sevgimle gözlerinizden öpüyorum...
Adnan amcanız...
[email protected]