Gazeteciden çok ilginç 'garson' sorusu!
Patron, biz müşterilerimizi gereğince ağırlayamıyoruz. Bana öyle geliyor ki, karınlarını doğru dürüst doyurmak için gerekeni yapamıyoruz. Yarı aç yarı tok paralarını ödeyip gidiyorlar; üstüne bizlere bahşiş de vererek...
GAZETECİLER.COM - "Lokanta müşterisine hizmet edenlerin, garsonların mesela, şöyle bir derdi hiç olmuş mudur? Garsonlardan biri, diye sorayım; lokantanın sahibine gidip de mesela:
-Patron, biz müşterilerimizi gereğince ağırlayamıyoruz. Bana öyle geliyor ki, karınlarını doğru dürüst doyurmak için gerekeni yapamıyoruz. Yarı aç yarı tok paralarını ödeyip gidiyorlar; üstüne bizlere bahşiş de vererek... demiş midir?
Sanmıyorum. Deseydi şayet, patron ne derdi, ne yapardı o garsona?
-Oğlum başka işin mi yok, senin deyip, haydi bak seni bekleyen müşteriler var diye, başından savardı herhalde, haddini bilmez şaşkını?"
Uzun bir alıntı ile başladık ama Radikal'in sokaktan değil de Cihannüma'dan yazan yazarı Hakkı Devrim, bugün hem ilginç hem de gazetecilik açısından çarpıcı bir yazı yazdı köşesinde.
"Benim de içimde buna benzer bir tereddüt var" diyen Hakkı Devrim "Biz acaba, gazetemizi alan okurları memnun edebiliyor muyuz? Zihinlerinde yer eden sualleri gün be gün cevaplandırarak, onları öğrenmek istedikleri konularda yeterince bilgilendirebiliyor muyuz?" sorusunun yanıtını arıyor.
Haber ve yorum satan bir işyerinin çalışanı olarak, ne yalan söyleyeyim, vazifemizi bihakkın yerine getirebildiğimizden emin değilim.
Bu hissi yıllardır duyarım ben. Dün yazı konumu belirlemek için seçtiğim malzemeyi, yani günün gazetelerinden bir bir ayıkladığım haber ve yorum kesiklerini masama sermiş düşünürken, dediğim duyguya bütün şiddetiyle bir kere daha kapıldım.
Hakkı Devrim'in gazetecilik mesleğinin ayrıntılarını sorguladığı yazısının tamamını okuyabilirsiniz.
-Patron, biz müşterilerimizi gereğince ağırlayamıyoruz. Bana öyle geliyor ki, karınlarını doğru dürüst doyurmak için gerekeni yapamıyoruz. Yarı aç yarı tok paralarını ödeyip gidiyorlar; üstüne bizlere bahşiş de vererek... demiş midir?
Sanmıyorum. Deseydi şayet, patron ne derdi, ne yapardı o garsona?
-Oğlum başka işin mi yok, senin deyip, haydi bak seni bekleyen müşteriler var diye, başından savardı herhalde, haddini bilmez şaşkını?"
Uzun bir alıntı ile başladık ama Radikal'in sokaktan değil de Cihannüma'dan yazan yazarı Hakkı Devrim, bugün hem ilginç hem de gazetecilik açısından çarpıcı bir yazı yazdı köşesinde.
"Benim de içimde buna benzer bir tereddüt var" diyen Hakkı Devrim "Biz acaba, gazetemizi alan okurları memnun edebiliyor muyuz? Zihinlerinde yer eden sualleri gün be gün cevaplandırarak, onları öğrenmek istedikleri konularda yeterince bilgilendirebiliyor muyuz?" sorusunun yanıtını arıyor.
Haber ve yorum satan bir işyerinin çalışanı olarak, ne yalan söyleyeyim, vazifemizi bihakkın yerine getirebildiğimizden emin değilim.
Bu hissi yıllardır duyarım ben. Dün yazı konumu belirlemek için seçtiğim malzemeyi, yani günün gazetelerinden bir bir ayıkladığım haber ve yorum kesiklerini masama sermiş düşünürken, dediğim duyguya bütün şiddetiyle bir kere daha kapıldım.
Hakkı Devrim'in gazetecilik mesleğinin ayrıntılarını sorguladığı yazısının tamamını okuyabilirsiniz.
