<font color='#CC0000'>Dişi Çölaşan </font>suçlamasına jet yanıt!
Fikrî açıdan sorguladıklarımın içini boşaltıp ya bendenize hakaret ederek ya da suçlayarak tartışmayı değersizleştirmeye çalışıyorlar.
GAZETECİLER.COM - "Yeni Kandil muhipleri" polemiğine mevzubahis iki yazardan çok onların 'muhipleri' dahil oldu. Fikrî açıdan sorguladıklarımın içini boşaltıp ya bendenize hakaret ederek ya da suçlayarak tartışmayı değersizleştirmeye çalışıyorlar.
Bu cümleler Yeni Şafak yazarı Hilal Kaplan'ın köşesinden. "Yazılarımda ne Nuray Mert'in ne de Ece Temelkuran'ın bırakın kişiliklerini, şu andaki siyasal pozisyonlarını dahi aşağılayan bir kısım yok" diyen Kaplan kandil muhipliği polemiğinde kendisini Emin Çölaşan'a benzeten Milliyet yazarı Mehveş Evin'e jet bir yanıt verdi.
Bu şekilde yazan birisini bile iki cümlenin birisinde "vatan haini, liboş, satılık" diyen bir meczupla kıyaslamak, en başta hedef göstermek gibi tehlikeli bir fiili hafifletmek anlamına gelir. "Kandil" kelimesini kullanmamın hedef gösterici olduğunu söyleyenlere de şunu sormak isterim: "Yeni BDP muhipleri" yazsam, değişen ne olacaktı? "Gerillaya oy istiyoruz" diyerek seçim kampanyası yapan, mitinglerinde Öcalan posterleri açılan, "PKK halktır, halk burada" sloganları atılan bir partinin kamuoyu algısında "Kandil"den farklı bir yere konumlandığını sanacak kadar naif miyiz? O halde yazılarında "BDP/PKK çizgisi" şeklinde yazanların ve televizyon ekranlarında BDP ile PKK arasında hiçbir mesafenin olmadığını kabul etmemiz gerektiğini söyleyen demokrat yazarların da mı hedef gösterdiğini iddia edeceğiz?