MEDYA KÖŞESİ

Fırın olayı Alper Görmüş'e dert oldu!

Alper Görmüş Darbe Günlükleri’nin üç valiz dolusu bilgisayar çıktılarını bir arkadaşının fırınında yakmasının hala eleştiri konusu edilmesinden şikayetçi.

Fırın olayı Alper Görmüş'e dert oldu!

Darbe Günlükleri’nin üç valiz dolusu bilgisayar çıktılarını bir arkadaşının fırınında yakmasının hala eleştiri konusu edilmesinden şikayet eden Alper Görmüş: "Bir daha söylüyorum: O yakılanlar..." diye başlıyor ve devam ediyor...

 

Alper Görmüş/TARAF

Şu ‘fırın’ mevzuu başıma dert oldu...

Darbe Günlükleri’nin üç valize denk gelen bilgisayar çıktılarını bir arkadaşımın fırınında yakma “eylemim” ne zaman bir yerlerde telaffuz edilse, hadiseyi ilk defa duyan birilerinin, “yazıklar olsun”la “tabansız” arasında gidip gelen eleştirilerine muhatap oluyorum.

Bu defa da Mustafa Balbay (Cumhuriyet, 8 şubat) ve Balçiçek Pamir’in (Habertürk, 9 şubat) yazılarının mağduru oldum...

Önce Balbay, “Yazınca da kızıyorlar, yazmayınca da” başlıklı yazısında hatırlattı “fırın”ı:

“Yazdıklarımla ilgili belgelerin yanında bir de yazmadıklarımla ilgili tartışma var. Malum iddianameye göre eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’in günlükleri benim arşivimde de var. Medya bu durumu şöyle işliyor: ‘Balbay madem bu günlüklere ulaşmıştı, neden kullanmadı?’ İddianame ve ekleri ortada. Bende o günlüklerin az bir bölümü vardı. (...) Ben bu günlükleri Alper Görmüş kadar görmemiştim. Bu gazeteciliğinin bedelini tatsız biçimde ödeyen Görmüş, belgeleri bir fırında yaktığını söyledi. Bendekiler değil bir fırın küçük bir sobayı bile doldurmazdı.”

Ertesi gün de Balçiçek Pamir, Silivri’de konuşma fırsatı bulduğu Balbay’a benim fırın maceramı hatırlattıktan sonra, “niye yayımlamadın” diye sorduğunu yazdı köşesinde. Cevap aynıydı: “Ne fırını? Bendeki bilgiler sobayı doldurmazdı.”
Bir daha söylüyorum: O yakılanlar, yargılandığım davada mahkemeye götürdüğüm çıktılardı. Hâkim, “böyle istemiyorum, bize de DVD olarak getirin” deyince, onları “fırın” marifetiyle imha ettim. Yoksa, bana serzenişlerini ileten kimi okurların zannettiği gibi, böylece önemli bir belgenin yükünden kurtulmak değildi niyetim. Zaten günlüklerin bir dijital kopyasını yargılandığım mahkemeye, bir başka kopyasını da isteği üzerine Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’e vermiştim. Biri de bende, eder üç.

Keyfiyet, hadiseyi ilk kez duyan okurlara duyurulur.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar