Finkel'den Zaman ve Taraf'a ağır suçlama
Today's zaman gazetesi, son Ergenekon tutuklamaları ve 'İmamın Ordusu' üzerine yazdıkları nedeniyle Andrew Finkel'in üç yıldır süren köşe yazılarına son verdi. Finkel, 'editoryal çizgiden sapışını' anlattı.
Uzun yıllardır İstanbul’da yaşayan, uluslararası basın için serbest gazetecilik işleri dışında çeşitli Türkiye gazetelerinde köşe yazarlığı yapan Andrew Finkel son üç yıldır yazdığı Today’s Zaman’dan kovuldu.
Finkel'in 27 Mart’ta Ergenekon soruşturmasının son dalgasında göz altına alınan Ahmet Şık, Nedim Şener, basılmamış kitap taslağı ve davanın seyri üzerine rahatsızlıklarını anlattığı paragraflarının sansürlenmesi sonrasında “Gülen cemaatine saldıran bir kitap yazmak suç değildir” dediği ikinci yazısı hiç yayımlanmadı.
Gazete yönetimi bununla da yetinmeyip son günlerdeki yazılarının gazetenin editoryal çizgisinden saptığı gerekçesiyle köşesine son verildi. Finkel, kovulma hikâyesini Radikal'den Pınar Öğünç'a anlattı. Taraf ve Zaman gazetelerine çok ağır suçlamalar yaptı.
FİNKEL DE DOKUNDU VE YANDI MI?
Ahmet Şık gözaltına alınırken “Dokunan yanar” demişti. Siz de dokundunuz ve yandınız mı? Ne oldu?
Hayır, benim hiçbir zaman Gülen cemaatiyle bir anlaşamamazlığım olmadı. Benim sorunum gazetemleydi. Basın özgürlüğünü savunma mecburiyetimizin daha fazla olduğunu hissediyordum. Birçok insan gibi ben de Ergenekon savcısının, yargılanmayı beklerken parmaklıklar ardında olmalarında hiçbir kamu yarararı bulunmayan insanların peşinde koşarak kendi davasını zayıflattığını düşünüyordum. Gazetemi zamanında karşı durdukları bir 28 Şubat oyunu oynamalarına karşı uyarmam gerekiyordu; politik güdülerle ideolojik düşmanları karalama oyunu…
TARAF ZAMAN'IN ÖNCÜ PİYADESİ
Bir örnek vereyim. Zaman bir süre Taraf gazetesini ‘öncü piyade’ olarak kullandı; Ergenekon davasındaki sızıntı bilgileri ilk gün Taraf'ın yayımlamasına izin verip ertesi gün kendileri hikâyeyi haber yaptı. Fakat Taraf Gülen Hareketi’yle ilgili bir WikiLeaks belgesi yayımladığında, Zaman tamamen bunu görmezden geldi. Şimdi siz Gülen Hareketi’nin bir üyesiyseniz ABD’nin sizin hakkınızda gerçekten ne düşündüğünü merak etmez misiniz? Amerikalı yetkililerin kafası da herkes kadar karışık ama bu meselenin bir yüzü.
AHMET ŞIK ZAMAN'I DAHA FAZLA YAKTI
Neticede Zaman’ın fark etmesi lazım ki, onlar Ahmet Şık'ı, Ahmet Şık'ın onları yaktığı kadar ‘yakmadı’.
BASINI YALANLARLA BESLEYEN ERGENEKON VE...
Galiba şu kısmını da anlatmam lazım. 1999’da ben de benzer nedenlerle, zamanın ruhuna ters gittiğim için Sabah’taki işimden kovulmuştum. Kovulmakla da kalmamış hem ben hem ailem başka gazetelerin başlattığı bir karalama kampanyasının hedefi olmuştuk. Bir Hürriyet yazarı eşimi hırsızlıkla suçlamıştı ki, bu iftiraya dair açtığımız davayı da kazandık zaten.
Şimdi bildiğimiz her şey ve o vakitten bu yana öğrendiklerim, basını iftira dolu yalanlarla besleyenin Ergenekon değilse, onun kardeş torunu olduğu hissini veriyor. Türkiye’de basın, patronların savunması gereken ekonomik çıkarları yüzünden kendi ahlakını korumada çok zayıf kalıyor; bu da basını suç ortağı haline getiriyor. Birine itaat etmek ya da onu memnun etmek için elinden geleni yap dendiğinde, bunu yapmaya meylediyorlar.
KOVULAN İLK GAZETECİ BEN DEĞİLİM
Türkiye’de ilk kovulan insan ben değilim. Hürriyet daha yeni bunu yapmayı reddeden iki yazarından kurtuldu. Zaman olayında ekonomik çıkarlar, ideolojik çıkarlar kadar rol oynamamış olabilir. Kendini sansürleyen bir gazete, bu yüzden başkalarını sansürleme hakkını kendinde bulabilir. Today’s Zaman geçenlerde bir fotoğraf yayımladı. Tayyip Erdoğan’ın uçakta çeşitli gazetecilerle gösteren bu kare politik iktidarla basının arasındaki ilişkiye dair çok şey söylüyor. Ben Ahmet Şık’ı tanımam, aslında yazdıklarını da okumadım. Fakat uzun lafın kısası zamanında bana ve eşime yapılanın benzerini Şık’a yapanlar güruhunun bir parçası olmayacağım.