Fikri Akyüz için...
En son, Akşam’da dayanamadı yapılan yalakalıklara ve atılan “yalan” manşetlere…
Son 12 yıldır akıl almaz paralar kazanan kimileri gazete yönetimleriyle ters düşseler (Olacak şey değil ya, “meselâ” dedim) ve istifa etseler; olağandır…
Neden?..
Son 12 yılda öyle çok büyük paralar kazandılar ki; hiç çalışmasalar bundan böyle, torunlarının torunlarına yeter kazandıkları paralar…
Ama…
Akşam’dan istifa eden Fikri Akyüz onlardan değil…
Onlar “Büyük paralar” karşılığı ellerinde ve dillerinde yağdanlıkla dolaştılar/dolaşıyorlar…
Ama…
Gerektiğinde tek cümlelik eleştiri yapamadılar…
Fikri ise hem destek verdi başarılı icraata…
Ama hem de yeri geldiğinde klavyesinden zehir zemberek eleştiriler döküldü…
En son, Akşam’da dayanamadı yapılan yalakalıklara ve atılan “yalan” manşetlere…
Bastı istifayı…
Gerçi basın kanununa göre kendi rızasıyla da ayrılsa alacak tazminatını ama…
Maaş olarak ödenen nedir ki Fikri’ye?..
Asgari ücret…
İşte onun üzerinden bir yıllık kıdem ve ihbar verirler, “haydi sana güle güle”…
Demek istemem o ki…
Bir yazarın…
Bir ay sonra evinin, çoluğunun çocuğunun en zaruri ihtiyaçlarını bile karşılayamayacağını bilerek hem de…
İlkeli davranması…
İstifa etmeyi göze alabilmesi…
Son 12 yılda klavyelerini, ruhlarını ve beyinlerini kiraya vererek (Kiraya çünkü her an başkalarına da kiralayabilirler) milyonlarca Dolar biriktirenlerce “aptallıkla” tanımlanacaksa da…
Muhteşem bir karakter yüceliği, mükemmel bir erdemliliktir…
Ve…
Fikri Akyüz alkışı hak etmektedir…
