Fehmi Koru MİT kavgasında hangi tarafta?
MİT depremi için hayli iddialı yorumlar yapan Fehmi Koru 'Bu kavgada benim tarafım yok' dedi ve sürecin perde arkasını anlattı...
Star yazarı Fehmi Koru, Taha Kıvanç adıyla yazdığı ikinci köşesinde MİT depremini yorumlarken dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Krizin büyük öçlüde dış kaynaklı olduüunu ima eden Koru muhafazakar mahalleye seslendi ve "sakin olun, yangına bir odun da siz atmayın" dedi...
"BU KAVGADA BENİM TARAFIM YOK"
Yargı ve Emniyet cephesi karşısında MİT ve hükümet cephesinde bir saflaşma yaşandığına işaret eden Fehmi Koru 'Bu kavgada benim tarafım yok' dedi. "...Neden sürünün peşine takılıp kendi seçmediğim bir tarafın malı olayım ki" diyerek tarafsızlığını ilan eden Star yazarı çok iddialı bazı tespitler yaptı. Kamuoyunu şoke eden MİT krizinin tezgahlanmış bir oyun olduğunu savunan Koru 'böyle bir krizin patlak vermesini bekliyordum zaten, hazırlığımı da yapmış durumdayım' dedi.
SINN FEIN-İNGİLTERE SÜRECİNDEKİ ÇARPICI ANEKTOD
Sürecin temelinde Kürt sorunu ve PKK olduğu iddialarına atıfta bulunan Fehmi Koru, Sinn Fein ile İngiltere arasındaki müzakerelerin son aşamada Başbakan Tony Blair'in evinde yapılacak düzeye vardığını hatırlattı ve bütün mahalleye "sakin olun" çağrısı yaptı...
İşte Koru'nun yazısındaki ilgili bölüm:
"Ülkeyi karıştırmak isteyen bir odaksınız; ‘iç’ mi ‘dış’ odak mı olduğunuz eskiden olduğu kadar mühim değil; çünkü dış da olsanız içeriyi etkileme araçlarını kullanabilecek durumdasınız...
Öyle çok fazla bir şeye ihtiyacınız yok; ateş yakmak için bir kibrit yeterli... Kibritin ateş aldığını gördüğünüz anda üzerleri benzinlenmiş odunları ocağa sürdüğünüzde, başkalarının da yardımınıza koştuğunu, birilerinin bir koşu körük getirdiğini göreceksiniz...
Yine öyle bir ortamdan geçiyoruz. Kibrit çakıldı, odunu olan yangına koşuyor. Birkaç kişi de elinde körük, yangını biraz daha azdırma gayretinde. “Kim kimdir, hangi dürtülerle hareket etmektedir?” sorularına cevap vermek o kadar zor ki... Böyle durumlarda, yapılacakların en iyisi, önceden hazır edilmiş hortumları çıkarıp alevlerin üzerine su sıkmak...
Yangının üzerine körükle gidenlere karşı hortumun ucundan tutup suyun alevleri söndürmesi gayretine destek vermemiz gerekiyor. Ben öyle yapıyorum.
Hayli zamandır böyle bir gelişme beklentisi içerisinde olduğum için kopan gürültü beni hiç şaşırtmadı. Hükümeti sarsmak niyetinde olanların varlığından zaten haberdarım; bunu yapma hazırlığı içerisinde olunduğundan da... Bir süredir taraflara birbirleri hakkında kızdıracak, öfkelendirecek, hırslandıracak malzemeler taşındığını da biliyorum...
“Zamanı geldi” deyip şimdi düğmeye basıldığı anlaşılıyor...
Onlar şimdi yaptıklarına ne kadar hazır idiyse ben de onların yapmaya çalıştıklarına en az onlar kadar hazırım. Kibritin çakıldığı andan itibaren işin nereye doğru sevk edileceğini -az veya çok- önceden hesap etmiş bulunuyorum.
‘Topyekün bir savaş’ kopartmak istiyorlar, onun için de bütün malzemelerini ortalığa saçıyorlar.
Başarılı olamayacaklar: Kötü niyetli oldukları için başarılı olamayacaklar... Kötü niyetleri fena halde belli, bu yüzden başarılı olamayacaklar... Yanıltmak istedikleri insanlar onlardan zaten ortalığı karıştırıcı böyle bir davranış beklediği için başarılı olamayacaklar...
“Tony Blair’in başbakanlığı döneminde, İngiltere, Kuzey İrlanda’dan kaynaklanan terörü sona erdirmek için IRA örgütünün önündeki Sinn Fein ile görüşürken de benzer olaylarla karşılaşıldı mı?” sorusuna cevap ararken, müzakereleri yürüten Jonathan Powell’in kitabında ilginç bir anekdota rastladım (s. 291). Yemekle ilgili...
“Müzakere sürecinde Sinn Fein tarafı kendilerine sunduğumuz yemekler konusuna önem veriyorlardı; özellikle de Gerry Adams” diyor Powell. Ne zaman masaya otursalar Adams’ın ilk işi yemek konusunu açmak oluyormuş... Genellikle de şikâyetçiymiş yemeklerden...
Powell, “Çin lokantasından yemek getirttik o akşam” diye anlatıyor... Nereye? Başbakanlık binasına... Çünkü gizli müzakereler, sona doğru, ‘Downing Street 10’ numaradaki Başbakanlık resmi ikametgâhına taşınmış...
Yok, Tony Blair’i ifadeye çağıran çıkmamış...
Yazının tamamı için