GÜNDEM

Fehmi Koru 'kıyamet kapımızda' diyerek uyardı

Fehmi Koru, corona virüsünün dünyaya saldığı dehşetin kendisine düşündüklerini okuyucuları ile paylaştı.Öldürücü virüsün sınır tanımadığını belirten Koru, tablonun değiştirmenin yollarını aramamız gerektiğini söyledi.

Pınar Erden
Pınar Erden[email protected]
Fehmi Koru 'kıyamet kapımızda' diyerek uyardı

Kıyametin bir gün mutlaka kopacağına inanan insanların, o günün bugüne her zamankinden daha yakın olduğunun bilincinde olduğunu söyleyen Fehmi Koru, kıyamet kopacak gerçeğini hatırda tutarak hayatı henüz yaşarken daha verimli ve daha değerli kılacak bir zenginliğe kavuşturmak gerektiğine vurgu yaptı.

"Öldürücü olduğu anlaşılan corona virüsünün kısa zamanda bütün kıtalarda etkili hale gelmesi günümüz dünyasının ne kadar kırılgan olduğunu göstermekte. Bir yandan ülkeler arası çatış0malar ve iç-savaşlarla tehdit altına düşen global güvenlik, bir yandan da her ülkenin içinden çıkan bireysel teröristlerin kana buladığı toplumlar insanoğlunun vahşi yönünü dışa vuruyor. Okyanuslar ve denizlerle çevrili dünyamızda bir damla suya muhtaçların, israfa dayalı tüketim ekonomisi yanında yeterince beslenemediği için ölenlerin varlığı insafsızlığın eseri." diyen Koru bu tabloyu kökten değiştirmenin hepimizin görevi olduğunu söyledi.

Öldürücü corona virüsü sınır tanımıyor.. Kıyamet kapımızda.. Bu tabloyu değiştirmenin yollarını aramamız şart…

Her insan için kendi ölümü küçük çapta bir kıyamettir.

Bir de Kur’an-ı Kerim başta olmak üzere bütün kutsal kitaplarda en ayrıntılı biçimde anlatılan esas kıyamet var.

Kainatta bildiğimiz anlamda hayatın biteceği son.

Önce İslam Ansiklopedisi’nden bir alıntıyı sunayım:

Kur’ân-ı Kerîm’de zaman zarfı olan “yevme”, “yevmeizin” kelimeleriyle oluşup kıyameti tasvir eden âyetlerin sayısı 400’e yakındır. Bunların yetmişi “yevmü’l-kıyâme” şeklindedir (M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “yevme”, “yevmeʾiẕin”, “yevmiẕin” md.leri). Ayrıca Kur’an’ın altmış yedinci sûresi olan Mülk’ten itibaren yer alan kırk sekiz sûrenin büyük ekseriyetinin en belirgin muhtevası kıyamet konusudur. Bunlardan başka “kıyametin kopma zamanı” demek olan sâat (a.g.e., “sâʿat” md.), “dünyanın sonu” anlamına gelen ukbâ (ukbe’d-dâr, er-Ra‘d 13/22, 24, 35, 42), “mutlaka gerçekleşecek olan realite” mânasındaki vâkıa, “kimini alçaltan, kimini yükselten olay” anlamındaki hâfıda-râfia (el-Vâkıa 56/1-3), “yeniden diriltmek, dirilterek hesap meydanında toplamak” mânasındaki ba‘s ve haşr (el-Hac 22/5; Kāf 50/44) kelimeleriyle bunlara benzer kavramlar kıyamet için kullanılmıştır. “Dönüş, dönüş yeri, çıkarıldığı yer” anlamına gelen ve bir âyette yer alıp bir yoruma göre kıyamet mânasında olan meâd kelimesi de (el-Kasas 28/85; Taberî, XX, 150-153) özellikle kelâm ve felsefe kitaplarında kıyamet yerine kullanılmıştır.

Herhalde konunun ne kadar ciddi olduğunu bu alıntıyı okuyunca daha iyi anlamışsınızdır. Dünyanın sona ereceği günle ilgili benzer tasvirler Tevrat ve İncil’de de bulunuyor. 

İnsanoğlu, özellikle zihnini çok çalıştıranlar, büyük kıyametin kendi küçük kıyametlerinin gerçekleştiği zamandan fazla uzak olmayacağını hep düşünmüştür. Yüzyıllar boyunca her nesil, kutsal kitaplardaki anlatımları hatırlatacak en ufak yeni gelişmede kıyamet alametlerini görmüş ve kopmasını beklemiştir de.

“Tanrı’yı kıyamete zorlamak” diye formüle edilmiş bir yaklaşımı benimsemiş, kutsal kitaplardaki kıyamet tablolarının kendi hayatlarında meydana gelmesi için onları gerçekleştirmek amacıyla kollarını sıvamış insanların varlığı da biliniyor.
Kıyametin bir gün mutlaka kopacağına inanan insanlar, o günün bugüne her zamankinden daha yakın olduğunun da bilincindedirler.

Yerlerin sarsılması… 

Salgın hastalıklar… 

İklim değişikliği… 

Adaletsiz gelir dağılımın dayattığı açlık ve sefalet…

Çatışmacı ortamlar, savaşlar…

Yine de kıyametin ne zaman kopacağını kimse bilemez, bilemiyor da…

Yazının tamamını okumak için tıklayın

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar