Fehmi Koru kazandı çünkü...
Medyamız artık sadece haber vermekle yetinmiyor; verdiği haberlerle siyaset ya da bürokrasinin kadrolarını da belirlemek istiyor...
Meselâ diyor ki;
Altın Portakal film festivalinin jürisinde kimlerin yer alacağından bir yüksek yargı organında başkanın iş takibine kapıları açık tutmasına kadar bir dizi haber hep istifa sağlama amacına yarayacak biçimde işleniyor. Sadece siyaset, sanat ve yargı alanları değil dış politika konuları da, haber vermekle yetinmeyen, mutlaka sonuç getirecek bir anlayış içerisinde ele alınıyor.
Burada önemli olan şu cümle:
"..... haber vermekle yetinmeyen, mutlaka sonuç getirecek bir anlayış"...
Evet efendim;
medyamız artık sadece haber vermekle yetinmiyor; verdiği haberlerle siyaset ya da bürokrasinin kadrolarını da belirlemek istiyor...
Medyanın ayıbını yüzüne vuran Koru dönüyor iktidara ve şunları yazıyor:
Ak Parti’nin haberi görmezden gelmesi ise ülkeyi on yıldır yöneten siyasi kadronun medyaya bakışıyla ilişkili bir tutum. Ak Parti kadrosu iktidarı kendi güç alanı olarak gören bir siyasi anlayışa sahip; hiçbir biçimde medyayı politikalarını etkileyecek bir ‘güç’ olarak tanımak niyetinde değiller. Geçmişte bizzat yaşadıkları veya yakın tanığı oldukları olumsuz olaylardan hareketle oluşan bir kanaat bütün davranış kodlarını etkiliyor.
Eleştiriler haklı bile olsa, yanlış yaptıklarını anlasalar da haklarında olumlu kanaat taşımadıkları medyadan yükselen eleştirilere kulaklarını tıkıyor, tavırları aleyhlerine çalışsa da yayınları görmezden geliyorlar..
iktidar da böyle...
O da haberlerden haberdar değil...
Haberdar olduğu her habere de "yalan, maniplasyon" gözüyle bakıyor....
Yazdıklarının her satırına imza atacak kadar katıldığımız bu makalesiyle Fehmi Koru kazandı...