Fehmi Koru kaybetti çünkü...
Fehmi Koru, herhangi bir sıkıyönetim komutanlığı ya da valilik açıklamasını aratmayan inkarcı tutumuyla hem kendi prestijini zedeledi hem de...
GAZETECİLER.COM
Muhafazakar medyanın ağır toplarından olan Fehmi Koru, mahallesindeki genel eğilimin aksine fikir ifade edebilen nadir isimlerden biri olarak dünkü yazısıyla hayal kırıklığı yarattı.
Star yazarı, Taha Kıvanç şapkasıyla medya ve siyaset ilişkilerini yazıda "Türk medyasında sansür yok, oto sansür yok, baskı yok, korku yok, dezenformasyon yok..." diyor. Öyle ima yoluyla falan de değil. Direk olarak "yoktur" diyor. Uludere faciasının 12 saat boyunca karartılmasını ise "habercilerin yanlış yapmama konusunda titizlik" göstermesiyle açıklıyor. Ece Temelkuran'ın kovulmasının muhalif kimliğiyle hiç bir ilgisi olmadığını savunan Fehmi Koru kanıt olarak ise Yiğit Bulut'un da kovulmasını
Koru'yu değerli ve etkili yapan 'inkarcı, adalet duygusunu kaybetmiş, gözükara bir yandaş' olması değil aksine zor zamanda da doğruyu dile getirme gücünü göstermesiydi. Ancak anlaşılan akıp giden zaman çok şey götürüyor...
Fehmi Koru, herhangi bir sıkıyönetim komutanlığı ya da valilik açıklamasını aratmayan inkarcı tutumuyla hem kendi prestijini zedeledi hem de okuruyla kurduğu ilişkideki gerçeklik zeminini kaybetti.
FEHMİ KORU'NUN KAYBETMEYE GEREKÇELİ İTİRAZI
Muhafazakar medyanın ağır toplarından olan Fehmi Koru, mahallesindeki genel eğilimin aksine fikir ifade edebilen nadir isimlerden biri olarak dünkü yazısıyla hayal kırıklığı yarattı.
Star yazarı, Taha Kıvanç şapkasıyla medya ve siyaset ilişkilerini yazıda "Türk medyasında sansür yok, oto sansür yok, baskı yok, korku yok, dezenformasyon yok..." diyor. Öyle ima yoluyla falan de değil. Direk olarak "yoktur" diyor. Uludere faciasının 12 saat boyunca karartılmasını ise "habercilerin yanlış yapmama konusunda titizlik" göstermesiyle açıklıyor. Ece Temelkuran'ın kovulmasının muhalif kimliğiyle hiç bir ilgisi olmadığını savunan Fehmi Koru kanıt olarak ise Yiğit Bulut'un da kovulmasını
Koru'yu değerli ve etkili yapan 'inkarcı, adalet duygusunu kaybetmiş, gözükara bir yandaş' olması değil aksine zor zamanda da doğruyu dile getirme gücünü göstermesiydi. Ancak anlaşılan akıp giden zaman çok şey götürüyor...
Fehmi Koru, herhangi bir sıkıyönetim komutanlığı ya da valilik açıklamasını aratmayan inkarcı tutumuyla hem kendi prestijini zedeledi hem de okuruyla kurduğu ilişkideki gerçeklik zeminini kaybetti.
FEHMİ KORU'NUN KAYBETMEYE GEREKÇELİ İTİRAZI
"Beni 'kaybeden' yapmışsınız, yapın; ancak gerekçeniz yanlış. Sözünü ettiğiniz yazımda () "İma yoluyla değil, açık açık", "Türk medyasında sansür yok, baskı yok, korku yok, dezenformasyon yok" dediğimi iddia ediyrosunuz. Yazının adı ("Medya korkuyor, ama tuhaf bir korku bu") bile sizi tekzip ediyor. İşte sizin anlayacağınız açıklıkta yazıyorum: Türkiye'de her devirde sansür, oto-sansür, dezenformasyon ve baskı olmuştur; bugün de vardır.
Ben yazımda baskının kimden geldiğini, oto-sansür uygulayanların utanması gerektiğini anlatıyorum."