Fehmi Koru da kötümser mi oldu yoksa?..
Ancak yine de bu gelişmeyi bizler kadar 'güzel' bulmayan, hatta 'terörsüz bir Türkiye' ortaya çıkıyor diye karalar bağlayabilecek.....
ADNAN BERK OKAN
Devletlerin ömrü insanların ömrü gibi değildir. İnsan için son, ölümdür...
Devletler ise ölmez...
Yıkılır, çöker ama ölmez...
Bir başka zamanda yeniden ayağa dikilebilir...
Terör de devletler ayakta durduğu sürece "bitmiş" sayılamaz...
Günlerdir anlatmaya çalışıyoruz ki keşke bitse ama "terör bitmedi"...
Çünkü "Devlet" bitmedi...
Ama "terör durdu"...
Az şey mi?..
Aksine, müthiş bir şey...
Terör bitince de durunca da kan akmadığına göre bugün için "bitti" gözüyle bakabiliriz...
Ama...
İşte bu "ama"dan sonrasını gelin Fehmi Koru'nun bugünkü Star'da "Etrafa kartvizitler mi saçıldı da..." başlığı altında yayımlanan ve alkışı hak eden makalesindeki bazı satırlaarın arasından bakalım...
Bu durumda "Suçlu Esad ve Baas" tespitini hiç sorgulamadan kabul etmemiz gerekiyor...
Fakat nedense bu denli akla yakın bir tespiti kabulde zorlanıyorum. Hayır, "Suriye'nin Türkiye'yi savaş tablosu içine çekmekten ne kazanacağı" sorusu değil zihnimi karıştıran; Baas türü rejimler ile bittiğini anlayınca ne yapacağı belli olmayan Beşşar Esad gibi diktatörler en akıl almaz girişimlerde bulunabilir... Giderayak Türkiye'yi kanlı çatışmaların içine çekmek veya hiç değilse terörün acımasız yüzüyle karşı karşıya bırakmak istemiş olabilir Suriye rejimi...
Ancak böyle bir eylemle mi?
Evet efendim; ben de sorayım...
Türkiye'yi kanlı bir savaşın içine sokmak iseyen Esed bu yöntemi mi kullanır?..
Zalim olmasına zalim olsa bile o kadar "aptal" mı bu adam?..
Neyse...
Yine Fehmi Koru'nun makalesine döneyim ve bakalım başka ne diyor:
Buyurun o halde...
Türkiye 30 yıldır başını ağrıtan etnik kökenli terörden kurtulma aşamasında; militanlar sınır dışına çıkıyor, silâhlarını da bırakacaklar... Bütün Türkiye sevinçli, cesareti ve iradesiyle bunu sağlayan siyasi kadrolar da gururlu. Bakmayın itiraz etmelerine, muhalifler bile terörün sona erdiği bir ülkede yaşamanın hazzını tatmaya hazırlanıyor...
Ne güzel değil mi?
Ancak yine de bu gelişmeyi bizler kadar 'güzel' bulmayan, hatta 'terörsüz bir Türkiye' ortaya çıkıyor diye karalar bağlayabilecek kişiler, örgütler ve hatta ülkeler olabileceğini unutmayalım... Etnik terörün yerine farklı bir terörü geçirmekten veya terörden kurtulma çabasında olan Türkiye'yi bir başka ülkenin iç-savaşına müdahil kılmaktan keyif alacak kişiler, örgütler ve ülkeler...
İşte bu!..
Acı ama akıldan asla çıkarılmaması gereken "gerçek" bu...
Henüz her şey bitmiş değil...
Koru'nun da dediği gibi:
"Türkiye 30 yıldır başını ağrıtan etnik kökenli terörden kurtulma aşamasında; militanlar sınır dışına çıkıyor, silâhlarını da bırakacaklar..."
Ama be efendiler;
işin bu kısmı sadece bugünlük mutluluğumuza yarar...
bugünkü mutluluğumuz ise yarın mutsuz olmayacağımız anlamına gelmez...
Yani;
Sevinelim ama şımarmayalım...
Huzur içinde olalım ama tedbiri elden bırakmayalım...
Nihayet işin içinde "devlet" var...
Ve bu devletlerin "mefaatleri" var...
Ve bu menfaatler saat başı değişebiliyor...
Haliyle dostluklar düşmanlıklar da değişebiliyor...
Meselâ; İsrail yarın top yekûn Suriye'yi işgale kalksa kim dost olur kim düşman?..
Efendim?..
Peki; düşünmek bile istemeyin ama o halde gelin bugün hep birlikte; akılcı bir makale ile dost - düşman herkesi uyaran Fehmi Koru'yu alkışlayalım...
Tebrikler değerli kardeşim; eline sağlık...
Bakmak ile görmenin aynı şey olmadığını umarım anlaması gerekenler anlamışlardır...
[email protected]
Devletlerin ömrü insanların ömrü gibi değildir. İnsan için son, ölümdür...
Devletler ise ölmez...
Yıkılır, çöker ama ölmez...
Bir başka zamanda yeniden ayağa dikilebilir...
Terör de devletler ayakta durduğu sürece "bitmiş" sayılamaz...
Günlerdir anlatmaya çalışıyoruz ki keşke bitse ama "terör bitmedi"...
Çünkü "Devlet" bitmedi...
Ama "terör durdu"...
Az şey mi?..
Aksine, müthiş bir şey...
Terör bitince de durunca da kan akmadığına göre bugün için "bitti" gözüyle bakabiliriz...
Ama...
İşte bu "ama"dan sonrasını gelin Fehmi Koru'nun bugünkü Star'da "Etrafa kartvizitler mi saçıldı da..." başlığı altında yayımlanan ve alkışı hak eden makalesindeki bazı satırlaarın arasından bakalım...
Bu durumda "Suçlu Esad ve Baas" tespitini hiç sorgulamadan kabul etmemiz gerekiyor...
Fakat nedense bu denli akla yakın bir tespiti kabulde zorlanıyorum. Hayır, "Suriye'nin Türkiye'yi savaş tablosu içine çekmekten ne kazanacağı" sorusu değil zihnimi karıştıran; Baas türü rejimler ile bittiğini anlayınca ne yapacağı belli olmayan Beşşar Esad gibi diktatörler en akıl almaz girişimlerde bulunabilir... Giderayak Türkiye'yi kanlı çatışmaların içine çekmek veya hiç değilse terörün acımasız yüzüyle karşı karşıya bırakmak istemiş olabilir Suriye rejimi...
Ancak böyle bir eylemle mi?
Evet efendim; ben de sorayım...
Türkiye'yi kanlı bir savaşın içine sokmak iseyen Esed bu yöntemi mi kullanır?..
Zalim olmasına zalim olsa bile o kadar "aptal" mı bu adam?..
Neyse...
Yine Fehmi Koru'nun makalesine döneyim ve bakalım başka ne diyor:
Buyurun o halde...
Türkiye 30 yıldır başını ağrıtan etnik kökenli terörden kurtulma aşamasında; militanlar sınır dışına çıkıyor, silâhlarını da bırakacaklar... Bütün Türkiye sevinçli, cesareti ve iradesiyle bunu sağlayan siyasi kadrolar da gururlu. Bakmayın itiraz etmelerine, muhalifler bile terörün sona erdiği bir ülkede yaşamanın hazzını tatmaya hazırlanıyor...
Ne güzel değil mi?
Ancak yine de bu gelişmeyi bizler kadar 'güzel' bulmayan, hatta 'terörsüz bir Türkiye' ortaya çıkıyor diye karalar bağlayabilecek kişiler, örgütler ve hatta ülkeler olabileceğini unutmayalım... Etnik terörün yerine farklı bir terörü geçirmekten veya terörden kurtulma çabasında olan Türkiye'yi bir başka ülkenin iç-savaşına müdahil kılmaktan keyif alacak kişiler, örgütler ve ülkeler...
İşte bu!..
Acı ama akıldan asla çıkarılmaması gereken "gerçek" bu...
Henüz her şey bitmiş değil...
Koru'nun da dediği gibi:
"Türkiye 30 yıldır başını ağrıtan etnik kökenli terörden kurtulma aşamasında; militanlar sınır dışına çıkıyor, silâhlarını da bırakacaklar..."
Ama be efendiler;
işin bu kısmı sadece bugünlük mutluluğumuza yarar...
bugünkü mutluluğumuz ise yarın mutsuz olmayacağımız anlamına gelmez...
Yani;
Sevinelim ama şımarmayalım...
Huzur içinde olalım ama tedbiri elden bırakmayalım...
Nihayet işin içinde "devlet" var...
Ve bu devletlerin "mefaatleri" var...
Ve bu menfaatler saat başı değişebiliyor...
Haliyle dostluklar düşmanlıklar da değişebiliyor...
Meselâ; İsrail yarın top yekûn Suriye'yi işgale kalksa kim dost olur kim düşman?..
Efendim?..
Peki; düşünmek bile istemeyin ama o halde gelin bugün hep birlikte; akılcı bir makale ile dost - düşman herkesi uyaran Fehmi Koru'yu alkışlayalım...
Tebrikler değerli kardeşim; eline sağlık...
Bakmak ile görmenin aynı şey olmadığını umarım anlaması gerekenler anlamışlardır...
[email protected]