Fatma Barbarosoğlu
Yeni Şafak
Aslında iki gün kadar geciktim…
30 Eylül günü “Günün Köşe yazarı” seçecektim Fatma Barbarosoğlu’nu.
Ama…
O gün Ardan Zentürk tam da günün ehemmiyetine binaen o kadar güzel yazmıştı ki; önceliği Ardan’a verdim…
Dün ise “Mizah” yapanları tercih ettim…
Geciktiğim için Yeni Şafak yazarlarından Fatma Barbarosoğlu’ndan özür dilerim…
Fatma Barbarosoğlu Yeni Şafak’ın çok az sayıdaki “Vicdanlı sesinden biri”…
29 Eylül tarihli Yeni Şafak’ta başlığı altında yayımlanan makalesi, son günlerde okuduğum en doğru, haklı, gerçekçi makalelerden biriydi…
Kısaca hatırlatayım…
Fatma Hanım kardeşim; Üsküdar vapurunda, akademisyen olduğunu tahmin ettiği bir grubun tarih ile sosyoloji üzerine yaptığı tartışmalara istemeyerek de olsa kulak misafiri olmuştu…
Ve o tartışmalar için şunları yazıyordu:
Yazının girişinde bahsi geçen bir grup akademisyenin ne üzerine tartıştıklarını merak ettiniz. Gençliklerinin verdiği cesaret ile ilimleri tasnif ediyorlar ve her biri kendi alanının ne kadar önemli olduğu konusunda muhatabını ikna etmeye çalışıyordu.
Sorun şu ki, ikna etmeye çalışırken en ziyade kendilerini ikna etmeye çalıştıklarını fark etmiyorlar. Belli ki tahsil ettikleri ilmi, hayatlarına dahil etmekte, dünün bilgi ve tecrübesini güncel olaylarla bağlantı kurarak bugüne transfer etmekte ciddi sıkıntıları var.
Okudunuz…
Hele şurası, düşünce ve elbette tartışma adabımız açısından bir facia:
“…. her biri kendi alanının ne kadar önemli olduğu konusunda muhatabını ikna etmeye çalışıyordu.”
Aslına bakarsanız bu tespit, kimsenin kimseyi dinlemediğinin de göstergesi…
Ve…
Bir de şu kısmı:
“… dünün bilgi ve tecrübesini güncel olaylarla bağlantı kurarak bugüne transfer etmekte ciddi sıkıntıları var.”
Uzatmadan şunu da belirteyim…
Barbarosoğlu aynı yazısında radyolardaki din programlarını ve RTÜK’ün duyarsızlığını da eleştiriyordu…
Nasıl mı?..
Onu da lütfen, “Günün Köşe Yazarı” seçtiğim nun köşesinde okuyun…