Fatih Portakal'dan "Neden ayrıldım?" videosu
Gazeteci Fatih Portakal, neden istifa ettiğine ilişkin bir video yayınladı.
FOX TV'den istifasıyla gündeme oturan gazeteci Fatih Portakal, istifasıyla ilgili iddialara cevap verdiği videonun devamını yayınladı. İkinci videosunda doğrudan "neden istifa ettiğini" takipçileriyle paylaştı.
Kendisiyle ilgili "senaryoları" haksız bulmadığını, "bu kadar başarılı giden, 50'li yaşlarda bir gazetecinin bırakması" konusunda kendisi de dışarıdan bir göz olsa ve istifayı bir başkası yapmış olsa senaryo üretebileceğini söyledi.
Portakal, şunları söyledi:
"YILLIK İZNE AYRILIRKEN DÖNME NİYETİM VARDI"
"Ben Haziran'ın 19'unda yıllık izne çıktığımda, kafmada işten ayrılayım diye bir düşünce yoktu. 19 Haziran'da çıkacaktım Eylül'ün ikinci haftasında dönecektim. Benim bir hobim var. Yelken. 20-21 Haziran gibi İstanbul'dan 3 arkadaş çıktık. 10 günlük çok keyifli bir yolculuk yaptık. Hayatı da konuştuk. Sonra 10 günde Seferihisar'a geldik, demirledik.
"VİDEO ÇEKİP KOVULMA HABERLERİNİ YALANLADIM"
Ben her tatile çıktığımda olduğu gibi "Fatih Portakal kovuldu mu, neden erken tatile çıktı?" haberleri, yelkende açılmadan önce tekrar duyuldu. Ben de bir video çekmiştim. "Her sene kovuluyorum.Merak etmeyin sezon başladığında yine karşınızda olacağım" dedim. Çalışma niyetim vardı. O an için.
"EŞİMLE KONUŞTUM ve BİR ŞEYLER FARK ETTİM"
Eve geldim. Armağan ile konuştum. Sehayati vs. Bir şeyleri konuşma isteğini fark ettim. Kafmada son günelrde bir şeyler tasarlıyordum: Hayatın daha keyifli yönleri olduğunu, daha sağlıklı yaşamak, endişelerden uzak olmak... Bir başka gerekçe: Malum korona diye bir süreci yaşıyoruz. Evlere hapsolduk. Armağan, burada bunu çok fazla hissetmiyrodu. Yaşadığı ortam olarak kendini daha sağlıklı hissediyordu. Büyük şehirde yaşayanlarsa işe gitmek, çalışmak zorundaydık.
Temmuz başı gibi Armağan ile konuşurken, Covid-19'a karşı kendisinin neler yaptığını anlattı. Bu kadar detaylı konuşmamıştık daha önce. Konuşamadığımızı fark etmiştik. Ne kadar sağlıklı bir yaşam aslında. Ağaçların altında. İnsanlarla minimum seviyede. Bu gerekçelere ne kadar inanırsınız bilemem ama. Ben samimiyetle anlatmaya devam edeceğim.
"ÇOĞU ŞEYİ BEN DEĞİL, BAŞKALARI GÖĞÜSLÜYORDU
BUNLARDAN KAYNAKLI YIPRANMALAR GÖRDÜĞÜNÜZDE
BU DURUM SİZİ SORGULAMAYA İTİYOR"
Fox Haber olarak ekrana getirilmeyen haberleri getiriyorduk. Sıradışı bir iş yapıyorduk. Ben de sıradışı bir sunum yapıyordum. Habere yorum katmıştım. Kimileri "zehirli bir dil, gereksiz bir şey" diyrodu ama Türkiye bu tarzı da sevdi. İşte o özgün yorumlar, zaman içerisinde pek fazla dikkate alınmadı. Ama daha sonra bakıldı, görüldü ki. Toplum nezdinde etkisi var. Güç odakları bunu gördü. Yalnızca kendilerine muhalif kesimde değil, kendi kesiminde de bazı sorgulamalar aneden oluyordu. Bu nedenle FOX Haber ve ben çok dikkate alınmaya başlandık. Böyle olunca gözler üzerinizde oluyor. Türkiye'nin gündemini oluşturan bir haber merkezi ve enkırdan yani haber anlatan kişiden bahsediyroum size. Haber spikerlerinden farklı olarak kendimi bu şekilde konumlandırıyorum. Duygusuyla, düşüncesiyle, sadece kafasından geçenleri, arkasında başka bir ajandası olmayan bir insanın söyledikerini paylaşıyorum sizlerle. Bu insanda bedensel anlamda, kafa nalamında, ruh anlamında yıpranmaya neden olabiliyor. Yakın çevremde zaman zaman bunun rahatsızlığını yaşayan arkadaşlarım da oldu. Ve o sorgulama içerisine de giriyorum ara ara: Buna sebep olanlardan biri ben olabilir miyim? Ben çok şeyi göğüslemiyorum. Benim yerime göğüsleyen insanlar var. Onlardan biri de Doğan Şentürk. Hakkını da ödeyemem. Çok şey göğüsledi. Çok şeyi de bana iletmemiştir. Moralim bozulmasın Kendime bir sansür koymayayım diye. Böyle bir ortam içerisinde siz, yakın çevrenizdeki insanların rahatsızlıklarını görüyorsunuz ve bir sorumluluğunuz olabileceğini hissediyorsunuz ve sorgulama oluyor. Kendinize geliyorsunuz. Yaşayabildiğim süre boyunca, maksimum düzeyde hem kafa, hem beden sağlığımı korumak istiyorum. Özellikle gençler, sizler bunu anlayamazsınız. Belli bir yaşınızdan sonra özellikle 50 yaşından sonra bunlar çok daha fazla isteniyor.
"4-5 YILDIR YAKIN KORUMAYLA GEZİYORDUM"
Sıradışı bir bülten olmanın getirdiği bir yük vardı. O yükü hepimiz taşıyorduk. Haber merkezi olarak. FOX olarak. Ama ekran önünde olunca bundan daha fazla etkileniyorsunuz. Siz daha çok tanındıkça, daha çok sözünüz dikkate alındıkça, güç odaklarının daha çok hedefi olunca sosyal hayantınız daha da daralıyor. 4-5 yıldır yakın korumayla dolaşmak nasıl bir duygudur diye sorsam? Ben bunu yaşıyorum. O kişinin, sizi taşıyan kişinin sorumluluğunu da hissediyorsunuz, aynı araç içerisinde. Hayatınızın daraldığını hissediyorsunuz. Zaman zaman nefes almak istiyorsunuz. Özellikle ülkenin çok gerildiği, seçim anlarında hayatınız daha da daralıyor. Ülkenin Cumhurbaşkanı, iki yıl önceysi, meydanlarda "patlatırlar enseni" gibi kimi sözler söyleyince, sizi hedefe koyan sözler söyleyince daha da rahatsız oluyorsunuz. O dönemlerde, evden çıkmak, sokağa adım atmak, uzun yolculuğa çıkmak istemiyorsunuz. Çünkü sokakta hangi kafayla, zihniyetle karşılaşacağınızı, size nasıl zarar vereceğini bilemiyorsunuz. Hayatınızı daraltıyorsunuz. Bu da keyif vermiyor. Normal rutuninize, mesleğinize devam etmeye çalışıyorsunuz.
Endişe, korku... Katılıyorum. Tabi ki ben bir insanım. O senaryolarda da paylaştım sizinle. Her insanda olan duygular bunlar.
Her sezon başladığında, ulaştırma görevlisi ve koruyan arkadaşa "Arkadaşlar bu yıl da benimle çalışmak istiyor musunuz?" diye sorardım. Aileleri var, kendi canları var. Her yaz geldiğinde rahatlardın en azından 2-2,5 ay rahatız diye. Bu da insanda sıkıntı yaratıyor.
"BİR DE RTÜK VAR"
Sadece liderlerin sizi hedefe koyması bir şey ifade etmiyor. Bir de RTÜK var. İlk yıllarda çok fazla uğraşmıyorlardı ama etki alanı arttıkça ister istemez RTÜK'ün etki alanı da genişledi.
"ASLA TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ NİYETİM OLMADI"
Ben hiç bir zaman toplum mühendisliğine soyunmadım. Kimileri yandaş medyada yazdı. Öyle bir derdim hiç olmadı. Ben sadece işimi yapmaya çalıştım. Bazı haberlere yorum yapmayı da seviyordum. O yorumlar kimilerini rahtsız ediyordu ama bir ifade özgürlüğünden, basın özgürlüğünden söz ediyorum. Olması gereken bir şey. Sözlerimde hakaret, küçümseme, hakir görme olmazdı.
"RTÜK KAPATMA CEZASI VERDİ... 300 KİŞİNİN SORUMLULUĞUNU TAŞIMAK AĞIR BİR SORUMLULUK"
Yıllar ilerledikçe, özellikle son iki yıldır FOX Haber'e çok ceza kesiliyordu. Ve geçen yol kapatma cezasıyla karşımıza çıktı. Benim sözlerime baktığınızda o sözler ifade özgürlüğü kapsamındaydı. Bir sorun olacağını hala düşünmüyorum. Ama rahatsız ediyordum. RTÜK geçen sene kapatma cezası verdi. Ama çok şükür hala ülkede işini layıkıyla yapan yargıçlar var. Ve ikisi de döndü. Eğer kapatma cezası gerçekleşseydi. Belki kısa süre sonra da FOX Haber'in lisansı iptal edilecekti.
Bu ağır bir sorumluluk, 300 kişinin sorumluluğunu taşımak da ağır bir sorumluluk. İnsanlar size bir şey söylemese bile akıllarındaki tedirginliği okuyabiliyorsunuz. Kapanırsa hem özgür bir ortam kaybolacak, hem de insanlar işlerinden olabilecek. Onun yükü de ağır geliyor. Zaman zaman kanal yöneticilerine de söylemişimdir "sizi rahatlatabilirim" diye. Onlar da her seferinde destek vermişlerdir. Hiçbir zaman da benim arkamdan konuşmamışlardır. Senaryolar arasında o da vardı: "FOX atmak istemiş... 8 ay önce görüşülmüş vs..." Ben hiç öyle bir şey hissetmedim. Olsa hissederdim.
"RAKİPSİZLİK" KONUSU
Rakipsiz olmak bir başka faktör. Son 6 yıldır birincisiniz. Sizi zorlayan bir insan yok. Kendinizi yenileyemiyorsunuz. Bizim gibi yoruma dayalı bir şeyler yapılabilseydi Türkiye'de bu kadar dikkat çekmezdi.
Hepsini toplayınca ortaya çıkan fotoğrafta neden istifa ettiğimin cevabı da bulunabiliyor. Temmuz başında Armağan'la konuştuğumda "dönüp gelsem ne dersin" dedim, dedi ki "dön gel." Ve bizim için hikaye bitmişti...
Doğan çok çabaladı. Kalmam için. Kendi dahil, başka başka arkadaşları araya koyup ikna etmeye çalıştı. İyi ki kararımdan dönmemişim. Daha huzurlu ve keyifliyim.