Fatih Portakal kaybetti...
Asıl sorumluluğunu (Denetim) unutup “Yargılama” ve “Muhalefet etme” görevlerine soyunan Fatih Portakal kaybetti…
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sıradan bir milletvekili değil…
Demokrasimizin dört bağımsız kuvvetinden (Diğer üçü Yasama, Yargı, Medya) biri olan Yürütmenin bir üyesi…
Medya da diğer üç kuvvet gibi görevini yapar…
Ama o görevini yaparken muhalefet değil denetim yapar…
Ve…
Tarafını belli etmez…
Anayasamızın kuvvetler ayrılığı ilkesi bu üç kurumun bir birinin işine karışmamasını, görevlerini yaparken tarafsız (Bütün bir milletin tarafı) olmalarını emreder…
Medyaların kurumsal kimlikleri o kurumu kamuoyu nezdinde temsil edenlerdir…
Bilhassa siyasi, sosyal ve ekonomi konularında kurumu ana haber bültenleri temsil eder…
Fatih Portakal FOX TV’nin kurumsal temsilcisidir…
Tarafını belli etmemesi…
Siyasilere rakip olmaması…
Onlarla rekabet etmemesi, basın ilke ve ahlâkının gereğidir…
Ne yazık ki Fatih Portakal, FOX TV’yi “taraf” hatta “taraftar” hale getirdi…
Ne yazık ki Fatih Portakal, medyanın denetim göreviyle muhalefet etme zihniyetini birbirine karıştırdı…
Her verdiği haber sonrasında (Bilhassa siyasi bir demeçten sonra) izleyicileri etkileyici ve hatta yönlendirici yorumlar yapıyor…
Aslında o yorumlar Fatih’in kişisel değil, kurumsal yorumlarıdır…
Ve…
FOX TV’yi kurumsal olarak bağlar…
Uzatmayalım…
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “terörle mücadelede acımasız” olacağız açıklamasına karşı Fatih Portakal’ın siyasi tavır alıp, kamuoyunun moralini bozacak şekilde “İçişleri bakanının 'acımasız olacağız' sözü umarım önü alınamayacak olaylara neden olmaz!” deyişi “siyasi muhalefet” etmektir…
Asıl sorumluluğunu (Denetim) unutup “Yargılama” ve “Muhalefet etme” görevlerine soyunan Fatih Portakal kaybetti…