Fatih Altaylı
HaberTürk Gazete
Biz de Fatih Altaylı gibi düşünüyoruz...
Nasıl mı?..
O halde Fatih Altaylı'nın köşesinden "ödünç" alıp aktaralım:
Sanıklar arasındaki bazı kişileri savunmaya kalksan, aynı sanık sandalyesinde oturan ve aslında 15 yıl önce içeri tıkılmış olması gereken birtakım "karanlık" adamları da savunacaksın. Bu karanlık adamların içeride olmalarından memnuniyet duysan, orada böyle bir işe asla bulaşması mümkün olmayan adamları da karalamış olacaksın. Tam bir rezalet.
Aynen öyle...
Ama...
Bu durum, tutuklu yargılanan kimi meslektaşlarımızı ziyaret edenlerin "haklı" olduklarını göstermiyor...
Yani;
Yargı ziyaretçilerinn "masum" bulduklarını aklamak, "suçlu" bulduklarını mahkûm etmekle görevli değil...
Yargının tek görevi var:
Önüne konan delillerin masumiyet ya da suçluluk kararını vermek için yeterli olup olmadığı...
Yine Altaylı'dan bir alıntı ile sonlandırıp seçimimize geçelim:
Ya CHP'ye ne demeli! Dün CHP'li milletvekilleri davayı izlemeye gittiler. Gayet normal. Milletvekili arkadaşları da samk. Ama yukarıda söylediğim iklime onlar da düşüyor haliyle. Balbay'ı, Haberal'ı savunurken, TEKElTEK Veli Küçük'ü de, Kemal Kerinçsiz'i de savunur gibi görünüyorlar.
Bu durum yargının ya da yargıçların/savcıların suçu olamaz...
Unutmayalım:
Bir yerde bokböceği varsa, orada bok da olduğunu söylemek kehanet değildir.
Eğer birileri bok olan yerde dolanıyorsa, o kişilerin bokböceği DNA'sı taşıdıklarını söylemek abes olmasa gerek...
Ve...
Bu çerçeveden bakıldığında "en haklı ve doğru makale" olarak tanımladığımız yazısıyla Fatih Altaylı
Nasıl mı?..
O halde Fatih Altaylı'nın köşesinden "ödünç" alıp aktaralım:
Sanıklar arasındaki bazı kişileri savunmaya kalksan, aynı sanık sandalyesinde oturan ve aslında 15 yıl önce içeri tıkılmış olması gereken birtakım "karanlık" adamları da savunacaksın. Bu karanlık adamların içeride olmalarından memnuniyet duysan, orada böyle bir işe asla bulaşması mümkün olmayan adamları da karalamış olacaksın. Tam bir rezalet.
Aynen öyle...
Ama...
Bu durum, tutuklu yargılanan kimi meslektaşlarımızı ziyaret edenlerin "haklı" olduklarını göstermiyor...
Yani;
Yargı ziyaretçilerinn "masum" bulduklarını aklamak, "suçlu" bulduklarını mahkûm etmekle görevli değil...
Yargının tek görevi var:
Önüne konan delillerin masumiyet ya da suçluluk kararını vermek için yeterli olup olmadığı...
Yine Altaylı'dan bir alıntı ile sonlandırıp seçimimize geçelim:
Ya CHP'ye ne demeli! Dün CHP'li milletvekilleri davayı izlemeye gittiler. Gayet normal. Milletvekili arkadaşları da samk. Ama yukarıda söylediğim iklime onlar da düşüyor haliyle. Balbay'ı, Haberal'ı savunurken, TEKElTEK Veli Küçük'ü de, Kemal Kerinçsiz'i de savunur gibi görünüyorlar.
Bu durum yargının ya da yargıçların/savcıların suçu olamaz...
Unutmayalım:
Bir yerde bokböceği varsa, orada bok da olduğunu söylemek kehanet değildir.
Eğer birileri bok olan yerde dolanıyorsa, o kişilerin bokböceği DNA'sı taşıdıklarını söylemek abes olmasa gerek...
Ve...
Bu çerçeveden bakıldığında "en haklı ve doğru makale" olarak tanımladığımız yazısıyla Fatih Altaylı