KAZANDI

Fatih Altaylı kazandı

“Taksiciler UBER’e değil düzenleme yapmayan devlete kızsın” diyen Fatih Altaylı günün kazanın ismi oldu.

Fatih Altaylı kazandı

Başlıkta da gördüğünüz gibi, bugünün kazananı Fatih Altaylı…

Neden mi?..

Söyleyeyim…

Aşağıda okumanızı tavsiye edeceğim yazısını sadece ve sadece vicdanı ve aklıyla yazdığı için.

Köşe yazılarının ve televizyon yorumlarının vicdan ve akıl ortaklığıyla değil de kişisel hesap ve siyasi amigoluk amacıyla yazıldığı bir ülke medyasında Altaylı’nın yazısı gibi yazılara çok ihtiyacımız olduğuna dikkat çekebilmek için tabii ki…

Lütfen okur musunuz?..

YASALLIK UBER ALLES

GEÇEN hafta “Taksiciler UBER’e değil düzenleme yapmayan devlete kızsın” diye yazdım, halkımız ayaklandı.

Kimi okur bilgi paylaştı, bir kısmı ise “Bize bu taksicileri mi savunuyorsun?” diye kızdı.

Ben ne kimseyi savunuyorum ne de kimseyi karalıyorum.

Ben sadece yasal bir platform istiyorum, yasadışılığın ortadan kaldırılmasını ve denetim sağlanmasını istiyorum.

Taksiciler kötü mü?

Toptancı yaklaşımda bulunamam.

Kötüsü de var, iyisi de.

Otomobiline binmeye korktuğumuz taksi sürücüsü de var, dünya beyefendisi taksi sürücüsü de.

Taksiler rezalet, eski püskü, pis.

Doğru, büyük bölümü öyle.

Ama ayda 8-10 bin lira plaka sahibine verince sürücü iyi otomobil alamıyor ki.

Taksi plakası birkaç vurguncunun elinde olmasa, sürücü o parayı otomobile yatırsa Mercedes taksiler gezer yollarda.

Sürücülerin bir bölümü çok kötü. Doğru, kötü.

Peki devletin, yasa, düzen koyucunun işi ne?

Getir bir standart ve denetle.

Diyeceksiniz ki: “Okul servisi sürücülerini denetleyemeyen devlet bunu mu denetleyecek?”

Gelelim UBER’le ilgili aylar önce yaptığım önerime.

Dediğim çok açık.

UBER ya da başka bir benzer sistem olmalı mı?

Olmalı, çünkü zaten olmuş.

Ben bundan Türkiye’nin de faydalanmasını ve bu işin legal hale gelmesini öneriyorum.

Büyük kentlerin belediyeleri ya da Ulaştırma Bakanlığı, “Bireysel Toplu Ulaşım Lisansı” diyebileceğimiz bir lisansı şirketlere versin.

Mesela desin ki: “İstanbul’un Anadolu yakasında 10 bin, Avrupa yakasında 10 bin adet lisans verilecektir.”

Her bir araç için de bir alt taban bedel belirlesin.

UBER ya da başka bir şirket bu ihaleye girsin. Mesela 10 yıllık olacak bu lisanslardan kimi bin, kimi 5 bin lisans alsın.

Bunun karşılığında devlete bir bedel ödesin.

Devlet ayrıca standartları belirlesin.

Desin ki: “Araçlar en fazla 5 yaşında olacak, şu şu şu standartlara sahip olacak, egzoz emisyon değerleri şu kadarın üzerinde olamayacak. Bu araçlar 6 ayda bir teknik muayeneden geçecek.”

Hatta hibrit veya elektrikli araçlarla ihaleye girenlere bir de indirim sağlasın.

Sürücü eğitim standartlarını da belirlesin.

Sürücülerden sağlık, hatta psikolojik raporlar istesin.

Kavga da bitsin.

Herkes kazansın.

Bu konuda medeni ülkelerin ne yaptığının örneklerini de yarın vereyim.

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar