Fatih Altaylı karısına yalakalıkta beni aştı
Bunu diyen kim dersiniz... Altaylı'nın 'ondan genel yayın yönetmeni olmaz' dediği Serdar Turgut...
GAZETECİLER.COM - Serdar Turgut'un kalemine düşmeyeceksiniz...
Adınız Fatih Altaylı'da olsa...
Onun genel yayın yönetmeni olma gibi sıfatınız da bulunsa...
Söz konusu olan Serdar Turgut'un kalemiyse hiç yemez...
Buyrun işte... Fatih Altaylı, Serdar Turgut için "ondan genel yayın yönetmeni olmaz" demiş... Bu lafta New York'ta gezen Serdar Turgut'a bir mesajla ulaşmış... Bakın oralardan nasıl bir karşılık çakmış;
Bir gazeteci, yememiş içmemiş bir mesaj geçiyor bana: "Fatih Altaylı, 'Serdar Turgut harika bir yazardır ama ondan yayın yönetmeni olmaz' demiş." Gazeteci bilmiyor ki, o an Fatih bizzat telefon açıp tüm sülaleme sövse bile mutluluğum bozulmaz.
Mesaja kızacağım yerde harika bir yazar dediği için sevindim bile. Sonra düşündüm de Fatih'le çok nadiren bir konu üzerinde anlaşırız, benden yayın yönetmeni olamayacağı konusu da bunlardan bir tanesidir. Diğerlerini şu anda hatırlayamıyorum.
Kardak üzerine yazılanlar dolayısıyla Fatih'in ne kadar da haklı olduğunu bir daha düşündüm. Malum, bizim yayın yönetmeni Kardak'ı tek başına istila etmiştir. Yunanistan'ı bile o tek başına yendi, karısına yalakalık konusunda beni bile aşarak, karısı dedi diye hızlı giden bir bottan yandaki bota bile atladı.
Bence yayın yönetmenleri, bu şekilde davranabilen insanlardan seçilmeli.
Örneğin, ben Kardak krizini izlemek için bölgeye gitseydim, krizi baştan sona kadar Gümüşlük'teki bir meyhanede takip ederdim. Haber duyarlılığım sıfırdır benim. Haberden heyecan duyan sinirimi çoktan aldırdım ama bir haberi onu izleyenden çok daha güzel yazarım.
Rana dese dahi bir bottan diğerine atlamam; çünkü atlayacak olsam denizin ortasında gitsek bile mutlaka karaya kafa üstü çakılırım. Bu da nasıl olur demeyin; bal gibi olur, çünkü sakarlığım artık uğursuzluk mertebesine ulaşmış durumda. Velhasıl, benim gibi insandan gayet tabii ki yayın yönetmeni olamazdı.
Adınız Fatih Altaylı'da olsa...
Onun genel yayın yönetmeni olma gibi sıfatınız da bulunsa...
Söz konusu olan Serdar Turgut'un kalemiyse hiç yemez...
Buyrun işte... Fatih Altaylı, Serdar Turgut için "ondan genel yayın yönetmeni olmaz" demiş... Bu lafta New York'ta gezen Serdar Turgut'a bir mesajla ulaşmış... Bakın oralardan nasıl bir karşılık çakmış;
Bir gazeteci, yememiş içmemiş bir mesaj geçiyor bana: "Fatih Altaylı, 'Serdar Turgut harika bir yazardır ama ondan yayın yönetmeni olmaz' demiş." Gazeteci bilmiyor ki, o an Fatih bizzat telefon açıp tüm sülaleme sövse bile mutluluğum bozulmaz.
Mesaja kızacağım yerde harika bir yazar dediği için sevindim bile. Sonra düşündüm de Fatih'le çok nadiren bir konu üzerinde anlaşırız, benden yayın yönetmeni olamayacağı konusu da bunlardan bir tanesidir. Diğerlerini şu anda hatırlayamıyorum.
Kardak üzerine yazılanlar dolayısıyla Fatih'in ne kadar da haklı olduğunu bir daha düşündüm. Malum, bizim yayın yönetmeni Kardak'ı tek başına istila etmiştir. Yunanistan'ı bile o tek başına yendi, karısına yalakalık konusunda beni bile aşarak, karısı dedi diye hızlı giden bir bottan yandaki bota bile atladı.
Bence yayın yönetmenleri, bu şekilde davranabilen insanlardan seçilmeli.
Örneğin, ben Kardak krizini izlemek için bölgeye gitseydim, krizi baştan sona kadar Gümüşlük'teki bir meyhanede takip ederdim. Haber duyarlılığım sıfırdır benim. Haberden heyecan duyan sinirimi çoktan aldırdım ama bir haberi onu izleyenden çok daha güzel yazarım.
Rana dese dahi bir bottan diğerine atlamam; çünkü atlayacak olsam denizin ortasında gitsek bile mutlaka karaya kafa üstü çakılırım. Bu da nasıl olur demeyin; bal gibi olur, çünkü sakarlığım artık uğursuzluk mertebesine ulaşmış durumda. Velhasıl, benim gibi insandan gayet tabii ki yayın yönetmeni olamazdı.
