Fatih Altaylı için...
"Ne iş yansın ne kebap" cümleler kurup da sizler gibi, diplomatlara "mektup" mu yazsaydı iç içe geçmiş, karmaşık, anlamsız...
Sevgili meslektaşlarım; değerli köşe yazarı dostlarım!..
Allah aşkınıza bırakın artık şu, birbirinize mektup yazmayı...
Vazgeçin şu burnu büyük kibirliliklerinizden...
Normal standartlarda okurlara yazdığınızı unutmayın...
"Okur" dediklerinizin belki hepsi "ihtisas" sahibi; zeki, algılama yetenekleri yüksek insanlardır ama sadece bir konuda...
Bilemediniz iki konuda...
Ama her konuda değil...
Meselâ, dış politika konusunda her okurunuzun "Allame" olduğunu sanıyorsanız aldanıyorsunuz...
Olamaz, mümkün değil...
Ama buna rağmen öyle bir anlatıyorsunuz ki dış politikadaki olayları; sizleri okuyan da hepinizin birer deneyimli diplomat; okurlarınızın da her birinin siyasal bilgiler mezunu; dış politika konusunda iyi kötü bir şeyler bilen “üst düzey vatandaş" olduklarını zannedecek...
Yahu yok böyle bir şey...
Ne mi yapmalısınız?..
Söyleyeyim:
Hemen, ya fiziki olarak bir Gazete HT alın, ya da Haberturk.com'a gürün...
Ve...
Fatih Altaylı'nın başlığı altında yayımlanan makalesini okuyun...
Tek kelime ile "muhteşem"...
Biliyorum ki kimileriniz "çok amiyane, basit, fazla halk diliyle yazılmış" diyecek...
Yahu daha iyi ya işte...
Ne yapsaydı Altaylı?..
"Ne iş yansın ne kebap" cümleler kurup da sizler gibi, diplomatlara "mektup" mu yazsaydı iç içe geçmiş, karmaşık, anlamsız...
Verdiği "Apartman" örneğinde bir yanlışlık var mı?..
Yok...
Çıkarın oradaki "Apartman" öznesini ve yerine "Türkiye" yazın...
Çıkarın "Ahmet Bey ve Mustafa Bey" gibi komşu isimlerini oralara da kimi müttefiklerimizin veya sınır komşularımızın adlarını yazın...
Sonra bir daha okuyun...
Eğer "bu iş daha fazla böyle gitmez, gitmemeli" demezseniz ya vicdanınızdan ya da aklınızdan şüphe ederim...
Hâsılı...
Böylesine basit ama anlaşılır...
Anlaşılmaktan öte; "unutulamaz" bir örnekle Türkiye'nin durumunu mükemmel anlatan Fatih Altaylı'yı alkışlıyorum...
Not: Hadi itiraf edeyim. Öylesi mükemmel bir örnekle daha önce anlatamadığım için kendisine "gıpta" ettim...
Kim bilir?..
Belki kıskanmışımdır bile ama itiraf etmeye cesaretim yoktur…