Faşist bir din devleti için can atıyor...
Bunlardan birincisi elbette genel yayın yönetmeni ve başyazarı Hasan Karakaya…
ADNAN BERK OKAN
Ak Parti’ye ilk seçimi değil ama ondan sonraki bütün seçimleri, Erdoğan’a “Tayyip” diyerek küçük adıyla hitap edince onu halkın gözünden düşüreceğini zannedenler ile…
Ona ve partisine oy verenler için “Göbeğini kaşıyan adam” ya da “huni kafalı” dediklerinde “kökten laikçi” küçük bir azınlığı arkasına alarak siyasal iktidarı düşüreceklerini zannedenler kazandırdı…
Neden?..
Çünkü…
İnançları, giyim, kuşam, yaşam tarzı nedeniyle baskılanan, kamusal alandan uzaklaştırılan, yükseköğrenimini yapması yasaklanan insanlar tam da kendilerini anlayan bir siyasi parti ve başbakan tarafına kavuşmuşken, onu ellerinden kaçıracaklarından korktular…
Ak Parti’ye ve Erdoğan’a en büyük zararı da kim veriyor biliyor musunuz?..
Yok, hayır, Havuz Medyası vermiyor…
Ya?..
Yeni Akit ve yazarları veriyor…
Bunlardan birincisi elbette genel yayın yönetmeni ve başyazarı Hasan Karakaya…
Diğer önde geleni ise Ali Karahasanoğlu…
Erdoğan’a hakaret ederek, inançlarıyla alay edenler nasıl ki Erdoğan’ı halkın yarısının sevgilisi yaptıysa…
Karakaya ve Karahasanoğlu gibiler de Erdoğan ve Ak Parti “düşmanlarını” birbirlerine kenetliyor, vicdan sahibi ve hem dindar ama hem de dünyevi yaşayan milyonlarca Ak Parti’ye oy vermiş seçmeni korkutuyor…
Onlar da “Ya ara sıra bir duble rakımı içemezsem… Ya karımı alıp denize gidemezsem… Ya benim karımı, kızlarımı da kara çarşafa sokarlarsa” diye korkup Ak Parti ve Erdoğan düşmanlığında kemikleşiyorlar…
Karahasanoğlu dünkü Yeni Akit’te başlığı altında yayımlanan makalesinde “Bu ülke bir İslâm devletidir, beğenmiyorsunuz çekin gidin kardeşim” demeye getiriyor…
Oysa...
Türkiye Cumhuriyeti “İslâm” değil, Demokratik laik bir hukuk devletidir…
Demokratik laik hukuk devletleri ise nüfusunun altmış dokuz milyon dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuzu Müslüman olsa ve bir teki başka bir dinden ya da dinsiz olsa dahi o, Müslüman olmayan “Bir” kişinin inanç özgürlüğüne saygılı olan, onun haklarını diğerlerine karşı koruyan devlettir…
Nitekim “Zina” daha önceki hükümetler döneminde ceza kanunlarımıza göre (Ve elbette dinlere göre günah) suç olduğu halde Ak Parti Hükümeti tarafından suç olmaktan çıkarılmadı mı?..
Ne olacak şimdi?..
Dönemin başbakanı ve Ak Parti Hükümetiyle birlikte, zinanın suç olmaktan çıkarılması lehinde oy kullanan Ak Partili milletvekilleri “Kâfir” mi oldular?..
Karahasanoğlu yazınının bir yerinde soruyor:
“Bir lise öğrencisinin bu konularda bilgi sahibi olmasının, kime ne zararı var?”
Yahuuuu…
Bireysel hak ve özgürlükler başkalarına zarar vermemek ama bireyin kendi yararı konusunda kendi kararını kendisinin vermesi esasına dayanır…
İçlerinden bir teki bile çıksa ve “Din dersinin bana zararı yok ama faydası da yok; ben almıyorum” diyorsa ve “Devlet” de buna saygı duyuyorsa işte orası demokratik laik hukuk devletidir…
Yani Karahasanoğlu; yani…
İstiyorsun ki herkes öğrensin İslâmiyet’i belki de “sizden” olurlar…
Yani kardeş…
Sen “Müslümanların sayısı bir kişi daha artsın” diye düşünmüyorsun…
Sen sizden olanların sayısının bir kişi bile olsa artmasından yanasın…
Senin demokratik laik bir hukuk devleti gibi bir talebin yok…
Sen Müslüman Şeriatıyla yönetilen faşist bir din devleti için can atıyorsun…