Fahrettin Koca: Sayılar düşmez ise ek yasaklar gelecek
Habertürk yazarı Fatih Altaylı'ya konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca "Sayılar düşmez ise ek yasaklar gelecek" dedi.
Bugünkü yazısında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile uzun bir telefon görüşmesi yaptığını söyleyen Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, Koca'ya sorularını ve Bakanın cevaplarını okuyucularıyla paylaştı:
PCR TESTİ
“Fatih Bey, birkaç konuda bilgi paylaşmak için aradım” diye girdi söze.
İlk konumuz PCR testi ücretleri idi.
“Fatih Bey, muhalefet partisinden milletvekili arkadaşımız bana hatalı bir suçlama yöneltti. Ben özel hastanelerde 250 TL’den pahalı PCR testi yok demedim. Onun bana ithamı kurucusu olduğum hastanelerde 250 TL’den daha pahalı test yapıldığı yolundaydı. Ben kendi hastanelerimin fiyatı için konuştum. O ise bunu sanki bütün hastaneler için söylemişim gibi beni suçladı. Siz de 500 TL’ye yaptırdım dediniz” dedi.
Ben de Bakan Koca’ya, “Fahrettin Bey, sizin iki ayrı hastanenizde iki farklı fiyata test yapılmış. Elimde bunun da makbuzları var. Biri 160 TL, diğeri 350 TL”dedim.
“Fatih Bey, emin olun pahalı olanda muayene ücreti de vardır. Yoksa mümkün değil. Yine de baktıracağım” dedi.
...
“AB TARAMAYI BIRAKINCA TABLOYU DEĞİŞTİRDİK”
Burada Bakan Koca’nın sözünü kesiyorum ve 28 Temmuz’da parametreleri değiştirilerek bütün güvenilirliğini kaybeden turkuaz tablodaki değişikliği soruyorum.
Anlatıyor:
“Yazla beraber pandemideki sayılar düşmeye başlayınca Avrupa filyasyonu ve tarama testlerini durdurdu. Sadece hastanelere başvuran hastalara test yapmaya başladı. Buna bağlı olarak sayılar düştü. Bunun üzerine biz de uyum sağlamak için vaka ve hasta ayrımına gittik. Çünkü biz filyasyonu ve tarama testlerini durdurmadık. Onlar solunum sıkıntısı olmayana test yapmazken, biz tarama yapıyorduk ve asemptom hastaları da sayıyorduk.
AB 3. basamaktaki hastaları açıklarken, biz 1 ve 2. basamağı da açıklıyorduk. Baktık ki bu doğru bir parametre olmuyor DSÖ’nün “Critical ve Severe” yani kritik ve ciddi hasta tanımlarına uygun açıklayalım dedik.”
Araya giriyorum.
“Ama bu sizin ve Bakanlığınıza olan güvenin eksilmesine neden oldu. ABD’den de tepkiler geldi ve DSÖ standarda uyun” dedi.
“Fatih Bey, zaten bakınca neyin ne olduğu görülüyor. Oranlar belli. Bu tür açıklama aslında benim Bakanlığımın da aleyhine. Çünkü hasta sayısına oranla ağır hasta ve vefat çok fazla görünüyor ve sanki biz tedavide başarısızmışız gibi bir sonuç çıkıyor. Oysa böyle bir şey yok. Bakın vefat sayımız yüzde 1’in altında aslında.”
Yine araya giriyorum, “Ama bu tür düşük rakamlar toplumda rehavete neden oldu” diyorum.
“10 KAT ARTIŞI DA MI GÖRMEDİLER?”
“Yapmayın Fatih Bey. 14’ten 140 çıkan, 10 kat artan vefat sayısı 9 kat artan ağır hasta sayısı bir şey ifade etmiyor mu? Bunu da mı görmediler. Bakın ben bunu hep hatırlattım. Hep dikkat dedim, hep önlem dedim. Siz de dediniz? Tedbir almak için evde yatan pozitif sayısını bilmek mi önemli yoksa ölen sayısını, ağır hasta sayısını bilmez mi önemli. Onu hiç az söylemedik.”
“Evet Sayın Bakan, ben de hep dikkat dedim ve dedikçe suçlandım.”
“Haklısınız. Beni de suçladılar. Hala suçlayanlar var. ”
...
SAYILAR DÜŞMEZ İSE EK YASAKLAR GELECEK
“Tam kapanma o kadar etkili olmayabiliyor her zaman ama şunu çok net söyleyeyim. Bu önlemler işe yaramaz ise hala tedbirlere uymakta sıkıntı çıkaran olur ise ve sayılar beklediğimiz, dilediğimiz oranda düşmez ise emin olun daha zorlayıcı kısıtlamalar da getireceğiz. Tam kapanma mı olur, şehirlerarası seyahat kısıtlaması mı olur, gece sokağa çıkma yasağı mı olur, buna karar veririz. Ama her şey sayılara bağlı. Düşerse yasaklar azalır. Düşmezse artar”