Eyüp Can
Radikal
Eyüp Can'ın bugünkü Radikal'de başlığı altında yayımlanan makalesinin neredeyse yarısını alıntılayacağım...
Ve sonra da Eyüp Can'ı "Günün Köşe Yazarı" seçeceğim...
Önce alıntıyı okuyun lütfen...
Sonra da gerekçemi söylerim...
Karaalioğlu’nun sorduğu asıl soruya geldik…
Ak Parti’ye oy veren %50’nin medyası olmasın mı?
Bana göre bu soruyu sormak bile abes.
Hiç tereddüt yok elbette olsun.
Olsun ama iktidar kaynaklarını ‘hukuksuz ve pervasızca’ kullanarak mı olsun? Cevabını vermemiz gereken asıl soru bu.
Her düşünce siyaset-iş dünyası ve medyada hukuk ve rekabet kuralları çerçevesinde, hak ettiği oranda yer bulsun…
Bulsun ama hemen her şeyi tek başına hükümet hatta Başbakan mı kontrol etsin?
Eskiden olsa “Yok öyle bir şey der” geçilirdi. Ama son günlerde ortaya çıkan bazı ses kayıtları o konuşmayı yapanları bile bugün hayrete düşürüyor.
Yaşar Nuri Öztürk’ün Show TV’de program yapıp yapmamasına da Başbakan müdahale ediyor, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin grup konuşmasının Habertürk’te nasıl verilip verilmeyeceğine de…
Hele bir anket meselesi var, neresinden baksan rezalet!
İç sayfada çıkan bir sağlık haberinden dolayı Başbakan’ın attığı fırçayı ve o fırça sonrasında yapılanları saymıyorum bile.
Ama bu rezaletlerin hiçbirini görmeyelim.
Ya ne yapalım? ‘Paralel devlet’le mücadele edelim.
* * *
‘Paralel yapı’nın da ‘paralel örgüt’ün de canı cehenneme!
Kim devlet içinde ayrı bir hiyerarşi ile hükümete karşı haksız-hukuksuz hareket etti ise hukuk karşısında sonuna kadar hesap versin.
Ama soyut suçlamalarla değil somut delillerle…
Tepeden tırnağa suçu olan en ağır şekilde cezalandırılsın.
Peki bu arada Türkiye’nin ikinci büyük medya grubu Sabah-ATV için müteahhitlerle oluşturulan ‘ortak havuz’ ne olsun?
“Ne olacak canım %50’nin de medyaya ihtiyacı var, 630 milyon dolarlık kusur kadı kızında da olur” diyerek tüm bu çarpık medya-siyaset ilişkilerine göz mü yumulsun?
Okudunuz...
Yazının tümü mükemmel...
Ama ben bir bölümünü bir kez daha paylaşacağım sizinle..
" ‘Paralel yapı’nın da ‘paralel örgüt’ün de canı cehenneme!
Kim devlet içinde ayrı bir hiyerarşi ile hükümete karşı haksız-hukuksuz hareket etti ise hukuk karşısında sonuna kadar hesap versin.
Ama soyut suçlamalarla değil somut delillerle…
Tepeden tırnağa suçu olan en ağır şekilde cezalandırılsın."
Evet...
Aslına bakarsanız şu kadarcık yazıp bıraksa yine Eyüp'ü "Günün Köşe Yazarı" seçerdim...
Ve derdim ki:
Keşke iktidar medyasındaki yazar arkadaşlarım da aynı şeyleri;
- hukukun üstünlüğü ayaklar altına alanlar,
- kuvvetler ayrılığı ilkesini yürütmenin birliği, dirliği ve bütünlüğü şeklinde dönüştürenler...
- her türlü hırsızlık, yolsuzluğu yapanlar ve göz yumanlar...
- medyayı baskı altına alıp, ekrandan geçen alt yazılara bile müdahale edenler için de yazıp söyleyebilseydiler...
Ve sonra da Eyüp Can'ı "Günün Köşe Yazarı" seçeceğim...
Önce alıntıyı okuyun lütfen...
Sonra da gerekçemi söylerim...
Karaalioğlu’nun sorduğu asıl soruya geldik…
Ak Parti’ye oy veren %50’nin medyası olmasın mı?
Bana göre bu soruyu sormak bile abes.
Hiç tereddüt yok elbette olsun.
Olsun ama iktidar kaynaklarını ‘hukuksuz ve pervasızca’ kullanarak mı olsun? Cevabını vermemiz gereken asıl soru bu.
Her düşünce siyaset-iş dünyası ve medyada hukuk ve rekabet kuralları çerçevesinde, hak ettiği oranda yer bulsun…
Bulsun ama hemen her şeyi tek başına hükümet hatta Başbakan mı kontrol etsin?
Eskiden olsa “Yok öyle bir şey der” geçilirdi. Ama son günlerde ortaya çıkan bazı ses kayıtları o konuşmayı yapanları bile bugün hayrete düşürüyor.
Yaşar Nuri Öztürk’ün Show TV’de program yapıp yapmamasına da Başbakan müdahale ediyor, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin grup konuşmasının Habertürk’te nasıl verilip verilmeyeceğine de…
Hele bir anket meselesi var, neresinden baksan rezalet!
İç sayfada çıkan bir sağlık haberinden dolayı Başbakan’ın attığı fırçayı ve o fırça sonrasında yapılanları saymıyorum bile.
Ama bu rezaletlerin hiçbirini görmeyelim.
Ya ne yapalım? ‘Paralel devlet’le mücadele edelim.
* * *
‘Paralel yapı’nın da ‘paralel örgüt’ün de canı cehenneme!
Kim devlet içinde ayrı bir hiyerarşi ile hükümete karşı haksız-hukuksuz hareket etti ise hukuk karşısında sonuna kadar hesap versin.
Ama soyut suçlamalarla değil somut delillerle…
Tepeden tırnağa suçu olan en ağır şekilde cezalandırılsın.
Peki bu arada Türkiye’nin ikinci büyük medya grubu Sabah-ATV için müteahhitlerle oluşturulan ‘ortak havuz’ ne olsun?
“Ne olacak canım %50’nin de medyaya ihtiyacı var, 630 milyon dolarlık kusur kadı kızında da olur” diyerek tüm bu çarpık medya-siyaset ilişkilerine göz mü yumulsun?
Okudunuz...
Yazının tümü mükemmel...
Ama ben bir bölümünü bir kez daha paylaşacağım sizinle..
" ‘Paralel yapı’nın da ‘paralel örgüt’ün de canı cehenneme!
Kim devlet içinde ayrı bir hiyerarşi ile hükümete karşı haksız-hukuksuz hareket etti ise hukuk karşısında sonuna kadar hesap versin.
Ama soyut suçlamalarla değil somut delillerle…
Tepeden tırnağa suçu olan en ağır şekilde cezalandırılsın."
Evet...
Aslına bakarsanız şu kadarcık yazıp bıraksa yine Eyüp'ü "Günün Köşe Yazarı" seçerdim...
Ve derdim ki:
Keşke iktidar medyasındaki yazar arkadaşlarım da aynı şeyleri;
- hukukun üstünlüğü ayaklar altına alanlar,
- kuvvetler ayrılığı ilkesini yürütmenin birliği, dirliği ve bütünlüğü şeklinde dönüştürenler...
- her türlü hırsızlık, yolsuzluğu yapanlar ve göz yumanlar...
- medyayı baskı altına alıp, ekrandan geçen alt yazılara bile müdahale edenler için de yazıp söyleyebilseydiler...