MEDYA KÖŞESİ

'Ey Türk dallaması' birinci vazifen...

"Ey Türk dallaması" adlı bu hitabemizi de Sayın Baykal, "Ergenekon avukatıyım" ses tonuyla okusun!

'Ey Türk dallaması' birinci vazifen...
GAZETECİLER.COM

GAZETECİLER.COM'un en verimli haber kaynağı Salih Tuna bugün de medyada bazılarını fena yapıyor!.

Daha en başından, Atatürk'ün Nutuk'undan mülhem "Ey Türk dallaması!" diye başlıyor yazısına.
Ve yine Atatürk'ten mülhem çakmalarını sürdürüyor.
Kopya çekmiş gerçi Aziz Nesin'in meşhur yazısından...
Nezih bir mizah değil yaptığı, daha başından belden aşağı olmuş fazlasıyla...
Bakın nasıl..

O gazetecilere hitaben: Ey Türk dallaması!

Ey Türk dallaması!

Birinci vazifen vesayet rejimini veyahut statükoyu ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek; bu uğurda psikolojik harbe yataklık ve kaynaklık etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.

Bu temel senin varlık sebebin, karakterin ve en kıymetli hazinendir.

İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek harici ve dahili bedhahların (içerde "yandaş medya" mensupları, dışarıda Avrupa Birliği müktesebatını dayatanlar) olacaktır.

Bir gün vesayet rejimi tehlikeye düştüğünde, vazifeye atılmak için, içinde bulunduğun vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!

Bu imkân ve şerâit çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.

Medya tekelin kırılmış, süngün düşmüş, velhasıl, "Topyekûn savaş" manşetleri attığın günlerdeki azametini kaybetmiş olabilirsin.

Hasan Cemal'ini liberalizm, Ali Atıf Bir'ini Bugün gazetesi, Yiğit Bulut'unu "sağduyu" kapmış olabilir.

Oktay Ekşi'n Adnan Menderes'in akıbetini hatırlatmakta isteksiz, Emin Çölaşan'ın etkisiz, Bekir Coşkun'un demode, M. Yakup Yılmaz'ın yeteneksiz, Hıncal Uluç'un gamsız, Özdemir İnce'n şaşkın, Can Ataklı'n kontrolsüz, Mustafa Mutlu'n mutsuz, Ruhat Mengi'n gevşek, Nuray Mert'in çıldırmış, Ahmet Hakan'ın örselenmiş, Oray Eğin'in kaportacı çocuğu olduğu kesinleşmiş olabilir. (Sonuncusu yabancılaştırma efektiydi Şinasi.)

En mümtaz elamanlarından biri de "vay şerefsiz" manşetleri atamayacak kadar "gammazlanıp" nehir kenarına düşürülmüş olabilir.

İstikbaline kastedenler bütün dünyada muteber sayılan bir fikrin mümessili olabilirler.

Demokrasi aziz vatanın bütün kurumlarını zaptetmiş; hukukun üstünlüğü ordu sivil her alanı ahtapot gibi sarmış olabilir.

Memleketin her köşesi bilfiil demokrasinin işgali altına girmiş olmasından daha elîm ve daha vahim olmak üzere, halk plajlara hücum etmiş, vatandaş çaresiz kalmış; göbeğini kaşıyan bidon kafalılar iktidarı tayin edecek hale gelmiş olabilirler.

Ey vesayet istikbalinin evladı!

İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, vesayet rejimini kurtarmaktır. Korkma! Kendini sayıca az zannetme! Sen çoksun. Sadece araziye uyanın fazla.

Muhtaç olduğun kudret, damarlarında dolaşan tezviratta mevcuttur.

 

Yorumlar