Ey medya efendileri!.. Erdoğan'a yazık ediyorsunuz...
Buyur işte en son Erdoğan... İktidar olmak istediği anda bitirildi.
ADNAN BERK OKAN
Bugün işi uzatmayacağım…
2008 yılında yayımlanan ve 2015 yılından sonrasını anlatan “Bencil Hesaplar” isimli romanımın son paragraflarını paylaşacağım sizlerle…
Önce kısa bir not…
Romanımda Erdoğan yoluna “Başbakan” olarak devam ediyor…
Yani cumhurbaşkanı olamıyor…
2015 seçimlerinden yepyeni bir lider zaferle çıkıyor…
Sekuler yaşam tarzı olmasına rağmen beş vakit namazını kılan, dini konularda hassasiyeti olan…
Ancak…
Dini inançlarıyla siyasi inançlarını asla birbirine karıştırmayan…
Erdoğan'a yazık ediyorsunuz... Terörle Mücadele Tim'i, Van'dan geliyor ve Siirt'te İHH İnsani Yardım Vakfı ofisine bir baskın yapıyor... İktidar yanlısı medya hemen harekete geçip operasyona karşı çıkıyor... Arkasında Cemaat'in olduğu iddia ediliyor... E vallahi pes yani... Yahu arkadaşlar... En iyisi; bütün savcılar ve polisler kovulsun... Savcılık ve polis teşkilâtları yeniden kurulsun... İyi de... O süreçte ne olacak?.. Terör örgütleri ya da teröre bulaşmış "dernek" adı altında çalışan, "yasal" kılıfa bürünmüş El Kaide lojistikçileri istedikleri gibi at mı oynatsınlar?. Bakınız... Bu gidiş gidiş değil... Bu gidişin sonu felâket... Bu gidişin sonu savunmasız, korumasız; terör örgütlerinin cirit attığı bir ülke... Bu gidişin sonu BM tarafından "Terörist Devlet" olarak ilân edilmek... Lütfen bunu bir tarafa not edin... Yazık oluyor... Sadece ülkeye değil... Muhteşem bir başbakanlık süreci geçiren... Ama... Sizlerin kontrolüne girdikten sonra AB ve Batı'dan hızla kopan Erdoğan'a da büyük kötülük ediyorsunuz... Not: İHH İnsani Yardım Vakfı Avukatı Uğur Yıldırım, derneğin Kilis ofisinde arama yapan polislerle ilgili soruşturma açıldığını ve Adalet Bakanlığı'nın konudan bilgisinin olduğunu söyledi. Peki... Adalet Bakanı ne dedi daha sonra?.. Ne diyecek?.. İHH'nın avukatının "yalan" söylediğini, soruşturma falan açılmadığını açıkladı... Yani be arkadaşlar... Bir Müslüman bu kadar mı yalan söyler?.. Söylerse, inandırıcılığı kalır mı?.. |
Cuma namazlarını medyadan uzak, küçük kırsal camilerde kılan…
Resmikabullerde Avrupalı ve Batılı diğer liderlerle kadeh kaldırabilen…
Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı ama “Atatürk Tapınmacısı” değil…
Eşinin başı açık fakat giyimi son derecede muhafazakâr…
Çok üst düzey ekonomi eğitimi görmüş…
Lisansüstü eğitimini uluslararası ilişkiler konusunda yapmış…
İngilizce, Rusça Çince ve Arapçayı mükemmel konuşan yeni bir “merkez sağ, liberal sosyal demokrat” lider…
Romanın tam da finalinde yeni lider hükümeti kurmakla görevlendiriliyor…
Ertesi gün güven oylaması yapılacak…
Yeni Başbakan ve karısı arasındaki konuşmayı sizlerle de paylaşmak istedim…
Buyurun lütfen…
* * *
Karısının saçlarını okşadı…
“Bu ülkede çok hükümet değişti ama iktidar hep aynı kaldı Sanem... Zamanında Demirel’i… Zamanında Özal’ı… Zamanında Çiller’i… Zamanında Erdoğan’ı hükümet yaptılar ama bu politikacıların hiçbiri iktidar olamadılar... Buyur işte en son Erdoğan... İktidar olmak istediği anda bitirildi. Şimdi de ben… Ama ben iktidar olacağım Sanem…”
Bunları söyledikten sonra, iradesi dışında Necip Targan Paşa’nın bir konuşmasını hatırladı.
“Türkler asker geleneğinden gelen bir millettir... Cumhuriyeti kuran ve bütün devrimleri yapan Mustafa Kemal ve arkadaşları askerdiler... Türkiye’ye demokrasiyi eski bir asker olan İsmet Paşa getirmiştir... En özgürlükçü anayasa, 27 Mayıs’ı yapan askerler tarafından yazdırılmıştır... Türkiye piyasa ekonomisine de 12 Eylül askeri darbesiyle geçiş yapmıştır... 28 Şubat’ta dünya tarihinde ilk kez bir ülkenin silahlı kuvvetleri suya sabuna dokunmadan iktidarı ve haliyle ülkenin kaderini değiştirmişlerdir... Eğer Türkiye, üniter yapı içinde özerk bölgelere ayrılacaksa bunu da yine askerlerin eliyle yapmakta fayda vardır” demişti.
İçi ürperdi…
Yoksa?...
* * *
Amman ha!..
“Bu yazdıklarım mutlaka gerçekleşecektir” demiyorum…
Nihayet bir romandı yazdığım…
Ama…
Gelişmeleri izliyorum da…
İlk yazdığım gün bana da “fantezi” gibi gelen o günkü kurgulamanın bugün bakıyorum da gerçekleşme ihtimali çok daha fazla…
Peki neden?..
Romanımda aslında tam da onu anlatmıştım…
Erdoğan’ı büyük siyasi yenilgiye, yeni lideri ise zafere götüren sebepleri...
Uzatmayayım…
Erdoğan son gurup konuşmasında hatasını anlamış gibiydi…
Eğer gerçekten anlamışsa en başa dönülebilir mi?..
Zor…
Çünkü küresel aktörler için “güvenilir olmak; sırtını dönüp gidebilmek” siyasi güçten çok daha önemli…
Benim romanımda, Serdar Turgut’un da aylardır köşesinde anlatmaya çalıştığı işte bu gerçek…
Erdoğan mutlaka iyi niyetli…
Ama…
Öyle büyük uluslararası hatalar yaptı ki…
Mevcut küresel liderler arasında; ona rahatlıkla arkasını dönüp kendi işine bakabilecek lider hiç yok…
Ne yazık ki hiç yok…