Etyen Mahcupyan
Müslüman olmayan Müslümanlar ile Türk olmayan T.C. vatandaşlarından nefret eden Türk Müslümanların...
Neredeyse herkesin kendisinden kaçtığı, kaçındığı bir dönemde Zaman Gazetesi kucak açtı Etyen Mahcupyan’a…
Hem Zaman kazanmıştı öyle yapmakla, hem Mahcupyan…
Çünkü…
Türkiye, geleneksel olarak “Hem Müslüman ve hem de Türk olmayan T.C. vatandaşlarından nefret eden Türk Müslümanların” ülkesiydi…
Etyen Mahcupyan da mükemmel demokratlığına, özgürlükçü açık fikirliliğine, çok da iyi bir “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” olmasına rağmen, sadece ve sadece “Müslüman ve Türk olmadığı” için dışlanıyor ve hatta kafatasçı, kökten dinci, sahte Atatürkçü kimi kesimler tarafından taciz ediliyordu…
Zaman’da yazmasına imkân verilmesi, sadece Türkiye’nin değil dünyanın en bilinen “Dindar Müslüman” camialarından biri olan Gülen Hareketi üzerinden “Türkiye Müslümanlığı” için de olumlu bir imaj oluşturmuştu…
O günlerde Mahcupyan için kara propaganda yapılıyor, pragmatist ve hatta oportünist olduğu, tavır alışlarını bilgeliğinin değil çıkarlarının belirlediği iddia olunuyordu…
Kendisini savunduğum zamanlarda şimşekleri üzerime çekiyor, “yanıldığını gördüğün gün moraracaksın” gibi mesajların muhatabı oluyordum…
Daha da öte…
Kendisini çok yakından tanıdıklarını iddia eden yakın dostları bile “Bizim camia kontenjanından AKP milletvekili olmaktan başka hiçbir şey düşündüğü yok” diyorlardı…
“Bizim camia” dediklerinin “Gülen Cemaati” değil, “Ermeni cemaati” olduğunu anladığımda Mahcupyan artık Gülen Cemaati ile kavgasına başlamış; gücün yani siyasal iktidarın yanında yer almıştı…
Nihayet amacının ilk durağına vardı…
Zira sadece iktidara hizmet eden profesyonel bir köşe yazarı değil, aynı zamanda profesyonel bir “Başbakan başdanışmanı”…
Ne dersiniz?..
“Etyen Mahcupyan kazandı” dersem yanlış yapmış olur muyum?..