Eski bir solcudan azar işitmek sana yakıştı mı?..
Geçen gece bir TV kanalında söylediklerinle, eski bir Sosyalist’inin “O günden bugüne hiç değişmediniz” şeklindeki azarlamasını hak ettin.....
Sevgili kardeşim Mümtazer (Türköne),
ZAMAN’da “Şu 68'liler” başlığı altında yayımlanan makalenin bir yerinde şöyle diyorsun:
“68'liler, darbe peşinde koşan kayıp bir nesil. Yanlış yaptılar, çok yanlış yaptılar.”
Senin gibi düşünmeyen ve senden tam bir kuşak önce üniversiteleri dolduran ağabeylerine “yanlış yaptınız” diyorsan, 68’li ve hem de “solcu olmayan” bir ağabeyin olarak benim de sana “sen de yanlış yapıyorsun” demeye hakkım var…
Ve bana kızmamalısın…
Yanlışın şu sevgili kardeşim;
68’liler senin andığın gibi sadece “solcu gençlik”ten ibaret değil…
68 kuşağının içinde Ülkücüler var…
68 kuşağının içinde İslâmcılar var…
68 kuşağının içinde Türk – İslâm sentezcileri var…
68 kuşağının içinde ne solcu, ne ülkücü, ne İslâmcı ne de Türk – İslâm Sentezcisi olan ben ve benim gibi “makul (bugün onlara “Liberal Demokrat” deniliyor) gençler” de var…
Ki; bugün altmışı aşmış yaşlarıyla sayıları diğerlerinin toplamından çok daha fazla olan, dönemin genç üniversitelileri yani…
Sen o günün solcularını bu gün bile anlayamamışsın…
O günün solcu anarşisti, bugünün Liberal Demokratı Cengiz Çandar’ı anlayamadığın gibi…
Biliyor musun Mümtazer;
O gün Cengiz Çandar ve Cengiz Çandar’lar iyi ki vardılar…
İyi ki eylemler koydular…
Keşke o günün sağcılarının (bizim) da Alaattin Çakıcı’ları, Kürşat Yılmaz’ları, Mehmet Ali Ağca’ları olacağına; Cengiz Çandar’ları olsaydı…
Olabilseydi…
Türkiye bugün bulunduğu noktanın çok daha ilerisinde olurdu inan ki…
Hem ekonomik büyüklük ve hem de kalkınmışlık olarak çok daha yukarılarında olurdu…
Sanırım Churchil demişti…
“Lincoln ve Napolyon çocukluklarında çile çekmeseydiler; o kadar başarılı olamazlardı”…
Devam edeyim mi?..
O halde bu da Truman’dan:
“Kümesi iyi tanıyor diye tilki bekçi yapılır mı?”
Sistemi iyi tanıyorlar diye biz de sağcıları, ülkücüleri Kapitalist sisteme bekçi yaptık ama ne tavuk kaldı kümeste, ne yumurta…
Sevgili Mümtazer ;
Son otuz yıldır özel sektörün tepe yöneticilerinin 68’li kuşağın içinden gelen o “çilekeş solcular” olduğunu bilmiyor olabilirsin…
Ve eğer gerçekten bilmiyorsan…
Desene ki Mümtazer, sen hiç yaşamamışsın…
Hem…
Sen bilmiyorsun diye “gerçekler” değişmez ki…
Pekiii…
Ya 68 kuşağının “sağcıları”?..
Yani senin adlarını bile anmadığın, darbeci olarak tanımlamadığın ama en az dönemin solcuları kadar olayların içinde olan sağcıları?..
Onlar ne yaptılar?..
Söyleyeyim...
Sermayeye kafa tutan solcu gençleri, sermayenin parasal desteğiyle dövdüler, dövdürdüler…
Ve ilerleyen yıllarda da Sultan 4. Murat’ın dediği gibi yaşadılar:
Yani “Yardım almaya çalışanlar, buyruk almaya da alışırlar” sözünü doğrularcasına…
Bütün kanunları sağcılar çıkarsın
Sevgili Mümtazer;
Sen bilmezsin belki ama Dünya Kapitalist sisteminin azizlerinden John Davison Rockefeller şöyle demişti politikacılara:
“Bütün kanunları siz çıkarın, para basma yetkisi bende olsun”…
Çünkü para, kapitalizmin enerji kaynağıydı, aküsüydü, kondansatörüydü…
Olmazsa olmazıydı…
Yani…
İktidarları var veya yok eden gücüydü…
68 kuşağının sermaye düşmanı solcu gençleri de Kapitalist Rockefeller’den mülhem son derecede akıllı bir tercihle şöyle düşünüyorlardı:
“Bütün kanunları sağcılar çıkarsın, medya bizim olsun”…
“Bütün kanunları sağcılar çıkarsın, tiyatrolarda bizim yazığımız piyesler oynansın, bizim yazdığımız şiirler ve şarkılar okunsun”…
“Bütün kanunları sağcılar çıkarsın, sinema filmlerinin senaryolarının hepsini biz yazalım, biz yönetelim, başrollerini biz oynayalım”…
“Bütün kanunları sağcılar çıkarsın, sahnelerde bizim yazdığımız şiirler okunsun, bizim yazdığımız şarkılar söylensin”…
Ya “sağcılar” ne yaptılar buna karşılık Mümtazer?..
Hiç…
Hiçbir şey yapmadılar, yapmadık…
Pardon…
Yaptılar/yaptık ama solcuların yaptıklarının yanında “hiç” sayılırdı…
Ne mi yaptılar/yaptık?..
Söyleyeyim:
Sermayenin emrinde ve en alt kademelerde “emir veren” değil, “emir alan” taşeronlar olarak çalıştılar/çalıştık…
Ya da politika yapıp, bütün kanunları çıkardılar/çıkardık…
Ama…
Bütün romanları, piyesleri, şiirleri, bütün şarkı sözlerini solcuların yazmasına, bütün tiyatrolarda ve filmlerde solcuların oynamalarına, bütün şiirleri ve şarkıları solcuların söylemelerine, bütün medyayı solcuların yönetmelerine imkân verdiler/verdik…
Topçu oldular ama popçu olamadılar/olamadık…
Ve…
Bugün (kendilerinden pek haz etmesek de) o dönemin ya da bir sonraki kuşağın solcularının yönettikleri, yazdıkları gazeteler, o dönemin veya bir sonraki kuşağın sağcılarının yönetip yazdığı gazetelerden kat kat daha fazlasını satıyor (SABAH’ın genel yayın yönetmeni bile eski solcu); onların yönettikleri televizyonlar izleyicinin % 80’ine hitap ediyor…
Neden mi?..
Çünkü o günkü kafa da aynen senin bugünkü kafan gibiydi…
Komünist’ti ama İMKB Başkanı oldu…
Sevgili Mümtazer;
Sen Tuncay Artun’u hatırlar mısın?..
Nereden hatırlayacaksın?..
Sağcısın ve hatta kendini Liberal olarak bile tanımlıyorsun ama ekonomiden bihabersin…
O halde ben söyleyeyim:
68 kuşağının solcu liderlerinden biriydi rahmetli…
Ama ilerleyen yıllarda ülkenin en güçlü özel bankalarından birinin (YKB) genel müdürü daha sonra da İMKB Başkanı oldu…
Benzerleri çok ama merhum Artun en dürüst ve başarılısıydı bana göre…
Öyle ya…
Solcu liderliğinden gel, küresel kapitalizmin Kâbe’sinde başimam ol…
Bana o dönemin tek bir sağcısını gösterebilir misin ki günümüz dev sermayesinde CEO olsun…
Bana o dönemin tek bir sağcısını gösterebilir misin ki günümüz medyasının en çok satanıyla en çok izleneninde genel yayın yönetmeni olsun…
Abone gazeteciliği yapanı örnek verme sakın…
Ben tezgâhta satılanı soruyorum…
Solcular bizden daha samimiydiler
Yani sevgili Mümtazer;
68’liler senin dediğin gibi erken şöhret sahibi oldular…
Senin dediğin gibi güçlüydüler…
Çünkü ellerindeki tabancalarla, dinamitlerle ülkeyi esir aldılar, polisle çatıştılar, banka soydular, adam kaçırdılar ama…
Diğer yanda da okuyor, dünyayı takip ediyor; şarkılar, şiirler, romanlar, öyküler yazıyor, resim çizip, heykel yontuyorlardı…
Çünkü her sanatçı gibi statükoya karşıydılar…
Çünkü her sanatçı gibi; güçlü ve düzenin devamından yana olan sermayenin değil; güçsüz, sisteme baş kaldırmaya hazır emeğin yanında yer aldılar…
Neden mi saygı gördüler?..
Çünkü o solcular, biz o dönemin sağcılarından daha delikanlı bir duruşa sahiptiler…
Çünkü o solcular, biz o dönemin sağcılarından daha samimiydiler…
Çünkü o solcular, biz o dönemin sağcılarından daha dürüst hatta daha idealistler…
Ve fakat…
Asla senin dediğin gibi yükseklerin pırıltılarına kanıp evden kaçan sonra da kötü yola düşen genç kızlara benzemiyorlardı…
Aksine…
O genç kızlara benzeyenler biz, o dönemin sağcılarıydık…
Dış piyasalarla rekabet etmeye korkan, sırtını devlet hazinesine ve kamu bankalarıyla, KİT’lerin ürettiği ucuz hammaddeye dayamış, silâhlı bürokrasinin yapacağı darbelerden medet uman sermayenin oyununa getirilmiş ve becerilmiştik…
Ama…
Pencerelerimizi açıp, “içine kapanık, kamu hazinesinden geçinmeye alışmış, rekabetten korkan yerli sermaye biz sağcı gençleri becerdi!” diye bağırmaya utanıyorduk…
Eski solcudan azar işitmek sana yakıştı mı?..
Bak Mümtazer;
Geçen gece bir TV kanalında söylediklerinle, 68 kuşağı Sosyalist’lerinden birinin “O günden bugüne hiç değişmediniz” şeklindeki azarlamasını hak ettin ne yazık ki…
Çünkü…
Kır yıl önceki “sağcı ağabeylerin” de o solculara aynı şekilde davranıyorlar, despotçasına bir baskıyla "Komünist değilim de" bakayım diye TCK'da düşünmesi ve haliyle açıklaması "yasak" bir sistemin üyesi olduklarını itiraf(!) etmeye zorluyorlardı...
Veya günümüz CHP ve MHP'lilerinin BDP'li milletvekillerine, "PKK'nın terör örgütü olduğunu söylesene" gibi tuzak sorularına benzer suallerle gençler üzerinde baskı uyguluyorsun...
Ve..
O gün o solcu gençlerin eylemlerini nasıl Komünist ülkelerden aldıkları parayla yaptıklarına halkı inandırmak için olmadık yalanlar attıysa ağabeylerin, bugün de sen ve benzerlerin gençlerin eylemlerini “PKK'nın ateşkesinden sonra devreye giren ve Türkiye'yi şiddete teslim etmeye çalışan merkezlerin operasyonu” olarak tanımlama aymazlığına düşüyorsunuz…
Başbakanımız gibi sorayım ben de:
“Velev ki o, sayıları iki yüzü geçmeyen genç bir operasyona kurban gittiler”…
Yani Mümtazer, şu güzelim ülkeyi ve dünyanın takdirini kazanmış Ak Parti Hükümeti’ni 200 provokatör delikanlı mı yıkacak?..
Eğer yıkacaksa, fıkradaki gibi bırak yıksın be Mümtazer…
Yenisini ve çok daha dayanıklısını kurarız…
Sevgili Mümtazer;
Ben 68 kuşağı sağcısıydım…
Ama…
Ülkücü de değildim, İslâmcı da…
Diğer siyasi partilere göre “Liberal” sayılabilecek iktidardaki AP hayranı bir üniversiteli olarak “sağcı” sayılmalıydım yani…
Bugün zaman zaman ters düşsem de Mehmet Barlas, Cengiz Çandar, Ahmet ve Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu, Şahin Alpay, Hasan Cemal gibi solcu liberallere duyduğum yakınlık; sana ve diğer sağcı Liberallere duyduğum sempatiyle kıyaslanmayacak kadar fazla…
Çünkü onlar o gün de “devrimci” ve “düzene, statükoya karşı”ydılar, bugün de karşılar ve halen devrimciler…
Ama senin, o günkü sağcı ağabeylerinden hiçbir farkın yok…
Yine düzenden yanasın…
Yine statükoyu destekliyorsun…
Ve yine devrim düşmanısın…
“Devlet için öğrenci döven polis de, muhalif gazeteci döven polis de şereflidir” diyorsun yani…
Yeter ki dayak (veya kurşun) Devlet için atılsın…