MEDYA KÖŞESİ

Ertuğrul Özkök'ten Tayyip Erdoğan itirafları!

Başbakan'ın a insanlarda 'hayranlık' ile 'korku' arasında gel-gitler yaşattığını söyleyen Özkök "Bir gün herkes ‘Tayyipçi’ mi olacak" diye soruyor...

Ertuğrul Özkök'ten Tayyip Erdoğan itirafları!
GAZETECİLER.COM
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök köşesini ilginç bir Tayyip Erdoğan portresine ayırmış. Başbakan'ın meydan okuyan açıklamları ve Kürt srunund asertlik yanlısı tutumuyla insanlarda 'hayranlık' ile 'korku' arasında gel-gitler yaşattığını söyleyen Özkök "Bir gün herkes ‘Tayyipçi’ mi olacak" diye sormuş.

Erdoğan'ın kendisine hissetirdiklerini de paylaşan Özkök, 'neden korku' ve 'neden hayranlık' sorularına yanıt aramış:

BAZILARIMIZ için çok kolay.

Onlar, kabul ediyor, destekliyor...
Bazılarımız için ise, o kadar kolay değil.
Hatta imkânsız.
Adını duyduğu, televizyonda gördüğü an, yolunu değiştiriyor.
Türkiye bugüne kadar, böyle bir siyasetçi tipini tanımadı.

Başbakan Tayyip Erdoğan’dan söz ediyorum.
İster sevelim, ister kızalım.
Duygularımızı ister “hayranlık” mertebesine çıkaralım, ister “nefret” çukurlarına indirelim.
Tayyip Erdoğan’ın bir “duruşu” var.
Bir Tayyip Erdoğan tarzı var.
Kimine hayranlık veren, kiminin içine korku salan, ama illa da ilgisiz bırakmayan bir tarz.
Hayranlığın en koyusunun içine bile biraz da “korku” rayihası katan.
“Korku”nun en koyusunu, itiraf edilemeyen bir hayranlık duygusu ile melezleştiren bir tarz bu.
İddia ediyorum.
En büyük düşmanının bile arka odasına hapsedilmiş gizli bir Tayyip Erdoğan hayranlığı vardır.
En basit ifadesiyle, “Niye bizde de böyle biri yok” dedirten esir bir hayranlık.
Vardır, çünkü o duyguyu hak eden bir duruşu var.
İyi bir “Beyaz Türk” olarak ben de böyleyim.
İkircikliyim, kararsızım.
Bir öyle düşünüyorum, üç dakika sonra ise şöyle.
Çevrem ona atıp tutmaya başladığı zaman, içimdeki öteki, Erdoğan’ı savunmak için mevziye giriyor.
Ama karşıma iman etmiş, imandan gözü kararmış bir “Erdoğan hayranı” çıktığında, aynı öteki, bu defa taarruz hatlarına geçiyor..
Erdoğan tarzına karşı bir ruh terkibim var mı diye bakıyorum.
Var... Yaptıklarına, duruşuna yüzde 70 hayranlık.
Ama geride bir yüzde 30 kızgınlık var ki.
Bazen kimyamı bozuyor.
Sonra bu ruh halime tahliller yapıyorum.
Diyorum ki:
“Bir gazeteci”, bir “pop sosyolog”, hadi onları da bırakın sıradan bir vatandaşın siyasetçiye bakışı ne olabilir?
Vatandaşın kafasında, iyi siyasetçiyi, gerçekten iyi ve başarılı yapan altın oran bu değil midir?
Mutlaka beğendiği, çok beğendiği şeyler vardır.
Mutlaka tasvip etmediği şeyler de.
Eee, o zaman yüzde 70 hayranlık, yüzde 30 tasvip etmeme, ideal bir vatandaş profili olarak kabul edilemez mi?
Yani iyiyi destekleyen, iyi olmayanı eleştirebilen...

Yazının devamı için