Ertuğrul Özkök'ten şehitlere ağıt
Ertuğrul'un fikir jimnastiğine ilk ve belki de tek destek veren biri olarak sevgili dostumdan özür dilenip dilenmeyeceğini merakla bekleyeceğim.
ADNAN BERK OKAN
Keşke Ertuğrul Özkök yanılsaydı da söylediklerini ölçüsüzce eleştirenler (ölçülü olanlar doğruyu yaptılar) haklı çıkıp Ertuğrul'un daha çok üstüne gitseydiler...
Ama ne yazık ki "Ölçüsüzler" yanıldılar...
Bu arada başta kendi okurları olmak üzere kamuoyunu da yanılttılar...
Hatırlayın...
Ertuğrul, "Acaba Türkler ve Kürtler ayrı mı yaşasa?" diyerek bir fikir jimnastiği yaptı...
Ama (belki de) hiç ummadığı bir tepkiyle karşılaştı...
Kimleri sadece Ertuğrul Özkök olduğu için yüklendiler Ona...
Kimileriyse kaleminin etkinliğinden korkup...
Kimdi bu ölçüsüzler?..
Çoğunluğu, Başbakan'ın her dediğine, her yaptığına destek veren "Evet efendim"ciler...
Bazılarıysa "Hem elim günahta, hem canım cennette" olsun isteyen Kürt Milliyetçileri...
Ve...
Ne acıdır ki; "Terör örgütü ve sivil uzantısı BDP birlik ve beraberlik istiyor" diyerek Ertuğrul'a yüklenilmesinin üzerinden daha bir hafta geçmeden 7 şehit verdik...
Şu yaman çelişkiye bakar mısınız lütfen:
Birlik ve beraberlik isteyenler "Katil"...
"Acaba ayrı mı yaşasak?" diye fikir jimnastiği yapmaları istenenler "Şehit"...
Ve bu arada Laurence Olivier'ye taş çıkartırcasına ağlayanlar da işin bir başka boyutu...
Değerli dostlar;
Timsahın en bilinen iki özelliği vardır…
Bir: Avını yerken gözyaşı döker…
Bunların üzüntüden mi yoksa keyiften mi kaynaklandığı bilinmez…
Ancak...
Gözyaşı genellikle keder ve hüznün habercisi olduğu için, timsahın avını yerken hüzünlendiği düşünülür…
Zalim insanların/kurumların da biri/ler/ni yedikten sonra üzüntülü açıklamalar yapmaları timsahın gözyaşlarına benzetilir…
İki: Timsah ağzı açık uyur…
Bu nedenle hayvanlar âleminin en avanağı bile sayılabilir timsah…
Pekiii…
O dev gibi timsahların Azrail’i hangi hayvandır bilir misiniz?..
Söyleyeyim de gülün…
5 santimlik Hint Sıçanı…
Bunu nasıl mı başarır?..
Anlatayım…
Timsah güneşli bir havada, kendisinin yüzde biri büyüklüğündeki o minicik Hint sıçanı ile eğlenirken uyur kalır…
Bu minik kemirgen, ağzı açık uyuyan timsahın ağzından girer…
Karnından çıktığında, timsah artık yaşamıyordur…
Çünkü…
O 5 santimlik canavar(!), 5 metrelik zavallı(!) timsahın bütün iç organlarını yemiş, bitirmiştir…
Şimdiii…
Kıssadan hisseye geleyim…
Terör örgütü 2003 yılından itibaren tıpkı bir Hint sıçanına dönüştü…
Ak Parti iktidarı ve bilhassa Başbakan Erdoğan (oysa ne kadar güzel başlamıştı başbakanlığı ve ne kadar da başarılıydı) da % 47 oyun verdiği güçle Gyges Yüzüğünü parmağına geçiren çobana dönüşünce olanlar oldu...
"En güçlü benim" düşüncesiyle terör örgütü ile oynaşan, (iyi niyetinden şüphem yok) kimileri için sınır kapısında mahkemeler kurup ülkeye sorunsuz girişlerini sağlayan Başbakan, gücün de verdiği şehvetten olsa ağzı açık uyudu...
İşte bunu fırsat bilen ve üzerinde gezinen Hint Sıçanı, Erdoğan'ın ağzından içeri girdi, aşağıdan çıktı...
O şimdi kendini halen "güçlü" ve "hayatta" sanıyor ama siyaseten dünya değiştirdiğinin farkında değil...
Ve...
Başbakan'ın eski gücünde olduğunu zanneden köşe yazarları da halen masal anlatıyorlar...
Ama La Fonten'den...
Bu arada birileri Başbakan, bir diğerleri de Hint Sıçanı olup aralarında geçen konuşmaları yazsalar keşke...
Ha bu arada unutmadan...
Ertuğrul'un fikir jimnastiğine ilk ve belki de tek destek veren (elbette diğer zamanlarda onu en çok eleştiren) biri olarak sevgili dostumdan özür dilenip dilenmeyeceğini merakla bekleyeceğim...
İçimden de "keşke Ertuğrul yanılsaydı, keşke 'önümüzdeki günlerde terör duracak' diyen Fatih Altaylı haklı çıksaydı da ben Ertuğrul'a yapılan saldırıları izleseydim bugün, sessizce" diyerek hem de...