GÜNDEM

Ertuğrul Özkök'ten Kafkasya yazısı: Bilelim ki tıpkı Ortadoğu gibi, orası da pek tekin bir coğrafya değildir bizim için...

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Azerbaycan-Ermenistan arasında yaşanan savaşa ve gelinen son noktaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özkök, "Bilelim ki tıpkı Ortadoğu gibi, orası da pek tekin bir coğrafya değildir bizim için..." ifadelerini kaydetti.

Ertuğrul Özkök'ten Kafkasya yazısı: Bilelim ki tıpkı Ortadoğu gibi, orası da pek tekin bir coğrafya değildir bizim için...

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, gazetenin hem Ankara hem de Moskova temsilcisi olarak çalıştığı, ardından genel yayın yönetmeni olduğu 1988 ile 92 arasında Kafkasya’da şahit olduğu 4 olayı bugünkü köşesine taşıdı.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında "savaş" halini alan Dağlık Karabağ krizinin eski haliyle şimdi evrildiği noktayı kıyaslayan ve değerlendirmeler yapan Özkök, Ankara'ya Ortadoğu'yu hatırlatarka bir de uyarıda bulundu:

MAHALLE KAVGASI MI, BÖLGESEL SAVAŞ MI?

İki günden beri yeni bir Azeri-Ermeni savaşını konuşuyoruz. Savaş denince öyle devasa orduların birbirine girdiği bir mücadele gelmesin gözünüzün önüne...

Şimdilik birkaç mahalle, üç-beş köy etrafındaki çatışmalar bunlar. Ancak bunun öyle olması işin tehlikesini asla küçültmüyor. Çünkü o birkaç mahallenin arkasında bugün artık çok daha büyük güçler var. Azeri tarafının yanında, artık küresel güç haline gelmiş bir Türkiye bulunuyor... Ermenilerin arkasında küresel bir güç Rusya var. Hiç kuşkunuz olmasın, son zamanlarda Türkiye’ye diş bileyen Arap ülkeleri Ermenistan’ın arkasında saf tutacak. O küçücük Ermeni mahallelerinin arkasında devasa Ermeni diyasporaları, lobileri var... İki ülke ordusunun elinde bugün çok daha etkili silahlar var. Ve iki tarafta da şu posterlerde gördüğünüz gibi yüceltilen milli duygular.

Yani dün, bugün küçük bir bölgede cereyan eden kavga, bir bakmışsınız bir anda devasa bir bölgesel savaş haline dönüşmüş.

ORTADOĞU BENZETMESİ

Bir yandan soydaşlığın, bir yandan kökenlerimize dönmenin, bir yandan Asya’daki soydaşlarla birleşip muazzam bir Kızılelma ateşinin yanmasına neden olan karmakarışık bir duygu yumağıdır... Ama bilelim ki tıpkı Ortadoğu gibi, orası da pek tekin bir coğrafya değildir bizim için. Bir hüsran, ıstırap ve kırılmış gururlar mezarlığıdır Kür Nehri’nin öte yakası ... Ve unutmayalım ki, 1990’lardaki “Adriyatik’ten Çin’e” sloganı çok iş açmıştır başımıza.

Yazının tamamı için tıklayınız

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar