MEDYA KÖŞESİ

Ertuğrul Özkök Radikal yazarına çattı!

Radikal yazarı Hasan Celal Güzel'in sözlerini diline dolayan Özkök darbe yapmak ile zamparalık yapmak arasındaki ilişkiyi yorumluyor.

Ertuğrul Özkök Radikal yazarına çattı!

Hürriyet eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök bugün köşesinde "Bakın şu sözler, Radikal Gazetesi yazarı Hasan Celal Güzel'e ait." diye başladığı yazısına şöyle devam ediyor:

"Gazete, kendini "Demokrat" olarak tarif ediyor.
Yazarı da kendine "Liberal" ve "Demokrat" diyen bir aydın.
Artvin'de konuşuyor ve aynen şunları söylüyor:
"Türkiye'de iki şeyi yapmak artık zor. Biri darbe, diğeri zamparalık. Hemen yakalıyorlar, yayınlıyorlar. Onun için çeteler çıkıyor ortaya. Ergenekon çetesi, bilmem ne çetesi. Ama onların da işi zor. Hangi komutan tuvalete gitti, onu bile izliyorlar artık."
Sözlerin havasından öyle anlaşılıyor ki, Hasan Celal Güzel anlattığı bu şeylerden çok mutlu.
"Artık darbe yapmak zor" cümlesini çok iyi anlıyorum.
Bundan dolayı ben de çok memnunum.
Ama o cümleye "embedded" olarak giden ikinci cümlenin manasını anlamadım.
"Bu ülkede artık zamparalık yapmak zor."
Cümlenin birinci bölümünün demokrasi açısından önemini kavradım da, ikincisinin "demokrasiyle" ilişkisini çözemedim.
Ayrıca komutanların "tuvalete bile gittiğinde izlenmesi" olayının da demokrasiyle ilişkisini kuramadım."

SADECE KOMUTANLAR DEĞİL

Özkök yazısında "Hepimiz biliyoruz ki, sadece komutanlar değil, ülkenin bütün gazetecileri, aydınları, işadamları, hâkimleri savcıları, muhalif kim varsa izleniyor. Bunların özel hayatları bile dava dosyalarına konuyor." diyor ve devam ediyor:
"O zaman ülkenin bütün liberal ve demokrat geçinen aydınlarına soralım.
Siz Hasan Celal Güzel'in büyük bir mutlulukla telaffuz ettiği sözlere katılıyor musunuz?
Yani insanlara "zamparalık yapmanın" bile yasaklanması, tuvaletteyken bile izlenmesi, ülkemiz demokrasisi açısından mutluluk duyulacak bir gelişme midir?
Demek ki, "darbe yapmak"la "zamparalık yapmak" arasında, demokrasi açısından hiç fark yokmuş.
Demek ki "kamusal alan"la "özel alan ve mahremiyet" bu kadar iç içeymiş de bizim farkımız yokmuş.
İster misiniz Ergenekon'un bilmem kaçıncı dalgasında, bir sabah ülkenin bütün "zamparaları" gözaltına alınsın?"

BELAGAT ŞEHVETİ Mİ?

Özkök yazısının devamında çarpıcı bir de soru soruyor:

"Yani çok merak ediyorum, bu sözler Güzel'in samimi duyguları mı, yoksa moda deyişle "belagat şehveti" mi?
Daha doğrusu belagat şehvetine bulaşmış bir espri diyebilirsiniz."

Özkök'ün yazısının tamamını okuyabilirsiniz.

Yorumlar