Ertuğrul Özkök nasıl bir öğrenciydi?
Üniversitedeki hocası Nermin Abadan Unat'ın anılarını anlattığı kitapta kendi öğrenciliğini de okuyan Özkök o günleri nasıl yad etti?
GAZETECİLER.COM - Hürriyet'in eski Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, öğrencileri ile birlikte izlemeye gittiği Facebook'un hikâyesini anlatan "Social Network" filmini seytederken neden tekrar öğrenci olmak istediğini bugün köşesinde ilginç bir şekilde anlattı.
Sedef Kabaş'ın hazırladığı Nermin Abadan Unat ile nehir söyleşi kitabını okurken eski günleri hatırlayan ve hocasının anlatımında kendisini bulan Özkök o günleri kendi satırlarıyla şöyle anlattı:
Pazar günü sevgili hocam Prof. Nermin Abadan Unat'la ilgili kitabı okuyordum. (...) Hocam Nermin Abadan'a göre ben şöyle bir öğrenciymişim: "Sınıfın arka sıralarında otururdu. Durmadan elini kaldırıp soru sorardı. Sınıfı canlandırırdı. Şivesinden İzmirli olduğunu anlamıştım."
(...) En çok "Sınıfı canlandırırdı" cümlesini sevdim.
Bu cümleyi, "Sınıfı provoke ederdi" diye okudum.
Evet öyleydim. Ne mutlu ki öyleydim.
Facebook'u kuran Mark Zuckerberg'i izlerken, biraz da kendimi düşündüm.
En yakın arkadaş grubunu kaybetmeyi bile göze alışını, şizoid sorularını, cüretini, meydan okumasını çok sevdim.
Bir de Nermin Abadan Unat hocamı düşündüm.
Bize soru sorduran, soru sormaya tahrik eden harika kadını.
Sormanın, itiraz etmenin ayıp olmadığını, tehlikeli de olmadığını öğreten hocamıza sarıldım.
Allah ona daha çok uzun ömürler versin.
Öğrencisi olduğum için çok şanslıyım.
Soru sorabilmek, itiraz edebilmek gerçekten çok güzel bir duygudur.
Gerçek bir ileri demokrasi toplumunda, arka sıralarda oturan haylaz çocuklara ihtiyacımız var.
O yüzden Nermin Abadan Unat hocama, "Soru sormaya devam edeceğim" demek isterdim.
Çünkü bu koskoca ülkeyi biraz canlandırmak, biraz cüretkâr yapmak lazım.
Ama bu soruları hangi haylaz çocuklar soracak?"
Özkök'ün "Herkes ön sıralara oturdu, arka sıralar artık bomboş" dediği yazısının tamamını Hürriyet'teki okuyabilirsiniz.
Sedef Kabaş'ın hazırladığı Nermin Abadan Unat ile nehir söyleşi kitabını okurken eski günleri hatırlayan ve hocasının anlatımında kendisini bulan Özkök o günleri kendi satırlarıyla şöyle anlattı:
Pazar günü sevgili hocam Prof. Nermin Abadan Unat'la ilgili kitabı okuyordum. (...) Hocam Nermin Abadan'a göre ben şöyle bir öğrenciymişim: "Sınıfın arka sıralarında otururdu. Durmadan elini kaldırıp soru sorardı. Sınıfı canlandırırdı. Şivesinden İzmirli olduğunu anlamıştım."
(...) En çok "Sınıfı canlandırırdı" cümlesini sevdim.
Bu cümleyi, "Sınıfı provoke ederdi" diye okudum.
Evet öyleydim. Ne mutlu ki öyleydim.
Facebook'u kuran Mark Zuckerberg'i izlerken, biraz da kendimi düşündüm.
En yakın arkadaş grubunu kaybetmeyi bile göze alışını, şizoid sorularını, cüretini, meydan okumasını çok sevdim.
Bir de Nermin Abadan Unat hocamı düşündüm.
Bize soru sorduran, soru sormaya tahrik eden harika kadını.
Sormanın, itiraz etmenin ayıp olmadığını, tehlikeli de olmadığını öğreten hocamıza sarıldım.
Allah ona daha çok uzun ömürler versin.
Öğrencisi olduğum için çok şanslıyım.
Soru sorabilmek, itiraz edebilmek gerçekten çok güzel bir duygudur.
Gerçek bir ileri demokrasi toplumunda, arka sıralarda oturan haylaz çocuklara ihtiyacımız var.
O yüzden Nermin Abadan Unat hocama, "Soru sormaya devam edeceğim" demek isterdim.
Çünkü bu koskoca ülkeyi biraz canlandırmak, biraz cüretkâr yapmak lazım.
Ama bu soruları hangi haylaz çocuklar soracak?"
Özkök'ün "Herkes ön sıralara oturdu, arka sıralar artık bomboş" dediği yazısının tamamını Hürriyet'teki okuyabilirsiniz.
