Ertuğrul Özkök kazandı...

Eskiler, birilerini birbirine düşüren…
Arkadaşları arasında kavga çıkmasına sebep olacak tahriklerden kaçınmayan kişiler için:
“Kavga kaşağısı” sıfatını kullanırlardı…

*

Bilirsiniz…
Kaşağı, hayvanları kaşımakta kullanılır demir dişli bir taraktır…

*

Birilerini kavga ettirmek her zaman tatsız durumlar ortaya çıkarır…
Çoğu zaman da kan akar…

*

Kişileri birbirine düşürmek kişisel sonuçlar doğurur, kişisel zararlara sebep olur…
Ama…
Devletleri birbirine düşürmek…
Siyasetçileri ve milyonlarca vatandaşı gaza getirmek toplumsal bir felâket getirir…
Sadece tahrik edilen halklar için değil…
Karşı devletin halklarına da felâket getirir…

*

O nedenle burada hep şuna dikkat edilmiştir:
Kimseyi (Hiçbir devleti) kimseye karşı (Hiçbir devlete karşı) tahrik etmemek…
En çetrefilli sorunları bile karşılıklı diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesini öneren meslektaşlarımızı “taltif” etmek…

*

Ertuğrul Özkök’ün bugünkü Hürriyet’te “Akif sen bari katılma şu dolduruş ordusuna” başlığıyla yayımlanan yazısı, bunun en güzel örneklerinden biri…

*

Özkök, sayfa komşusu Akif Beki’ye telefonda da söyleyebileceklerini kamuoyuna mal olması ve tüm meslektaşlarımızın da okuyabilmesi için açık mektup şeklinde söylüyor…
Ve…
Kazanıyor...

AKİF SEN BARİ KATILMA ŞU DOLDURUŞ ORDUSUNA

GRAMMY dönüşü baktım, komşum Akif Beki, veriyor da veriyor gazı Ankara’ya...

Neymiş, Rusya’ya yeterince celallenilmemiş, Putin’in ağzının payı verilmemiş,

Akif bak referandum yakın...

- Bir siyaset meydanında Rabia selamı ile verdik gazı verdik gazı bak Mısır’la ne hale geldik...

- Bir miting alanını “Kahrolsun Amerika” diye diye inlete inlete, Altıncı Filo gazası haline getirdik...

Bak ne hale geldik Amerika ile...

- Ey Merkel nakaratları atarak Almanya ile papaz olduk...

- Suriye, Irak falan dersen malum...

Zaten savaştayız...

Şimdi bir gaz da sen verip, Rusya ile yeniden papaz ettirme bizi...

Unutma düveli muazzama ile ilk savaşta bir Atatürk’ümüz vardı...

Şimdi o da yok...