Ertuğrul Özkök: Dış politikada Ahmet Davutoğlu hayalciliğinden vazgeçiliyor mu?
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Türkiye'nin BM'de Çin konusundaki tutumuna değinerek, "Dış politikada Ahmet Davutoğlu hayalciliğinden vazgeçiliyor mu?" diye sordu.
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Türkiye'nin BM'de Uygur Türkleri konusunda Çin karşıtı bir bildiriyi imalamamış olması, Büyükelçilerimizden birinin yine BM'de İslamofobi ve antisemitizmi eleştiren bir konuşma yapmış olmasından yola çıkarak "Dış politikada Ahmet Davutoğlu hayalciliğinden vazgeçiliyor mu?" diye sordu. Özkök, İsrail ve BAE normalleşmesini işaret ederek "dış politikada realizm" vurgusu yaptı:
Dün: İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri karşılıklı olarak vizeleri kaldırdı. Üç hafta önce karşılıklı büyükelçilik... Önceki hafta karşılıklı sivil uçuşlar... Dün kaldırılan vizeler... Özet: Bizim dışımızdaki dünyada diplomaside realizm tam gaz... Ya bizde?
Dün Hürriyet’te Sedat Ergin’in yazısından çok ilginç bir şeyi öğreniyoruz. 6 Ekim günü Birleşmiş Milletler Üçüncü Komitesi’nde çok ilginç bir oturum yapılıyor. Konu Çin’de Uygur Türklerine uygulanan baskılar. 39 Batılı ülke adına yapılan bir açıklamada bu uygulama kınanıyor. Ama çok ilginç bir şey var. Son yıllarda Uygur Türkleri konusunda sesini en çok yükselten ülkelerden biri olan Türkiye bu kınama grubu içinde yok... Daha da ilginci var... Bu bildiriye karşı 44 ülke de Çin’i destekleyen bir metne imza atıyor. Aralarında Rusya ve Küba gibi ülkeler de var. İşin tuhafı bu grupta 20 İslam ülkesi Çin’in yanında yer alıyor... Yani Müslüman bir topluluğa uygulanan haksızlıkları savunan bir bildiriye imza atıyor... Türkiye o grupta da yok... Onun yerine bir kadın büyükelçimiz çıkıyor ve harika bir konuşma yapıyor... İslamofobiyi de eleştiriyor, Yahudilere karşı uygulanan antisemitizmi de... Uygur Türklerine yapılan haksızlıkları endişe ile izlediğimizi de ekliyor. İşte tam da dış politikada realizm diyebileceğimiz bir tutum.
Dün: Ve dün bir de şunu öğreniyoruz... Türkiye İdlib’de, Şam yönetiminin denetimindeki bölgede kalan kontrol kulelerinden çekiliyor. Realist bir adım daha... Bütün bunlara bakınca soruyorum: Acaba dış politikada Ahmet Davutoğlu hayalciliğinin ürünü olan “derinlik stratejisi”nden vazgeçiliyor mu...
Gerçek ve realist bir “stratejik derinliğe” mi geçiliyor? İnşallah...