Ertuğrul Özkök, Cumhuriyet'teki Türkçe kavgasını yorumladı
Ertuğrul Özkök, Cumhuriyet gazetesindeki gizli Türkçe tartışmasını yorumlayarak, "Yirmi yıllık medya yöneticiliği tecrübem ise bana şunu öğretti. Maalesef medya yöneticiliğinin en zor tarafı güçlü egolara sahip köşe yazarlarını idare edebilmektir" değerlendirmesinde bulundu.
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Cumhuriyet gazetesindeki Türkçe tartışmasının ardından neler yaşandığını yazdı. Özkök, "Yirmi yıllık medya yöneticiliği tecrübem ise bana şunu öğretti. Maalesef medya yöneticiliğinin en zor tarafı güçlü egolara sahip köşe yazarlarını idare edebilmektir" değerlendirmesinde bulundu:
BAŞKA İLGİNÇ OLAYLAR DA VAR
Cumhuriyet gazetesinde “Türkçe edebiyat mı” yoksa “Türk edebiyatı mı” denmesi konusunda başlayan iç savaşın perde arkasında başka ilginç olaylar da var. İlk ilginç olay 18 Eylül günü eski büyükelçi Oğuz Demiralp’in Kitap Eki’nde yazısının yayınlandığı gün yaşanıyor. Cumhuriyet’te çalışan asistanlardan biri Oğuz Demiralp’i arayıp şu mesajı veriyor: “Özdemir İnce Bey size telefonunu iletmemi istedi. Bugün yazınızda Türkçe edebiyat diye bir kavram kullanmışsınız. Beni arayıp bununla ne kastettiğini anlatsın. Aksi takdirde kendi aleyhine bir yazı yazacağım dedi”.
Bu mesaj Demiralp’i çok kızdırmış ve oturup o da buna ağır bir cevap yazıp, “Sayın yönetici” diye başlayan bu metni genel yayın yönetmenine göndermiş. Özdemir İnce’nin yaptığını “Faşizan bir tehdit” olarak gördüğünü yazmış. Ayrıca başka ağır ifadeler kullanmış. Gazetenin genel yayın yönetmeni Aykut Küçükkaya, Demiralp’e bir e-mail atarak, “Bu yazıyı kendi köşesinde özgürce yayınlayabileceğini” bildirmiş.
"YAYINLAMAZLARSA T24'TE YAYINLAYACAĞIM"
Ancak Demiralp bunun o köşede yazdığı yazıyla ilgili olmadığını, dolayısıyla gazetenin yayınlaması gerektiğini söylemiş. Ayrıca gazete yayınlamadığı takdirde bunu T24 sitesinde yayınlayacağını da söylemiş. Genel yayın yönetmeni bunu yayınlamayacağını bildirince, Demiralp de bunu T24’de yayınlamış. Bu arada gazetenin ağır topları Ataol Behramoğlu ve Zeynep Oral gibi isimler devreye girmişler. Ama sorun çözülememiş.
KİTAP EDİTÖRÜ İSTİFA ETMİŞ
Bunun sonucunda Cumhuriyet Kitap Eki’nin editörü istifa etmiş. Genel yayın yönetmeni Küçükkaya da olayın ayrıntılarını anlatan bir mektubu Kitap Eki’nin bütün yazarlarına e-mail’le göndermiş. Bu arada geçtiğimiz aylarda Kitap Eki’nden, aralarında Feridun Andaç’ın da bulunduğu 6-7 yazarın daha ayrıldığını öğrendim.
GENEL YAYIN YÖNETMENİNİN SIKINTISINI ÇOK İYİ ANLADIM
Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Küçükkaya öyle sert, dediğim dedik bir genel yayın yönetmeni değil. Önceki gün onunla biraz sohbet ettim. Eski bir genel yayın yönetmeni olarak sıkıntısını çok iyi anladım...
Benim bu olayla ilgili görüşüm şöyle: “Türkçe edebiyat mı” yoksa “Türk edebiyatı mı” gibi bir tartışmayı saçma buluyorum. İsteyen istediğini söyler. Bu ifadeyi kullanan bir yazara “Densizlik yapıyorlar” demeyi zarif bulmuyorum. Eski bir büyükelçiye başkası aracılığıyla mesaj gönderip “Beni arasın yoksa yazarım” demeyi ise hiç zarif bulmuyorum. Ama Oğuz Demiralp’in tepkisini de ölçüsüz bir öfke olarak görüyorum. Ayrıca hem bu gazetenin yazarı olup cevabının bir başka mecrada verilmesini de doğru bulmuyorum.
Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni’ne gelince... Onu çok iyi anlıyorum. Galiba ben de farklı davranmazdım... Yirmi yıllık medya yöneticiliği tecrübem ise bana şunu öğretti. Maalesef medya yöneticiliğinin en zor tarafı güçlü egolara sahip köşe yazarlarını idare edebilmektir.